Mersin'de yetkililer uyarılara rağmen önlem almamış
Akdeniz ilçesinde, Suriyeli mültecilerle köylüler arasında yaşanan kavganın uzun süredir "geliyorum" dediği ortaya çıktı.
Cemil UĞUR
Mersin
Mersin’in Akdeniz ilçesine bağlı Adanalıoğlu Mahallesi’nde 17 Nisan gecesi Suriyeli mültecilerle köylüler arasında yaşanan kavganın uzun süredir "geliyorum" dediği ortaya çıktı.
Yetkililerin kararıyla bölgeden tahliye edilen Adanalıoğlu Mahallesi’nde yaşayan Suriyeli çocuklara Türkçe eğitim, psikolojik destek, ve yardımlar toplayan Maya Derneği, yetkilileri defalarca uyardıkları halde yetkililerin önlem almadığını açıkladı.
Dernek tarafından hazırlanan raporda, bölgenin Arap Alevi yurttaşların yoğun olarak yaşadığı bir yer olduğu, 5 yıl önce Suriyeli mültecilerin bölgeye yerleştiği bilgisi verildi. Aynı bölgede Urfa’dan gelen tarım işçilerinin de yaşadığının belirtildiği raporda, mültecilerin de Urfalı tarım aracıları tarafından tarlalarda çalıştırıldığı ifade edildi. Mültecilerle yerel halk arasında zaman zaman gerginliklerin yaşandığı bilgisi veriler raporda "2 yıldır Adanalıoğlu bölgesinde tarım işçisi Suriyelilerle dayanışma içinde bulunan bir sivil toplum kuruluşu olarak muhtelif defalar ilgili kurum ve kuruluşlarla temas kurarak çadır bölgelerindeki Suriyelilerin çalışma ve yaşama koşullarındaki ve yerli halk ile olan sorunlarını dile getirmiş, uygun çözümler talep etmiş, kayıt meselesinin çözülmesinin gerekliliğini vurgulamış, sığınmacıların eğitim ve sağlık temel hizmetlerine erişiminin sağlanması gerektiğini bildirmiş, bunların yapılmaması durumunda da çok ciddi toplumsal sorunların ortaya çıkacağına dikkat çekmiştik” denildi.
'TAHLİYE ÇÖZÜM DEĞİL'
Yetkililerin yapılan uyarıları dikkate alması halinde yerli halk ile Suriyeliler arasında çıkan olayların yaşanmayacağına dikkat çekilen raporda, “Nitekim bugün de yaşanan sorunun 'tahliye/tasfiye' yoluyla çözümlenme yoluna gidilmesi sadece benzer sorunların farklı mekanlarda ve zamanlarda ortaya çıkacak şekilde ertelenmesinden başka bir sonuç getirmeyecektir. Daha bütüncül ve uzun erimli politikaların gerekliliği konusundaki ısrarımızın geçerli olduğunu bir kez daha ifade etmek isteriz” uyarısı yapıldı.
ISLAHİYE’DEKİ KAMPA NAKLEDİLECEKLER
Raporda olay günü ve sonrasında yaşananlarla ilgili ise şu bilgilere yer verildi:
Olay günü 2 Suriyeli gencin bir tarım dükkanından bir miktar tarım ilacı çalması, bunun üzerine Adanalıoğlu’nun yerlisi birkaç genç tarafından kendilerine dayak atılması üzerine Suriyeliler yalnız yakaladıkları bir yerli genci dövüyor. Ardından köylülerin alışverişe gelen birkaç Suriyeli genci ağır şekilde darp etmeleri üzerine bu haber çadır alanına söz konusu gencin hayatını kaybettiği şeklinde yansıyınca, çadır bölgesinden bir grup Suriyeli sopalarla köye doğru yürüyor ve birkaç arabaya zarar veriyorlar. Bu olayı haber alan köylüler birbirlerine haber vererek Suriyelilere karşı toplanmaya başlıyor ve civar mahallelerden Arap Alevileri de desteğe çağırıyorlar.
Her iki tarafın da kalabalık bir şekilde toplanması ve saldırıya hazırlanması üzerine emniyet güçleri ve muhtarlar devreye girme ihtiyacı duyuyor ve iki grubun karşılaşmasını önlemek amacıyla çadır bölgesi ile köy yerleşimi arasında bariyer oluşturuyorlar. Bu önlem alınmasaydı ağır kayıplar yaşanabileceği her iki tarafça da dile getirilmiştir.
Bunun üzerine köylüler, Suriyeliler tamamen tahliye edilmeden dağılmayacaklarını bildiriyorlar ve Akdeniz Kaymakamlığı ile Valilik gece yarısından sonra çadır bölgesini tahliye ederek orada yaşayanları şehir merkezinde bir spor salonuna naklediyor.
Bugün alınan bilgilere göre tahliye edilenler kayıt ve sağlık taraması işlemlerinin yapılmasının ardından Islahiye’deki kampa nakledilecekler.
RAPOR, DURUMUN ACİLİYETİNE DİKKAT ÇEKİYOR
Raporun değerlendirme bölümünde şu tespitlere yer verildi:
Adanalıoğlu bölgesi Arap Alevilerin çok yoğun yaşadığı bir bölge olup buradaki halkın Suriye’de yaşanan savaş sonrası Türkiye’ye göç etmek zorunda bırakılmış olan Sünni Suriyelilere karşı çok büyük bir tedirginlikleri bulunmaktadır. Bunun nedeni Ortadoğu ve Türkiye’de son dönemde yükselen ırk ve mezhebe dayalı kutuplaşmalardır.
Arap Aleviler açısından en küçük bir olay dahi bir cihat çağrısı ve katliam olarak algılanmakta ve bu durum ciddi korkulara yol açmaktadır.
Ancak tarım bölgesi olması ve tarımın içinde bulunduğu krizin doğurduğu ekonomik darboğaz, her iki halkın karşılıklı tüm kaygılara rağmen ekonomik ilişki içine girmesi zorunluluğunu doğurmuştur.
Tarımsal iş ilişkileri içinde bölgedeki tarım işçiliği tamamen tarım aracılarının inisyatifine bırakılmış, ücret, yaşama ve çalışma koşulları ve temel hizmetlere erişim açısından işçiler çok büyük sıkıntılarla yüzyüze kalmıştır.
Bundan sonrasında da yerli halk açısından tedirginlik katlanarak sürecek gibi görünmektedir.
Bölgede başka çadır yerleşkeleri ve bahçe evlerinde yaşayan Suriyelilerin ne olacağı önemli ve acil bir gündem maddesidir.