Kuzey Kore-Güney Kore: Şematik düşüncelerin ötesinde
Doç. Dr. Ulaş Başar Gezgin; Evrensel Pazar'a, Kuzey Kore'ye ve Güney Kore'ye dair yazdı.
Doç. Dr. Ulaş Başar GEZGİN
Bu yazıda Kuzey ve Güney Kore’yle çeşitli bilgilere yer veriyoruz. Bu bilgiler, önümüzdeki günlerde sıcak çatışma olasılığı bulunan bölgenin daha iyi anlaşılması için yararlı olabilir.
1910’da Kore yarımadası Japon İmparatorluğu’nun bir sömürgesi olur. Sömürgeciler, Korece’yi ve insanların Korece ad kullanmalarını yasaklar. Artık herkesin adı Japonca olacaktır. 1945’te Japonya yenilecek, Kore ikiye bölünecektir. Sovyetler, Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti’nin kurulmasından sonra yarımadadan çekilir; ancak ABD, fiili işgali sürdürür. Bugün Güney Kore’de 30 bin Amerikan askeri var. G. Kore tarihi, darbeler, öğrencilere ve genel halka yönelik katliamlarla dolup taşıyor. Yani diktatör Kuzey, demokratik Güney biçimindeki kolaycı şema doğru değil. Kuzey’le ilgili sosyalist demokrasi açısından eleştirilecek çok nokta bulunmakla birlikte, Güney de sütten çıkmış ak kaşık değil. G. Kore’de kimi muhalif oluşumlar Kuzey yanlısı olma iddiasıyla kapatılabiliyor. Güney’in ne kadar ‘demokrat’ olduğunu G. Koreli muhaliflerden dinlemeli.
GÜNEY KORE: DİKTATÖRLÜK, DİRENİŞ, DARBE
Bugünlerde ise Güney Kore, tarikatlara bulaşmış yolsuzluk iddiasıyla görevden alınan devlet başkanlarını konuşuyor – ki bu başkan, askeri darbeci diktatörün de kızıydı. Diktatör, 1961-1979 arasında ülkeyi inim inim inletmişti. İktidardan inmek bilmemiş; sonu, kendi istihbarat teşkilatının başkanının elinden gelmişti. G. Kore’nin ilk başkanının 12 yıllık diktatörlükten sonra 1960’da büyük öğrenci protestoları sonucu istifa etmek zorunda kaldığını da burada not edelim. G. Kore, sanılandan daha karışık bir ülke. Bu nedenle, kimi Güney Korelilerin her şeye karşın Kuzey Kore’ye sempati duymalarına şaşmamak lazım. Elbette bu, Güney Kore devleti için büyük suç: Vatan hainliği anlamına geliyor.
KUZEY’LE GÜNEY ARASINDAKİ FARKLAR
1948’de Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti (Kuzey Kore) bağımsızlığını ilan eder. Güney Kore’nin bağımsızlık ilanı ise 1950’de olur. Fakat Amerikan askerlerinin Güney Kore’yi asla terketmemesi, Güney Kore’nin bir kukla yönetim olarak adlandırılmasına yol açar. İki parçanın ayrı ayrı devletleşmelerinde Doğu Almanya-Batı Almanya ayrımındaki gibi farklar belirir: K. Kore’de Japon işgali sırasında Japonların yararına çalışıp kendi halkına kötülük eden Koreliler cezalandırılır ya da kovulur; G. Kore’de ise Japon sömürgecilere hizmet edenler, kaldıkları yerden, bu kez de Amerikan işgalcilere hizmet ederler. Bu dönem, G. Kore’nin hızla Hıristiyanlaşmasını getirecektir. Bir gösteriş Hıristiyanlığıdır bu. Şaşaalı binalarla simgeler konuşur ama barış ve yardımseverlik gibi değerler daha geri planda kalır. Bugün yurtdışındaki G. Korelilerin büyük bir bölümü, çalışmaya gittikleri yabancı ülkelerde dükkandan bozma kiliseleriyle tanınıyor. Filipinler örneğinde olduğu gibi, Avrupalı ve Amerikalı Hıristiyanlara göre daha körü körüne bağlı görünüyorlar. K. Kore bu açıdan çok farklı.
Koreliler tarihte şamanistlerdi, bu nedenle eski Türklerle benzer ritüellere sahipler. Hatta eski Türkçe ve eski Korece’de şamanizmle ilgili kimi sözcükler (örneğin, kut/gut) ortak. Sonrasında Çin etkisiyle Budist olmuşlar. Amerikan sömürgecilerinin gelişiyle kentliler çoğunlukla Hıristiyan olurken küçük kentlerde yaşayanlar ve köylüler genelde Budist olarak kalıyorlar. Bu karmaşık tablo dolayısıyla, kimi G. Koreliler, kendi ülke kültürlerinin bozulmuş; K. Kore’deki kültürün ise özünü korumuş olduğuna inanıyor.
1970’lere kadar Kuzey, Güney’e göre ekonomik olarak daha gelişkin. Ağır sanayisini oluşturma sürecinde. Ancak doğal afetler ve Sovyetlerin dağılıp yardımı kesmesiyle yarışta geriye düşüyor. Bu süreçte, G. Kore ise, diktatöryel bir rejim altında stratejik planlama modelini hayata geçiriyor: Elektronik ve gemicilik gibi sektörlere büyük devlet desteği sağlanıyor. Bu destek, ülkeyi bir elektronik devine dönüştürüyor. Bunun için G. Kore’nin ABD’den büyük finansal yardım aldığı bir gerçek. Kapitalizmin zaferi ve komünizmin yenilgisi için G. Kore özellikle bir model ülke olarak destekleniyor. Ancak, G. Kore’nin ekonomik başarısı, yalnızca Amerikan desteğiyle açıklanamaz; çünkü Amerikan desteğine sahip başka ülkeler, örneğin Filipinler, G. Kore kadar gelişmiş değil.
SAVAŞ, TARİH VE KÜLTÜR
1953’te biten savaştan bu yana iki taraf da her an savaşa hazırlanıyor. G. Kore’de 2 yıl zorunlu askerlik var. K. Kore ise, Vietnam’da ve Küba’da da olduğu gibi, halk savaşı anlayışıyla, her yaştan ve cinsiyetten yurttaşına olası bir işgalde vatan savunması için askeri eğitim veriyor. Savaşta kimi kaynaklara göre 1 milyon kimi kaynaklara göre 2 milyon ölüm var. Bu büyük kayıp dolayısıyla, savaş, iki Kore’nin kimlik oluşumunda büyük bir yer edinmiş.
Tarihsel anıtlar açısından baktığımızda, Güney Kore’deki durum şu: En önemli tarihsel miraslar, saraylar; ancak bunlar Japon sömürgecilerce yıkılıp hayvanat bahçesi, park, sömürge valiliği bölge binası vb. yapılmış. Bugün turistlerin ziyaret ettiği ve çok eski görünen saraylar gerçekte 1990’larda eski görünecek biçimde yapılıyor. K. Kore’de de tarihsel yapılar pek kalmamış; ancak, ülke, tarihine ve kültürüne iyice düşkün. Budist bir ülke olan Butan’ın da yaptığı gibi, turizmin olumsuz kültürel etkisinden zarar görmemek için yabancı turist sayısını sınırlı tutuyor ve onları ülkede kontrollü bir biçimde gezdiriyor.
ESKİ SÖMÜRGECİ VE YENİ MÜSTEMLEKE OLARAK JAPONYA
Japonya “K. Kore’de sarin gazı olabilir” diye açıklama yapıyor. Oysa sarin gazı kolay yapılabilen bir kimyasal. Bunu nereden biliyoruz? 1995’te Japonya’da bir Japon tarikatı Tokyo metrosuna sarin gazı atarak 12 Japon’un ölümüne neden oldu. Yapılan soruşturmada gazı kendilerinin ürettiği ortaya çıktı. Ayrıca Japonya’nın “gerekirse Kore’ye asker göndeririz” biçimindeki açıklaması, G. Korelileri bile ayağa kaldıracak nitelikte; çünkü Japon sömürgecilerin iki Kore’de de açtığı yaralar, Japon resmi tarih tezinin inkarcı anlayışı nedeniyle hâlâ kanıyor. Japonya dünyadaki en Amerikancı ülkelerden. Bu, Hiroşima’yla Nagasaki’ye karşın böyle. Onlar bu iki katliamı, Amerikan saldırganlığının bir sonucu olarak değil, sanki bir sorumlu yokmuş da doğal afetmiş gibi genel anıyor. Japonya’da 50 bin Amerikan askeri var. Japon hükümeti, ülkedeki Amerikan üslerine yönelik büyük protestolara kulak asmıyor.
KUZEY KORE NEDEN HEDEF TAHTASINDA?
Kore İşçi Partisi’nin logosunda orak çekice ek olarak fırça var. Fırça, proleter aydınları temsil ediyor. Dünyada meydanı reklam afişleri ve panolarla kapitalist dünyaya bağlanmamış çok az başkent/büyükşehir var. Bunlardan biri: Pyongyang. Uluslararası sermayenin yalnızca bu nedenle bile K. Kore’yi düşman bellemesi şaşırtmıyor. Dünyada pazar haline getirilmeyen kaç ülke kaldı ki... Gerekçeleri için o kadar üstelemeye gerek yok. Burayı da ucuz işgücü cenneti yapmak, burada da gençlerden bir tüketim toplumu oluşturmak için sırada bekliyorlar.
Kuzey ve Güney Kore’yle ilgili yazılacak daha çok konu var. Şimdilik sözümüzü burada noktalayalım.