30 Nisan 2017 02:16

Nehir tanrısı Kaystros

Ahmet Uhri, tarih boyunca kutsal kabul edilen Kaystros nehrinin tanrılaştırılmasını ve anlamını Evrensel Pazar'a yazdı.

Paylaş

Ahmet UHRİ

Aydın Dağları’ndan (Tmolos) doğan ve Ege Denizi’ne Ephesus yakınlarında kavuşan bir nehir olan Kaystros (Küçük Menderes) bütün bir Tire, Ödemiş, Torbalı ve civarındaki çok geniş bir ovayı besleyen en önemli su kaynağı olduğu için tarih boyunca kutsal kabul edilmiştir. Bu kutsallık ise kendisini Kaystros Nehri’nin tanrılaştırılmasıyla göstermiş ve İzmir Sanat ve Tarih Müzesi’nde en önemli örneği bulunan bir heykelle de görselleştirilmiştir. Bilinen en eski adı Hitit metinlerinde Kastaraya olarak geçen Kaystros nehri gerçekten de müzede sergilenen heykelin omuz hizasında yer alan bir kornukopya (bereket boynuzu) içindeki meyvelerle refah ve bereketi çok iyi bir şekilde betimlemektedir.

Ancak Kaystros heykelini anlamak ve anlatmaktan önce, suyun insan için ne anlama geldiğine kısaca değinmekte yarar var. En temel gereksinimdir su ve bir canlılık ilkesidir. Yaşam yani canlılık için sadece iki şey gereklidir; su ve enerji. Dikkat ederseniz oksijeni saymadım. Oksijensiz de yaşayan canlılar vardır zira ama susuz ve enerjisiz bir yaşam düşünülemez. Hele insandan ve onun yarattıklarından yani kültürden söz ediyorsak; ölüm gibi, kültür yaratımını tetikleyici bir olgunun yanına su ve enerjiyi de eklemek gerek. Yaşamı sudan başlatır biyologlar ve suda, daha doğrusu kozmik bir bulamaçta oluşan ilk canlılardan evriliriz bugüne. Unutmadan bir şey daha eklemek gerek. Anne karnında da bir yaşam suyunun içindedir bebek ve simgesel bir yüzüşle ulaşmaya çalışır can veren anneye.

Kültür yaratıcı bir maddeden yani sudan söz ettiğimize göre suyun tarihine de değinmek gerekecek. Ama bunu bu yazı içinde ben yapmayacağım. Nasıl olsa bu konuda yazacak birçok kişi aynı şeyi yapacak ve olasılıkla Tufan söylencesinden başlayarak suyun insan, insanlık ve kültür için önemine değinecek ve dolayısıyla ortaya suyun tarihi çıkacak. Bir Hun atasözü “herkesin tufanı kendine” der. Buyursun yazsın herkes kendi tufanını. Ben de Kaystros’u, Irmak Tanrısını anlatayım sizlere.

Kaystros Heykeli’nin bize anlattığı en önemli nokta güven telkin eden duruşudur. Bereket boynuzu içinde yer alan üzüm, incir, nar ve benzeri meyvelerle tanrının başındaki çelenkte bulunan diğer bitkiler ise toprağın bereketliliğinin sudan yani bu nehirden geçtiğinin göstergesidir. Heykel kendisine bakanlarla aslında bu bereketlilik ve güven üzerinden ilişki kurmakta ve ben olduğum sürece sizler açlık çekmezsiniz, refah ve huzur içinde yaşarsınız duygusunu uyandırmaktadır.

Bu heykelin en ilginç niteliği ise bereketliliğin genelde kadınla simgeleştiriliyor oluşunun burada yerini bütün beden ve yüz hatlarıyla güçlü bir erkek imajına bırakmış olmasıdır. Heykel, sakallı yüzü, güçlü kolları, güçlü göğüs ve karın kaslarıyla, belden aşağısının örtülü olmasına rağmen uyandırdığı cinsellikle, izleyen kadın ya da erkeği etkileyen ancak göz teması kurmayan bakışlarıyla oldukça ilginç bir anlatı sergilemektedir. Bakışların doğrudan izleyene yönelik olmaması hafif bir utangaçlık gibi alınsa da esasında bu heykelin özgün konumunda bir çeşmede yer alıyor oluşu bakışların anlamını değiştirmektedir. Kaystros burada olasılıkla çeşmenin altındaki havuza ve bu havuza akan suya bakmaktadır. Zaten bereket boynuzunun altında da havuza suyu akıtan künk net biçimde gözlenmektedir. Dolayısıyla da burada suyun hayat veren niteliğiyle eril suyun hayat verici niteliğine vurgu yapıldığını, toprak anayı dölleyenin su olduğu düşüncesi verilmeye çalışılmaktadır.

Bu haliyle oldukça etkili bir duruşu olan heykel eril bereketliliğin en önemli simgelerinden biri olarak algılanabilir. Karşısına geçtiğinizde sizinle konuşan, sizinle birebir iletişim kuran heykelin sanatçısı bilinmemektedir. Ephesos’tan ya da civarından İzmir Arkeoloji Müzesi’ne çok yıllar önce getirilen heykel bugün Kültürpark’taki İzmir Sanat ve Tarih Müzesi’nde sergilenmektedir.

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

Otuz altı

SONRAKİ HABER

‘Eyyy Avrupa’dan ‘Vayyy Avrupa’ya..

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa