1 Mayıs’a, komiteleri oluşturarak taleplerle hazırlanılmalı
Emekli İşçi Yakup Umur İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik Dayanışma ve Mücadele Günü 1 Mayıs ile ilgili yazdı.
Yakup UMUR
Emekli İşçi
1 Mayısa kısa bir süre kaldı. 2017 1 Mayısını tüm dünyada, aşırı üretim ve kendi içinde eşitsiz gelişimi nedeniyle kapitalistler arasındaki rekabet ve çelişkilerin daha da sertleştiği bir dönemde karşılıyoruz. Pazar ve enerji kavgası daha da kızışırken, tekeller bu rekabetten kârlı çıkabilmek için, işçi ve emekçiler üzerindeki baskılarını artırıyor. Tekellerin ihtiyaçları doğrultusunda uygulanan politikalar gelir adaletsizliğini ve işsizliği büyütürken bölgesel savaşlara da yol açtı, yenilerine de kapı aralıyor. Ve tekellerin bu saldırgan politikalarının ihtiyacı olarak ABD ve Avrupa ülkelerinde olduğu şoven partiler yükselişe geçti, kimi yerlerde iktidara geldi.
Bugün emperyalist kapitalist sistemin geldiği nokta şöyle özetlenebilir: Dünyanın 8 büyük ailesinin mal varlığı dünyadaki 3.5 milyar insanın gelirinin üstündedir. Ancak bu durum bile onlara yetmemekte. Bu nedenle yeni savaşlarla insanlar katledilmeye devam ederken, işçi ve emekçilerin tüm kazanılmış haklarına topyekün bir saldırı başlatılmıştır.
Emperyalits kapitalist sistemin bir parçası durumunda olan ülkemizde yaşananlar da bunlardan azade değil. Sonu tam biatla biten emperyalist ülkelere efelenmeler, Suriye’deki savaş bataklığına girme, barış sürecinin rafa kaldırılması, seçilmiş vekillerin ve belediye başkanlarının cezaevine atılması, darbe girişimi fırsat bilinerek halka karşı başlatılan darbeyle kamu emekçilerinin, akademisyenlerin ihraçları, gazetecilerin cezaevine konması, işçilerin kanalı olan Hayat Televizyonu’nun da aralarında bulunduğu muhalif gazete ve televizyonların kapatılması, tek adam rejiminin önünü açan cumhurbaşkanlığı sistemi referandumuna gidilmesi... Bu ve benzeri gelişmeler çoğaltılabilir. Değişmeyen şey ise bu politikaların faturasının işçi ve emekçilere çıkarılmasıdır. Ücretler düşmekte, vergiler artmakta, zamlarla hayat pahalılığı yangına dönmekte, iş cinayetleri acı rekorlarla katliama dönmekte, kiralık işçilik, taşeron adı altında en kötü ve güvencesiz çalışma koşulları dayatılmaktadır. Buna karşı verilen hak arama mücadeleleri ise baskıyla karşılanmakta, Anayasa’da yazan grev hakkı Bakanlar Kurulu kararlarıyla fiilen yasaklanmaktadır. Tüm bu hak gasplarına ve ağır çalışma koşullarına ses çıkarmaması için işçilere sunulan dinselleştirilmiş eğitimdir.
HER ZAMANKİNDEN DAHA ÖNEMLİ
İşte tüm bu nedenlerden dolayı 8 saat iş günü talebiyle ortaya çıkan ve ilerleyen yıllarda işçilerin ekonomik, demokratik ve siyasi taleplerini haykırdığı bir gün olan İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik Dayanışma ve Mücadele Günü 1 Mayıs her zamankinden daha da önemli olmuştur.
Bu önem nedeniyle 1 Mayısa geçmiş 1 Mayıslardan ve işçi sınıfı mücadelelerinden dersler çıkararak hazırlanmalıyız. Örneğin 1976 1 Mayısı. İşçiler Türk-İş, DİSK ayrımı yapmaksızın tüm fabrikalarda 1 Mayıs komiteleri oluşturarak hazırlık yapmış, aynı bölgede bulunan farklı fabrikaların komiteleri kendi aralarında irtibata geçerek çalışmalarını ortaklaştırmış, iyi bir hazırlıkla yüzbinlerce kişinin katıldığı bir 1 Mayıs tertip etmişti. O zamanlar ben de DİSK/Maden-İş’in örgütlü olduğu Demirdöküm fabrikasında işçiydim. 1 Mayıs tatil günü değildi ama işçiler fabrikaları boşaltarak toplanma yerlerine yürümüş, buradan da merkezi kutlamanın yapılacağı Taksim’e ilerlemişti. Grevler ve direnişler saldırılara rağmen işçilerin birliği sayesinde sürdürülüyor, kazanımlar elde ediliyordu. Bir yıl sonra DİSK’e bağlı Gıda-İş’&in örgütlü olduğu bir fabrikada çalışmaya başladım. 77 1 Mayısı’na da buradan katıldım. İşçilerin yükselen bu mücadelesi egemenleri korkuttuğu için 1977 1 Mayısına kanlı saldırı yapıldı. 37 kişinin öldüğü bu kanlı saldırıya rağmen işçilerin mücadelesi devam etti. Neoliberal politikalar ancak 12 Eylül darbesinin artından uygulanabildi.
Bugün işçi sınıfı, geçmişinden ders almalıdır. İşyerlerinden başlayarak örgütlenmeli, sendika ve fabrika ayrımı yapmadan işyerlerinde 1 Mayıs komiteleri oluşturarak, alan fetişizmi yerine işçilerin taleplerini ve bu talepleri gerçekleştirecek bir mücadele hattını önüne koyarak ilerlemelidir. İşçiler ancak talepleri etrafında birlik olup, üretimden gelen güçlerini kullanabildikleri, dayanışmayı büyüttükleri oranda haklarını geri alabilir. Ülkeye barış, demokrasi, kardeşlik; işçi ve emekçiler için insanca yaşanacak ücret, iş güvenliği ve can güvenliği anlamına gelen istikrar ancak bu şekilde gelebilir.
NASIL BİR SENDİKA?
2017 1 Mayısında işçilerin kendi evleri olması gereken sendikalara dair de mutlaka dile getirmesi gereken talepler vardır. Sendikaların yeniden mücadeleci temelde örgütlenebilmesi için işçiler 1 Mayıs alanlarında:
* Sendikal barajların ve örgütlenme önündeki tüm engellerin kaldırılması,
* İşçiler dilediği sendikada örgütlenmesinin önünü açılması, sendikal rekabete işyeri referandumuyla son vermesinin yasalaştırılması,
* Sendikal demokrasi sonuna kadar uygulanması, temsilciden delegeye, şube ve genel merkez yönetimine kadar her sendikal kademenin seçimle belirlenmesi, seçimle gelenin ancak seçimle gidebilmesi,
* Profesyonel sendikacıların maaşları aynı iş kolundaki aynı kıdemdeki işçinin geliri kadar olması, her işçinin sendikanın gelir ve gideri konusunda istediği zaman bilgi alabilmesi,
* Sendikaların işçilerin ekonomik ve demokratik taleplerini karşılamak için kurulmuş mücadele örgütleri olduğu bilinciyle, sendikaların işçilerin lehine yasal düzenlemeler yapılması içinde mücadele etmesi taleplerini dile getirmek ve bu taleplerin hayat bulması için mücadelesini sürdürmek zorundadır.