21 Nisan 2017 00:20

Kürtçe savunma yargıya siyaset bulaştırmakmış!

KHK ile kapatılan ÖHD üyesi avukatlar ile TUAD üye ve yöneticilerinin yargılandığı davanın dördüncü duruşması görüldü.

Paylaş

Cansu PİŞKİN
İstanbul

KHK ile kapatılan Özgürlükçü Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi avukatlar ile Tutuklu Aileleriyle Dayanışma Derneği (TUAD) üye ve yöneticilerinin ‘örgüt yöneticiliği ve üyeliği’ suçlamasıyla yargılandığı davanın dördüncü duruşması İstanbul 14 Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmada CMK 202’inci maddeyle güvence altına alınan anadilde savunma hakkını kullanan sanık Adem Çalışcı’yı, ‘yargıya siyaset bulaştırmakla’ itham eden duruşma savcısı Mehmet Salih Sol, kendisini en adil yargı mensubu ilan etti. İngiltere, Fransa, Hollanda, Almanya ve İtalya Barolarından gelen temsilcilerinin de izlediği duruşmaya çok sayıda avukat katıldı. 

Duruşma ilk olarak  ifadesi alınan Çalışcı, Kürtçe yaptığı savunması tercüman aracılığıyla çevrildi. Hakkındaki suçlamaların soyut bir iddiadan ibaret olduğunu söyleyen Çalışcı, suçlamaları iftira olarak nitelendirdi. 

Duruşma savcısı Mehmet Salih Sol, savunmasını Kürtçe yapan Çalışçı’ya soru sormak istediğini belirterek, “Sanık savunmasını Kürtçe olarak yaptı. Ancak tercüman tarafından Türkçe’ye çevrilirken sanığın tercümana, Türkçe olarak yanlış tercüme edildiği şeklinde müdahalesi oldu bu nedenle sayın tercümandan sanığa sorulmasını istediğim soru ne iş yaptığıdır” dedi. Sanık avukatlarından İlknur Alcan soruya itiraz ederek, sanığın kimlik tespitinde ne iş yaptığını söylediğini ve savcının bu soruyu niyet okuma olarak sorduğunu dile getirdi. Mahkeme heyeti Alca’ın itirazını reddetti. Bunun üzerine savcı Çalışcı’ya, “Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde savunmuş olduğu, yani vekili olduğu sanıklar olmuş mu bugüne kadar?” sorusunu yöneltti. Çalışcı, “Kürt bir avukat olduğum için burada yargılanıyorum savcı dosyanın içeriğine dair soru sormuyor” diyerek soruya itiraz etti. 

Avukatlar ile tartışmaya giren duruşma savcı, “Sanığın sözlü savunmasını ana dilinde yapmadı kendisini daha iyi bir dilde ifade edebilmesi savunma hakkı olarak tanınmıştır bence de çok önemlidir ancak kendi müvekkillerini mahkemelerde Türkçe olarak savunan bir sanığın kendisini Türkçe olarak daha iyi savunamayacağını beyan etmesi savunma hakkını kötüye kullanması ve yargıya siyasetin bulaştırılma isteğidir” dedi. Avukatlar ise savcıya tepki göstererek, “Yargıya siyaseti siz bulaştırıyorsunuz” cevabını verdiler. 

Mahkeme heyeti tartışma nedeniyle duruşmaya 10 dakika ara verdi. Aranın ardından sanık olarak yargılanan avukat Sinan Zincir, “Savcının ahlaki olarak bu davadan çekilmesini ve duruşmanın ertelenmesini talep ediyorum” dedi. Zincir’in talebine diğer sanıklar ve avukatlar da katıldıklarını söyledi. 

Tekrar söz alan duruşma savcısı Sol, “Herkes kendine hak gördüğü şekilde hareket ederse kaos ve anarşi hüküm sürer. Meslek hayatımın 6 yılını Kürtçe konuşulan bir yerde geçirdim binlerce kişiyi tercüman aracılığıyla dinledim ve  neden Kürtçe konuştuklarını sorgulamadım bile. Kendimi bu konuda en adil yargı mensubu olarak ilan ediyorum. Bunu yargılananlar da dava sonunda görecekler” diye konuştu.

Heyet avukatların savcının değişmesi yönündeki talebini reddetti. Ara kararını da açıklayan heyet, sanıklar hakkındaki adli kontrol kararını kaldırarak duruşmayı 13 Eylül’e erteledi. 

ÖNCEKİ HABER

Darüşşafaka Robot Kulübü NASA’da

SONRAKİ HABER

Bir iş cinayetinin anatomisi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa