29 Haziran 2012 16:42

Paraguay zenginleri neden seçimleri bekleyemedi?

Latin Amerika’nın 6.5 milyonluk küçük ülkesi Paraguay, 2008 yılında 61 yıllık sağ hükümeti devirerek devlet başkanı seçilen Fernando Lugo’nun “sivil darbe” ile görevden alınmasını tartışıyor. “Yoksulların piskoposu” olarak tanınan Eski Piskopos Lugo, Senato tarafından, kendisini savunma hakkı bile

Paraguay zenginleri neden seçimleri bekleyemedi?
Paylaş
Elif Görgü

Bunun üzerine Latin Amerika, başta Venezuela, Ekvador, Bolivya gibi “sol” hükümetler olmak üzere ayaklandı. Tüm bu sürece “gerekçe” olan ise topraksız köylülerle polis arasında çıkan bir çatışmaydı. İlginç olan Lugo’nun başkanlığı, Nisan 2013’te yapılacak seçimlerle zaten sona erecekti. Paraguay’ın toprak ağaları, General Alfredo Stroessner’in 35 yıllık diktatörlük döneminde semiren eski askerleri ve Colorado Partisi bünyesinde toplanan sağcıları, Lugo’yu koltuğundan etmek için neden seçimleri bekleyemedi? Bunun için sürecin ayrıntılarına bakmak gerekiyor.

CURUGUATY KATLİAMI

Lugo’nun başkanlıktan alınmasına en büyük gerekçesi 15 Haziranda, başkent Asunción’a 300 kilometre uzaklıkta bulunan Curuguaty’de polis ve topraksız köylülerin çatışması ve 6 polis, 11 köylünün yaşamını yitirmesi oldu.  Haziran başında onlarca topraksız köylü ailesi Curuguaty’de toprağı işlemeye başladı. Ancak toprak bugün 83 yaşında olan gerici Colorado Partisinin eski başkanı ve eski senatör, ülkenin sayılı holdinglerinden birinin patronu Blas Riquelme’ye aitti. Riquelme’nin diktatörlük döneminde topraklarına binlerce dönüm daha eklediğini de belirtmeden geçmeyelim.

Polis 15 Haziranda bölgeye geldiğinde Topraksız Köylüler Ligi üyesi yaklaşık 50 köylü toprakta çalışıyordu. Hâlâ nasıl başladığı tam olarak açıklanmamış bir çatışma çıktı ve 17 kişi öldü. Paraguay’ın hakim medyasına göre polis, pusuya düşürülmüştü.

PROVOKASYON ŞÜPHESİ

Ancak İspanyol El País gazetesine konuşan Topraksız Köylüler Ligi Başkanı Jose Rodriguez başka şeyler anlatıyor: “Köylülerin temsilcisi polislerle görüşme yapmak için öne çıktığında polislerin şefi bir kurşun yedi ve yaralı köylüler kurşunun polisin bulunduğu yerden geldiğini söylüyor. Ancak adli tıp raporunda kurşunun iki taraftan da gelmediği, keskin nişancı işi olduğu yönünde. Köpekler gibi dalaşalım diye biri bir kemik attı. Bunu diğer tahliye girişimlerinde de denediler. Ancak bu defa operasyonun şeklini değiştirdiler. Bu katliamın arkasında hiç şüphe yok ki adı soyadı belli politik şahsiyetler vardır.”

Aynı gazetede, toprak sahibinin oğlu 53 yaşındaki Avukat Jorge Riquelme’nin de görüşlerine yer verilmiş. Riquelme Grubunun yıllar önce “biyolojik rezervleri korumak” amacıyla söz konusu ormanlık alanı terk ettiğini açıklamış oğul Riquelme, “Fakat bu ‘sözde’ topraksız köylüler ağaçları kereste için kesiyorlar ve başka bölgelerde bunları satıyorlar ve ardından başka ormanları işgal ediyorlar” demiş.

Riquelme’nin bu iddiasına Jose Rodriguez’in yanıtı ise ilginç. Topraksız köylüler hakkında açılan davaların neden mahkeme dolaplarında yıllardır beklediğini, neden yargılama yapılmadığını soruyor Rodriguez. “Çünkü savcılar da çok iyi biliyorlar ki bu beyefendi 2004 yılında bu toprakları yasa dışı olarak ele geçirmişti. Paranın gücü ve politikanın etkisi sağolsun ki bu topraklar kimseye ait olmadığı halde köylüleri çıkarmak için ‘hukuk düzeni’ hemen devreye girebiliyor!”

EKSPRES DARBE!

İşte Fernando Lugo, bir “derin provokasyon” gibi görünen bu katliam gerekçesiyle alındı görevinden. Ancak ne ilginçtir ki insanların yaşamını yitirmesinden çok “topraksız köylülere destek verdiği” suçlamasıyla!
Katliamın üzerinde birkaç gün geçmeden Temsilciler Meclisi Lugo hakkında bir dava açtı. Dava daha ertesi gün Senatoya devredildi. Senato, Lugo’ya kendini savunmak için sadece 2 saat tanıdı ve ardından jet hızıyla görevinden aldı. Gerekçelerin başında Curuguaty gelse de aslında 4 temel suçlama vardı:
- 2009 yılında bir askeri üste, Che Guevera bayraklarıyla sosyalist bir eylem yapılmasına göz yummak
- Ñancuday’da toprak ağalarına karşı köylülerin işgal eylemlerini desteklemek
- Paraguay Halk Ordusuna karşı yeterli mücadele vermemek
- Curuguaty katliamı.
Görüldüğü üzere ülkeyi 35 yıl askeri diktatörlük ve 61 yıl gerici sağ hükümetlerle yöneten Paraguay zenginleri, aslında Lugo’yu kendisini seçen yoksulların taleplerini yerine getirmeye çalışması gerekçesiyle görevinden almıştı. Halbuki Lugo, bu görevi gerçekleştirmek konusunda ciddi hiçbir adım atmamıştı bile.

ESKİ PİSKOPOSUN YENİ GÜNAHLARI

“Yoksulların Piskoposu” Fernando Lugo, Paraguay’ın en sefil bölgelerinde, yoksulların hakları için verdikleri mücadelede yanlarında olduğu için, yine asıl olarak onların oylarıyla başkan seçilmişti 2008 yılında. Nüfusun sadece yüzde 2’sinin, toprakların yüzde 80’ine sahip olduğu Paraguay’da diktatörlük ve Colorado Partisi döneminin, sayılarını her geçen gün arttırdığı topraksız köylülerin oylarıyla...

Seçimde adayı olduğu Değişim İçin Yurttaş İttifakında sol, sosyalist partiler, sendikalar, topraksız köylü hareketleri ve bugün onu koltuğundan eden oyları veren ülkenin ikinci büyük partisi sağcı Liberal Parti vardı. Daha seçim sürecinde sağ merkezle yaptığı bu koalisyon, 100 yıllık bir baskı sürecine çomak sokmuş da olsa güçsüz bir hükümet kurmasına neden oldu.

Temsilciler Meclisinde de Senatoda da hem Liberal Partinin hem de Colorado Partisinin çoğunluğu ele geçirmesine baştan izin verdi.

Lugo, seçildiğinde nüfusun yüzde 40’ını oluşturan küçük çiftçiler ekilebilir tarım arazilerinin sadece yüzde 5’ine sahiptiler. Topraksız köylüler, işçiler ve işsiz gençlik için Lugo’nun seçilmesi ki onların hareketi ve Latin Amerika’daki değişim rüzgarları bu seçimde etkili oldu, toprağın halka dönmesi için bir şanstı.
Yine ülkenin işçileri için de kilit niteliğindeydi, ayrıca suyun ve elektriğin özelleştirilmesinin durdurulması ihtimaliydi Lugo. Bugün Paraguay’da işçilerin üçte biri kayıt dışı çalışıyor, Paraguaylıların yüzde 64’ü ise asgari ücretin altında ücret alıyor.

DARBE MEDYASININ ROLÜ ÖNEMLİ

İş adamlarının elinde bulunan hakim medya da başta Cargill olmak üzere uluslararası şirketlerin, toprak ağalarının ve Colorado Partisinin kontrolünde. Örneğin ABC Color gazetesi. 8 Ağustos 1967 yılında diktatör Alfredo Stroessner’in katıldığı bir açılışla yayına başlayan bu gazetenin kurucusu ve sahibi Aldo Zuccolillo, açılışta “Görkemli bir iktidarın yönetiminde açıldık, görkemli bir günlük gazete olacağız” demiş.
Zuccilillo zengin bir iş adamı ve Cargill’in en büyük ortağı olduğu söyleniyor. Fernando Lugo’nun görevden alınmasına yönelik kampanyanın başını ABC Color’un çektiğini ve tüm bu güçlerin en yakın destekçilerinden birinin ABD Büyükelçiliği olduğunu söylemeye gerek var mı?

İşte Lugo daha başkan seçilir seçilmez Senato’da iktidarını paylaşmalarına göz yumduğu güçler bunlar. En büyük vaadi ve ülkenin en büyük sorunu olan toprak reformunun yapmayan, sayısız topraksız, kredisiz, makinesiz ve tohumsuz köylü için ciddi bir adım atmayan Lugo’nun, toprak sorunu bahanesiyle görevinden alınmasında kendi payını da görmek gerekiyor. Lugo’nun ülkedeki ABD üssünün devamına izin vermesi ve çok sayıda köylünün öldüğü, topraksız köylülere yönelik operasyonları yürüten eski savcı, Colorado Partisi Eski Yöneticisi Ruben Candia’yı da İçişleri Bakanı yapmış olması da bir diğer günahı.

YOKSULLAR LUGO’YU BIRAKMIYOR

Latin Amerika’da artık askeri darbelerle ele geçirilemeyen iktidarlar, 3 yıl önce Honduras’ta ve bugün Paraguay’da olduğu gibi en zayıf halkalardan, en utangaç demokrasilerden sızmaya çalışıyor. Ancak küçücük Paraguay’da bile bu kolay olacak gibi görünmüyor. Köylü hareketleri Lugo’nun kendisinden önce darbeye karşı ayaklandı bile. Yapılan yürüyüşlerin başında da onlar var.

Çünkü “eski”nin nasıl olduğunu çok iyi hatırlıyorlar. Lugo, Honduras’ta 3 yıl önce devrilen Zelaya hükümeti kadar bile direnmedi. Ancak Çiftçi Örgütleri Koordinatörü Luis Aguayo, Topraksız Köylüler Liginden Eulalio Lopez, Yurtsever Halk Hareketinden Belarmino Balbuena, Alto Parana Çiftçileri Komisyonundan Tomas Zayas Roa, Yurt Dayanışması militanları ve benzeri bir çok örgüt ve kişi Lugo’ya yönelik darbe girişiminin karşısındalar. Yeni kurulan Demokrasiyi Savunma için Cephe de eylem hazırlıklarına başladı bile.
Paraguay yoksullarının önünde yürüdüğü için seçilmişti Lugo. Bugün ise Lugo’yu demokrasi için yürümeye zorlayanlar Paraguay emekçileri.

