Alfabenin kültüre ve zihne etkileri
Doç. Dr. Ulaş Başar Gezgin, geçmişten günümüze uzanan alfabelerin kültür ve zihin üzerinde oluşan etkilerini yazdı.
Doç. Dr. Ulaş Başar Gezgin
İstanbul
Uygurca hâlâ Arap harfleriyle yazılıyor... Bir yandan da, Kazakistan, Kiril harflerini bırakıp Latin harflerine geçiyor... Uygurca’nın kendi abecesi (alfabe) vardı oysa; ki bu abeceyle yazılmış olanlar Türklerin atalarını tanımak için hazine değeri taşıyor. Kendi abecesi olan bir dili konuşanlar, din değiştirerek Arap harflerine geçiyor. “Ecdadımızın yazdıklarını okuyamıyoruz” deyip Osmanlıcayı savunanlara karşı önemli bir veri bu. Asıl ‘ecdad’ı okuyabilmek için Uygur harflerini öğrenmeli. Üstelik, Türklerin yazıya ancak Müslüman olduktan sonra geçtikleri iddiası da doğru değil. Bu da, Türkçeyi, dünya üzerindeki çok az kişinin konuştuğu ve yazılı yaşama Avrupalı sömürgecilerin işgaliyle giren çeşitli dillerden keskin bir biçimde ayırıyor.
KÜLTÜR ALIŞVERİŞİ ARACI OLARAK ALFABE
Arap harfleri Türkçe vb. diller için uygun değil. Teknik olarak konuşacaksak, Arap abecesi bir abugida. Yani ünlülerin ünsüzlerden önemsiz olduğu bir abece. Bu da, Osmanlıca metin okumalarında görüldüğü gibi okuma-yazmayı zihinsel ve teknik olarak zorlaştırıyor. Uygurların kullandığı Arap abecesinde ünlüler özellikle belirtiliyor. Bu açıdan Arapların kullandığı abeceyle fark var. Bu bile, tek başına Türkçe gibi diller için Arap abecesinin yetersizliğini gösterir. Dahası, abece herhangi bir bilişsel veri değil. Abece dünyaya bakışımızı ve hangi kültürlerle düşünsel akrabalık kuracağımızı belirliyor. Söz gelimi, Sovyetlerden ayrılıp bağımsızlık ilan ettiyseniz, Rusya’nın yayılmacı politikalarından rahatsızsanız, Kiril abecesini bırakıp başka bir abeceye geçmek oldukça mantıklı olacaktır. Türkçenin akrabası olan dillerin tek bir abeceyle (Latin ya da diğer) yazılması, bu halklar arasındaki kültürel alışverişi arttıracaktır.
Daha teknik birtakım konular var: Sese dayalı abeceler, Arap abecesi gibi abugidalar ve Çin ve Japon abecesi gibi kavram-resimli yazılara göre daha hızlı öğrenilir. Bu durum, iletişimi kolaylaştırmakla kalmaz, insanda daha fazla zihinsel enerjiyi başka etkinliklerde kullanmak üzere serbest bırakır. Sanıldığının tersine, Kore abecesi, sese dayalı bir abecedir; Çin ve Japon abecelerine benzemez. Fakat her bir ses için bir Latin harf yerine, bir Kore harfi kullanırlar.
DÜNYADA ALFABELERİN DAĞILIMI
Bugün 3 ana karada (Kuzey Amerika, Güney Amerika ve Avustralya) baskın abece, Latin abecesi. Kuşkusuz, bu, sömürgeciliğin bir ürünü. Arap ülkelerinin ve Müslümanlığın etkisi altındaki Kuzey Afrika dışındaki tüm Afrika ülkelerinde (Ki bunlar çoğunluğu oluşturuyor), baskın abece Latin. Avrupa’nın çoğu da öyle. Doğu Avrupa’da tarihsel olarak Slav kökenli olan ülkelerin çoğunda Rusya’daki gibi Kiril abecesi kullanılıyor. Bilindiği gibi, bu bölgede Yunanca da farklı yazılıyor. Eski Sovyet cumhuriyetleri içinde, Ermenice ve Gürcüce farklı birer abeceyle yazılıyor. Orta Asya’daki eski Sovyet cumhuriyetleri arasında Kiril kullanmaya devam eden de var, Latin harflerine geçen de (Azerbaycan, Kazakistan vb.). Moğolistan da Kiril kullanıyor. Hindistan ve çevresindeki ülkelerde (Nepal, Butan, Sri Lanka, Bangladeş, Myanmar, Tayland, Kamboçya ve Laos), Hint abecesinden hareketle geliştirilmiş çeşitli abeceler görüyoruz. Bunlar abugida sınıfına giriyor. Daha önce belirtildiği gibi, Çin ve Japonya’da kavramsal resim temelli bir abece kullanılıyor -ki bunları öğrenmesi çok zor ve dilin ses yapısıyla uyumlu olduğunu söylemek zor. Şöyle ki, Japonca, konuşma dili olarak kolay öğrenilen bir dil. Japonya’da Japonca rahatlıkla konuşabilen, ancak okuyup yazamayan birçok yabancıyla karşılaşıyoruz. Güneydoğu Asya’ya bakarsak, bölgede Vietnamca, Malayca, Endonezce başta olmak üzere çeşitli Endonezya dilleri, Takalog başta olmak üzere çeşitli Filipinler dilleri ve Papua Yeni Gine dilleri Latin abecesiyle yazılıyor. Son olarak Arap abecesine gelelim: Arap abecesi Yahudi abecesiyle akraba. Az bilinen bir diğer akraba, Etiyopya abecesi. Arap abecesi, Kuzey Afrika ve Güneybatı Asya’daki Arap ülkelerine ek olarak, İran, Pakistan ve Afganistan’da kullanılıyor.
YUNAN VE ERMENİ HARFLERİYLE TÜRKÇE
Tarihte Türkçe, Uygur abecesi ve Arap abecesi dışında birçok abeceyle yazıldı. Çeşitli Asya abeceleri dışında az bilinen örnekler, Türkçenin Yunan ve Ermeni abeceleriyle yazımıydı. Hatta Türkçe ilk romanlardan biri olan, Karamanlı Ortodoks Hıristiyan Türk Yazar Evangelinos Misailidis’in (1820-1890) imzasını taşıyan ‘Temaşa-i Dünya ve Cefakar ü Cefakeş’, Yunan harfleriyle Türkçe yazılmıştı. Yine Türkçe ilk romanlardan biri sayılan, Vartan Paşa (1813-1879) imzalı, 1851 tarihli ‘Akabi Hikayesi’ ise Ermeni harfleriyle Türkçe yazılmıştı. Bunlar yayımlanmış yapıtlardan yalnızca ikisi. Basılı yapıtlar dışında, günümüze kalabilmiş olan,Yunan abecesiyle Türkçe yazılmış mezar taşları ve çeşitli buluntular var. Bugün bu iki kitap ve diğerleri gözümüzden kaçmışsa da, henüz geç değil. Okuyalım, başka bir dilin de abecenin de olanaklı olduğunu görmüş olalım...