Doğaya yerleştirilen sanat: Enstalasyon
Sanatçının bakış açısına göre, bir ormandan kaldırım taşlarına kadar her ortam ve her yapı bir enstalasyon yaratmak için kullanılabilir.

Başak ŞAHİNDOĞAN
Yerleştirme bir diğer adıyla enstalasyon, kavramsal sanat kapsamında geçtiğimiz yüzyılda ortaya çıkmış ve son elli yılda bugünki şeklini almıştır. İçerisinde birçok görsel sanat disiplinini de barındıran enstalasyon bu yanıyla çok katmanlı bir sanat türüdür.
Geleneksel sanat eserlerinin aksine çevreden bağımsız bir sanat nesnesi içermeyip belirli bir mekan için yaratılan enstalasyon sanatı, mekanın niteliklerini kullanıp irdeleyerek hem mekanın hem de eseri inceleyen sanat severleri eserin bir parçası kılar. Bu nedenle bir enstalasyon eserini inceleyen sanatsever, izleyici olmaktan çıkıp eserin içine dahil olarak, bambaşka perspektifler ve deneyimler yaşayabilir.
Günümüzde enstalasyon sanatı ve sanatçıları yukarıda sıraladığımız tüm bu özellikleri sayesinde başlıca sanat türlerinden biri olarak yerini sağlamlaştırmıştır. Ayrıca enstalasyon sanatı, esnekliği ve kapsadığı çalışmaların çeşitliliği ile geliştikçe radikal bir dal olmaktan çıkıp genel bir sanat dalı haline gelmiştir.
Sanatçının bakış açısına göre, bir ormandan kaldırım taşlarına kadar günlük yaşamdaki her ortam ve yapı bir enstalasyon yaratmak için kullanılabilir. Bu yazıda da sanatçıların, mekanın ruhunu yansıtan eserlerini sonsuz bir sergi alanı olan doğada sergiledikleri en etkileyici enstalasyon çalışmalarını derledik.
“Doğa bir sanat yapıtı olarak görüldüğü zaman daha güzeldir.” Kant
YÜZEN İSKELELER, CHRİSTO, ISEO GÖLÜ, İTALYA
81 yaşındaki Bulgar sanatçı Christo Vladimirov Javacheff, İtalya’nın kuzeyinde bulunan Brescia kentindeki Iseo Gölü kıyısında bulunan Sulzano Köyü ile göldeki Momte Isola adası arasına yüzen küpler yerleştirerek ada ile köyü birbirine bağlayan bir eser yaptı. İseo Gölü’nde 100 bin metrekarelik bir alana sarı bir kumaş kullanarak inşa ettiği Floating Piers ile sanatçı Christo, ziyaretçilere 3 kilometrelik yürüme yolu ile yüzen bir rıhtım yarattı. ”The Floating Piers” adlı bu enstalasyon çalışması ile iki adayı birbirlerine ve ana karaya bağlarken aynı zamanda da ziyaretçilere doğanın bir parçası olarak suyun üstünde yürüme imkanı yarattı. Çalışma dağların çevrelediği bir bölgede 16 gün boyunca sergilendikten sonra kaldırılıp tüm malzemeleri tekrar geri dönüştürüldü.
DEV ATLETLER, RİO DE JANEİRO, BREZİLYA
Fransız fotoğrafçı, graffiti ve sokak sanatçısı JR, Brezilya’nın Rio de Janeiro kentinde gerçekleşen 2016 Olimpiyat Oyunları için iki yeni enstalasyon çalışması yaptı. Sanatçının devam eden projesi Inside Out kapsamında ürettiği bu çalışmalarda, iki adet atletin kumaş üzerine basılmış fotoğraflarının açık alanlara kurulan devasa metal iskeleler üzerine yerleştirilmesi yapıldı. Bu çalışmalar şehrin iki farklı noktasında açık alana yerleştirilerek dev heykellere dönüştürüldü.
JR bir apartmanın çatısına yerleştirdiği ilk heykelinde 27 yaşındaki Sudanlı yüksek atlama sporcusu Mohamed Younesİdriss’i kullanırken, diğer çalışmasında ise okyanusa atlayan bir yüzücüyü tasvir etti.
MÜLTECİLER BERLİN, ALMANYA
Çinli çağdaş heykel ve fotoğraf sanatçısı Ai Weiwei mülteci sorununa dikkat çekmek amacıyla Almanya’nın başkenti Berlin’deki Konzerthaus Konser Evi’nin sütunlarını “CinemaforPeace” etkinliğinin gala gecesinde Avrupa’ya geçmeye çalışan mültecilerin kullandığı 14 bin can yeleğiyle kapladı. Sanatçı bu enstalasyon çalışması kapsamında Midilli Adası’ndan topladığı can yeleklerini giydirdiği sütunların arasına bir de üstünde ‘güvenli geçiş’ yazan şişme bot yerleştirdi.
Bu proje Ege Denizi’ni aşmaya çalışan her insanın hayatına dokunmaya çalışan sanatçının konu hakkındaki ilk çalışması değil. Ai daha önce de mülteci krizine karşı kayıtsız kaldığına inandığı Çek Cumhuriyeti’ni başkent Prag’daki hayvan heykellerinin üzerini, mültecilerin kullandığı altın renkli termal battaniyeler ile kapatarak protesto etmişti.
Ayrıca Midilli adasında sığınmacılar için bir anıt yapmayı da planlayan Ai, bu çalışmalarınınAvrupa’ya geçmek hedefiyle yola çıkan ve bu yolda hayatlarını kaybeden mültecilere bir saygı duruşu olduğu belirtiyor.
ERİYEN İNSANLAR - NELEAZEVEDO
1950 doğumlu Brezilyalı sanatçı Nele Azevedo, küresel ısınmaya dikkat çekmek için bir süredir küçük buzdan insan figürlerini şehir meydanlarına yerleştirerek onları gün ışığında erimeye bırakıyor.
Azevedo her biri yaklaşık 20 santim olan yüzlerce buz insan heykellerini kentlerin önemli meydanlarına taşıyıp halkın da yardımı ile merdivenlere yerleştirerek insanların gözü önünde erimeye bırakıyor. Bazen bir bazense birkaç saat süren bu olayı pek çok insan seyrediyor.Sanatçı buzdan insancıkların böylesine erimesiyle izleyicilerde “Küresel ısınma durdurulmazsa hepimiz böyle yok olacağız” algısını yaratmayı amaçlıyor.
Sao Paolo Üniversitesi’nde güzel sanatlar dalında çalışan NéleAzevedo WWF (Dünya Doğal Yaşamı Koruma Vakfı) ile birlikte 2002 ‘den bu yana bu proje üzerinde çalışıyor.Bugüne kadar Havana, Sao Paulo, Porto, Brasilia, Paris, Floransa, Salvador, Berlin, Santiago, Belfast, Amsterdam, Birmingham, Tokyo, Kyoto gibi kentlerde kimi zaman 350 adet, kimi zaman ise 5.000 adet insan figürü ile iklim değişimine dikkat çekmeye çalışıyor.
ŞEHİTLER, NORMANDİYA
İngiliz sanatçılar Jamie Wardley ve Andy Moss 2. Dünya Savaşı sırasında 6 Haziran 1944 günü D-Day olarak anılan Normandiya Çıkarmasında ölen siviller, müttefik kuvvetler ve Almanların anısına The Fallen (şehitler) 9000 isimli bir proje tasarladılar. 6 Haziran günü Normandiya Sahili’nde 500 gönüllünün yardımlarıyla tamamlanan çalışmada ölen 9 bin kişinin anısına kumsal insan siluetleri ile kaplandı. Sanatçıları bu enstalasyonu barışın yokluğunda neler olacağını hatırlatmak üzere yaptıkları belirttiler. Amerikan ve İngiliz müttefik kuvvetlerinin Alman askerlerine karşı yaptığı Normandiya Çıkarması, dünyanın en büyük çaplı ve kanlı çıkarması olarak tarihe geçerken aynı zamanda 2. Dünya Savaşı bitiş sürecinin ilk adımı olarak kabul edilir.
ORMANDAKİ SURETLER, AMAZON ORMANLARI
Fransız Sokak fotoğrafçısı Philippe Echaroux son projesi olan ”The Blood Forest” ile Amazonların ormansızlaştırılmasına dikkat çekmek için son derece ilginç bir yöntem izledi. Bizleri Brezilya’nın yağmur ormanlarından geri kalanlara götüren sanatçı Brezilyalı yerlilerin portrelerini yağmur ormandaki ağaçların üzerine yansıtarak dikkat çekici bir çalışmaya imza attı.
Sanatçı bu çalışması ile Amazonlardaki yağmur ormanlarının gitgide artan bir hızla insanlar tarafından yok edilmesine dikkat çekmek ve katliamı protesto etmek için kullanıyor.
Echaroux bu projeye geçtiğimiz yıl Nisan ayında Brezilya’nın yağmur ormanlarında yaşayan Surui kabilesini ziyaret ederek başladı. Sanatçı önce kabile üyelerinin fotoğraflarını çekip ardından da bu fotoğrafları projeksiyon cihazıyla yağmur ormanlarına yansıtarak etkileyici bir performans ortaya koydu.
“Bir ağacı yok etmek bir insanı öldürmekle eş değerdir.” sloganıyla yola çıkan ve insanla orman arasındaki bağlantıyı sergileyen Philippe Echaroux’un bu projesi “Yağmur ormanlarında yapılmış ilk sokak sanatı” olarak nitelendiriliyor.
Evrensel'i Takip Et