Yoksullar, demokraside utangaç başkanlarını -hem de kendisine rağmen- mücadele etmek zorunda bırakacak gibi görünüyorlar. (DIŞ HABERLER)


ÇOK ULUSLU TARIM ŞİRKETLERİ YÖNETİYOR

GDO’lu tarımın dünyada öncülerinden olan Cargill ve Monsanto, Paraguay’ın topraklarını ve tarım ticaretini ele geçirmiş durumda. Cargill Paraguay’ın kendi İnternet sitesinde yer verdiği bilgilere bakalım. Cargill, ülkeye 1978 yılında yani diktatörlük zamanında girmiş.  Yılda 1.3 milyon ton soya, buğday ve mısır üretiyor. Ülkenin toplam hasadının yüzde 30’undan fazlasına sahip. Yılda 900 bin tondan fazla soyanın işlendiği Paraguay’ın en büyük fabrikasını da kurmuş olmakla övünüyorlar. Peki Paraguay toprağını ele geçiren bu şirketler ülkeye ne katıyor? Ülkede tarım ticareti yapan bu uluslararası şirketler neredeyse hiç vergi ödemiyorlar ve sağ partilerin ağırlıkta olduğu Kongre tarafından güçlü bir şekilde korunuyorlar.
Paraguay’da vergilerin GSYİH’ye katkısı yüzde 13. Paraguay devletinin topladığı vergilerin yüzde 60’ı dolaylı vergilerden oluşuyor. Toprak ağaları da vergi vermeyenler arasında. Arazi vergisi vergilerin sadece yüzde 0.04’ü kadar tutuyor.
Diktatör Alfredo Stroessner’in 35 yıllık yönetiminde büyük araziler generallerin, askeri yetkililerin, sivil destekçilerinin ve yabancı şirketlerin eline geçti. Köylüler bu topraklardan zorla tahliye edildi, toprakların çoğunun yıllarca resmi statüsü bile olmadı.  Colorado Partisi yönetiminde zengin Paraguaylılar, Cargill ve Monsanto gibi çokuluslu şirketler sahip oldukları toprakların yüzde 64’ünü hükümet talimatlarıyla buralardaki çiftçileri, köylüler bastırılarak ele geçirdiler. Çok sayıda köylü bu süreçte bu arazileri işgale başladı çünkü resmi olarak araziler hâlâ devlete aitti.


LATİN AMERİKA KORKUTUYOR

Paraguay’da toprak sisteminin devamına çomak sokmayan Lugo uluslararası alandaki duruşu ise daha sağlamdı. Latin Amerika ve Karayiplerin başta ABD emperyalizmi olmak üzere örgütlediği yeni dayanışla ve direnişin yanında oldu Lugo. Küba’ya karşı oluşturulan blokun karşısında yer aldı, Ekvador ve Venezuela hükümetlerine destek verdi. Ülke içinde ise küçük de olsa eğitim ve sağlıkta iyileştirmeler yaptı. Toprak reformu yapmadı ama topraksız köylüleri yetersiz de olsa desteklemeye devam etti. Hayal kırıklığına uğrasalar da yoksullar da Lugo’ya verdikleri desteği çekmediler. Bugün görevden alınan Lugo’nun yanında yine topraksız köylü hareketleri ve onu başkan yapan sol, sosyalist güçler var. Ve tabi ki Latin Amerika’nın neredeyse tüm hükümetleri!
İşte Latin Amerika’yı, başta ABD politikalarıyla olmak üzere on yıllardır sömürmeye alışmış çokuluslu şirketler, zorla iktidarı elinde bulunduran ve koltuklarda oturma rekoru kıran eski darbeciler ve yerli zenginlerin birkaç ay kalmış seçim sürecini bekleyecek kadar bile tahammülsüz olmalarının nedeni de bu.
Hâlâ sağ iktidarların elinde bulunan Şili, Meksika gibi önemli ülkelerinde bile gençlerin öncülüğünde iktidarlar sallanıyor artık...

ÖNCEKİ HABER

Kültür Bakanlığı Mimesis’ten özür diledi

SONRAKİ HABER

Veliler dönüşüme karşı eylemde

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa