Obel Cıvata işçileri sonuçtan kaygılı
İzmir’de bulunan Çiğli Organize Sanayi Bölgesi’deki Obel Cıvata işçileri, referandum hakkındaki düşüncelerini Evrensel'e değerlendirdi.
Deniz TÜREOĞLU / Eren SARAN
İzmir
Referandumda yüzde 68.8 oranında hayır oyunun kullanıldığı İzmir’de bulunan Çiğli Organize Sanayi Bölgesi’ndeyiz. Obel Cıvata işçileriyle çay molası sohbetinde bir araya geldik.
Obel Cıvata İşçisi Şahin’le konuşuyoruz. 2 aydır bu işyerinde çalışıyor. Sonuçların istediği gibi çıktığını ve artık değişmeyeceğini söylüyor. Ülke ekonomisinin büyüdüğünü dile getiren Şahin, söz işçinin ekonomisine gelince “Hiçbir şey değişmiyor. Zengin hâlâ zengin, fakir ise hâlâ fakir” diyor. Referandum sonuçlarının ekonomiye olumsuz bir etkisi olmayacağını söyleyen Şahin’e, 20 yıldır Obel Cıvata’da çalışan Ali Köse itiraz ediyor: “Sen daha yeni evlendin gençsin. Ben 15 yıl önce asgari ücretle hem ailemi geçindirip hem de kendime vakit ayırabiliyordum.”
Genelde büyük kentlerde ve genç nüfusun bulunduğu yerlerde hayır çıktığına dikkat çeken Anıl ise buna rağmen referandumdan evet sonucunun çıkmasını anlaşamadığını dile getiriyor. Anıl “Sandıktan hayır çıksaydı da iktidarın evet çıkana kadar ısrar edeceğini ve yine eveti bir şekilde çıkaracağını düşündüğünü” söylüyor.
Referandumdan sonra geleceği hakkında kaygılı olduğunu belirten Azim, yeni gelen sistemin padişahlık döneminden bir farkı olmayacağını düşünüyor. Obel Cıvata’da daha yeni çalışmaya başlayan genç bir işçi olan Azim, referandumda ortaya çıkan mühürsüz oy pusulalarıyla bu seçimin kazanıldığını, bunlar olmasaydı evetin kazanamayacağını anlatıyor.
Hayat pahalılığının en çok işçilerin evlerinde hissedildiğini belirten Ali artık gittikçe yoksullaştıklarına vurgu yaparak, “Marketten ihtiyaçlarımızı alırken iki kere düşünür konuma geldik” diyor.
Dünyada en fakir 10 ülkenin 9’unun başkanlıkla, en güçlü 10 ülkenin 9’unun ise parlamenter sistemle yönetildiğini belirten Anıl Yıldız, bu nedenle referandumda hayır oyu kullandığını söylüyor. Referandum sonrası meydanlarda ‘diriliş’ naralarının atıldığına dikkat çeken Azim bunun padişahlığın yeniden inşa edilmek istendiğine işaret olduğunu düşünüyor.
Obel Cıvata’da 3 yıldır çalışan Erman, aslında evet oyu vermek istediğini söyleyerek konuşmaya dahil oluyor. Neden hayır oyu verdiğini sorduğumuzda ise “Eşim, ‘Küçük kızının geleceği için hayır oyu kullanacaksın Erman’ dedi, ben de bu yüzden hayır dedim” cevabını veriyor. Ülkü ocaklarının içerisinde büyüdüğünü belirten Erman, MHP’nin de CHP’nin de yeteri kadar muhalefet edemediğini, CHP’li bir yönetime sahip olan İzmir’de yeteri kadar hayıra ikna edilmediklerini belirtiyor.
Yan masada otururken muhabbete dahil olan Murat, seçimin başında mühürsüz oy pusulalarının geçersiz olacağını söylemesine rağmen seçimden sonra mühürsüz pusulalarını da kabul eden YSK’yi eleştirerek söze başlıyor. Anayasa’nın ilk 4 maddesinin değiştirileceğini düşündüğü için hayır oyu verdiğini ve çırağı Osman’ı da hayır vermeye ikna ettiğini anlatıyor. Çay molalarının bitiminden sonra yanımızdan ayrılan işçiler sonuç ne olursa olsun birliklerinin devamına inandıklarını ekleyerek fabrikalarına dönüyorlar.