Tandoğan’da işçiler başka, kürsü başka telden çaldı

Türk-İş’in Ankara mitinginde işçilerin hükümetin kıdem tazminatını fona devretme planına ve taşeronlaştırmaya öfkesi ön plana çıktı.

01 Mayıs 2017 11:33
Paylaş

Türk-İş, 1 Mayıs İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü’nde Anadolu (Tandoğan) Meydanı’nda miting gerçekleştirdi. Kortejlerde hükümetin kıdem tazminatını fona devretme planına büyük öfke vardı. Taşeron işçiler de hükümetin kadro sözünü yerine getirmesini istedi. Ancak kürsüde işçilerin bu acil taleplerinden çok 15 Temmuz darbe girişimi gündem edildi.

Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay’ın konuşmasında sık sık 15 Temmuz darbe girişiminden bahsetmesi dikkat çekerken, kıdem tazminatı konusunda hükümete “Nokta kadar geriye gitmeyin. Bizi 1.5 milyon sanmayın, karşısınızda 15 milyon bulursunuz” diye uyarıda bulundu.

Türk-İş Başkanlar Kurulu’nun kararı doğrultusunda konfederasyona bağlı sendikalar Hipodrom önünde kortejler oluşturarak yürüdü. Merkezi çağrı yapılmasına rağmen, başka illerden işçi katılımı sınırlı oldu. Yürüyüş boyunca kıdem tazminatını fona devretme planına tepki ve kamuda çalışan taşeron işçilerin kadro talebi ön plana çıktı.

İŞÇİLERDEN TAZMİNAT UYARISI

Türk Metal’in mitinge katılımı dikkat çekti. TÜMTİS kortejinde ise şube yöneticileri ve üyelerinin sendikal faaliyetleri gerekçe gösterilerek hapsedilmesine tepki ön plana çıktı. Alanın en coşkulu kortejini oluşturan TÜMTİS üyeleri sık sık yere oturup “Hükümet hükümet baksana, kıdem kıdem al sana” diyerek yerden yumruklarını kaldırarak kalktı.

Tez Koop-İş kortejinde kadın işçilerin katılımı dikkat çekerken, Basın-İş üyeleri “İş ekmek özgürlük” pankartıyla yürüdü. Petrol-İş kortejinde Gemlik Gübre işçilerinin grevine destek sloganları atıldı. Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) üyeleri de, “Gazetecilik Suç Değildir”, “Gerçekler hapsedilemez” yazılı dövizlerle yürüdü.

Yol-İş üyesi taşeron karayolları işçileri, Güvenlik-İş üyesi taşeron özel güvenlik işçileri, geçici sözleşmeyle çalışan şeker ve tarım işçileri de kadrolu çalışma talebiyle alandaydı.

KÜRSÜDE 15 TEMMUZ VURGUSU

Kürsü ise yürüyüştekinden oldukça farklı bir tablo çizdi. Kürsünün yanına kurulan ekranda 15 Temmuz darbe girişimi sırasında hayatını kaybeden Türk-İş’e bağlı sendikalara üye işçilerin resimleri gösterildi. Saygı duruşu öncesinde 15 Temmuz darbe girişimi sırasında ölen asker ve polisler de sıralandı. Sahneye çıkarılan Seğmenler ekibinin gösterisinde de 15 Temmuz vurgusu vardı. Türk-İş’in bu 1 Mayıs için slogan olarak belirlediği kıdem tazminatı, geçici işçilik, taşeron işçilik, çocuk işçiliği gibi konulardaki talepler ise 15 Temmuz temalı sahne gösterisinin gölgesinde kaldı.

İŞÇİLERİN GÜNDEMİ BAŞKAYDI

Mitingin kürsü programı boyunca 15 Temmuz vurgulu konuşma ve sloganlara katılım oldukça zayıf kalırken, kıdem tazminatı, taşeron işçilik, ücretler ve vergi dilimi konularında işçilerin sloganlara coşkuyla katıldığı görüldü.

Kadın işçiler adına Türk Metal üyesi Arçelik işçisi Fatma Özkul konuştu. Özkul konuşmasında sendikasızlaştırma, taşeronlaştırma, ağır çalışma koşulları ve düşük ücretlere dikkat çekti.

KAVLAK: GEREKİRSE BEDEL ÖDEYECEĞİZ

Türk-İş Genel Sekreteri ve Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Pevrul Kavlak yoksulluğa, sömürüye, adaletsizliğe ve sendikasızlaştırmaya karşı bir araya geldiklerini söyledi. Kavlak, “Karın tokluğuna çalışmaya, taşeronlaştırmaya, köle gibi çalıştırılmaya, düşük ücretlere, esnek ve güvencesiz, kuralsız çalışmaya karşı sesimizi yükseltmek zorundayız” dedi.

1 Mayıs 1977’de Taksim’de hayatını kaybedenleri anan Kavlak, “Onlar nasıl bedel ödediyse, gerekirse biz de ödeyeceğiz. Mücadeleden dönmeyeceğiz. Birliğimizle bu kara düzeni değiştireceğiz” diye konuştu. Kavlak, işçilerin kazanılmış haklarının hepsinin altında Türk-İş’in imzası olduğunu belirterek, “Emeğin-alınterinin bekçisi Türk-İş’tir, bundan sonra da Türk-iş olacaktır” dedi.

15 TEMMUZ İLE BAŞLADI, 15 TEMMUZ’LA BİTİRDİ

Türk-iş Genel Başkanı Ergün Atalay sahneye çıkmadan önce Atalay’ın 15 Temmuz gecesi Sakarya’da yaptığı sokağa çıkma çağrısı ekranda gösterildi. Ardından sahneye çıkan Atalay, kıdem tazminatı başta olmak üzere emeğe yönelik tüm saldırılara karşı bir araya geldiklerini vurguladı. Atalay’ın 15 Temmuz darbe girişimini 1 Mayıs 1977 katliamını gerçekleştiren güçlerin yaptığını söylemesi dikkat çekti. Konuşmasında 15 Temmuz vurgusunu sık sık yineleyen Atalay, Suriye’nin kuzeyinde Suriye Demokratik Güçleri Denetimindeki bölgeye gerçekleştirilen hava saldırısı sonrası ABD birliklerinin bölgeye gitmesini de “terör örgütlerine verilen destek” diyerek eleştirdi. Atalay, “Türkiye yoksa, sendika yok” diyerek hükümetin 15 Temmuz sonrası hem içeride hem de dışarıda izlediği politikaya üstü örtülü destek verdi.

VERGİ DİLİMLERİNİ DÜZENLEYİN ÇAĞRISI

Geçtiğimiz günlerde başlayan ve kamuda çalışan toplamda 200 bine yakın işçiyi ilgilendiren toplu sözleşme sürecine dikkat çeken Atalay, sene başında 2 bin 500 TL maaş alan işçinin maaşının vergi dilimleri nedeniyle sene sonunda eridiğini söyledi. Atalay, bu nedenle sözleşme sürecinde vergi dilimleri sorununu çözülmesini talep ettiklerini hatırlattı. TÜMTİS Ankara Şube yönetici ve üyelerinin sendikal faaliyetleri nedeniyle hapis cezası almasını eleştiren Atalay, cezayı veren hakimlerin FETÖ nedeniyle görevden uzaklaştırıldığını, bu nedenle yeniden yargılama yapılması gerektiğini söyledi.

15 MİLYON OLURUZ

AKP’nin hükümet olmasıyla hızla üye sayısını katlayan Memur-Sen’in ILO’yu Türkiye’de temsil etmek için yaptığı başvuruyu hatırlatan Atalay, “İşçileri, ILO’da işveren temsilcileri mi temsil edecek” dedi.

Atalay, hükümete taşeron işçilerine verilen kadrolu çalışma sözünün de yerine getirilmesini istedi. İşçilerin farklı sendikalara üye olmaya zorlandıklarını belirten Atalay, Konya’da bir patronun istediği sendikaya geçmeyen işçileri “FETÖ’cü” diye ihbar etmekle tehdit ettiğini anlattı.

Atalay, Hükümet ve sermaye çevrelerinden kıdem tazminatının fona devredileceği yönündeki açıklamalara ilişkin de şunları söyledi: “Asgari ücretli 100 sene çalışsa 5 kuruş biriktiremez. Kıdem tazminatında nokta kadar geriye gitmeyin. Bizi bir buçuk milyon kişi zannetmeyin, 15 milyon oluruz. Yapmayın. Yaptırmayız” diye konuştu.

POLİSİN İNGİLİZCE İLE İMTİHANI

İşçiler, alana girerken polis tarafından iki kere arandı. Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın pankartlarıyla özel olarak ilgilenen polisler, sendikanın “Gazetecilik Suç Değildir” anlamına gelen “Journalism is not a crime” ifadelerinin yer aldığı dövizinin ne anlama geldiğini yine dövizi taşıyan gazetecilere sordular. İkinci arama noktasındaki polislerin de aynı şeyi yapması gazeteciler arasında espri konusu oldu. (Ankara/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Elazığ’da basın açıklaması mitinge dönüştü

SONRAKİ HABER

Datça'da 1 Mayıs

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa