10 Ekim davası: Emniyetin bulamadığı polis terfi etmiş
10 Ekim davasında konuşan IŞİD sanığı avukatı: Emniyetin tespit edemediği polis terfi diliyor.

Tamer Arda ERŞİN
Ankara
10 Ekim Katliamı davasının 3. duruşmasının son gününde IŞİD sanığı Suphi Alpfidan’ın görüştüğü 2 polisin Antep Emniyetince tespit edilemediği yönündeki yazı yeniden gündeme geldi. Alpfidan’ın avukatı, adı Bestami olan bir polisin terfi edildiğini, Hamit adındaki bir diğer polis hakkında da “FETÖ” kapsamında işlem yapıldığını söyleyerek, “Acaba bazı bilgileri gizlemeye mi çalışıyorlar” diye sordu. Mağdur avukatları da, yargılamanın genişletilmesini istedi
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada sanıkların ve müştekilerin yoklaması yapıldı. Daha sonra dava dosyasına gelen yazılar okundu. Bir önceki duruşmada mahkeme Gümrük'e sanıkların Suriye’ye bir günlük izinli giriş çıkış yapıp yapmadığını sormuştu. Mahkeme Başkanı Gümrük'ten karayoluyla giriş çıkış kaydının tespit edilmediği yanıtının verildiğini söyledi.
Daha sonra mağdur avukatları, hücre evi baskınında kendisini patlattıkları ileri sürülen Yunus Durmaz, Halil İbrahim Durgun ve Mehmet Kadir Cebael’in ölümlerine ilişkin olay tutanakları ve operasyon görüntülerinin 10 Ekim davası dosyasına getirilmesini istedi.
YAKUP ŞAHİN SURUÇ DAVASINDA İFADE VERMEYECEK
Öte yandan hem 10 Ekim hem de Suruç Katliamı davasında sanık olan Yakup Şahin’in salonda olması dikkat çekti. Bugün Hilvan Adliyesi’nde Suruç Katliamı davasının ilk duruşmasının görüldüğünü hatırlatan mağdurların avukatlarından Özcan Karakoç, Suruç Katliamı davası için Yakup Şahin’in ifadesinin SEGBİS’le mi alınacağını sordu. Mahkeme Başkanı ise “Bana gelen bir şey yok, Yakup burada olacak” yanıtını verdi.
'EMNİYET ÜZERİNE BİRAZ EĞİLSE ANTEP KATLİAMI OLMAYACAKTI'
Duruşmada daha sonra mağdur avukatları talepte bulundu. Avukat Murat Kemal Gündüz de yargılamanın genişletilmesini istedi. Antep’teki Kına Gecesi Katliamı’nın sanıklarının amonyum nitratı 10 Ekim Katliamı’nda sonra bile rahatça temin edebildiğini ifade eden Gündüz, “Emniyet üzerine biraz eğilse Antep Katliamı olmayacaktı” dedi. Gündüz davadaki tüm sanıkların derneklerden bahsettiğine dikkat çekerek, bu derneklerin sicillerinin istenmesini talep etti.
Devletin yakalanması halinde başına 300 bin lira koyduğu sanık Talha Güneş hakkında da konuşan Gündüz, “Talha Güneş, 11 Ağustos tarihinde yakalandı. Örgütün bombacısıydı. Antep Emniyeti sadece ‘senin bu olayla ilgin var mı?’ diye sormuş, geçmiş. Ama adam bütün bombaları hazırlayan kişi. Başına ödül konan adam Suriye’ye gidiyor geliyor, amcasının oğlu Antep Emniyetini bombalıyor. Bu bombalama sırasında ‘Suriye’deydim’ diyor. Antep’teki Kına Gecesi Katliamı sanığı, Gar Katliamı’nın bombasını da Talha Güneş’in hazırladığını söylüyor. Bu yüzden Antep Kına Gecesi Katliamı’nın dosyasının da getirilmesini istiyoruz” dedi.
'IŞİD'Çİ DENMESİNDEN RAHATSIZ OLDULAR'
10 Ekim ailesi avukatlarından avukat Özcan Karakoç, sanıklar hakkında açıklamalarda bulundu. Bu sırada IŞİD sanıklardan Resul Demir, Karakoç'a sözlü müdahalede bulununca salon karıştı. Aileler, sanığa tepki gösterdi . Ailelerden birisi fenalık geçirdi, salondan çıkarıldı. Salon sakinleşince konuşmasına devam eden Karakoç, sanıklar hakkında yeni deliler geldikçe ilişkilerinin ortaya çıktığını belirterek, “Bingöl AKP Gençlik Kolları üyesi Mehmeddin Baraç’ın Ömer Hattap olarak Yunus Durmaz’ın üzerinden çıkan belgelerde yer alıyor. Bu katliam sadece Antep değil Bingöl ve Elazığ hücrelerinin de yer aldığı bir katliam” dedi.
KRİTİK BELGELER ORTAYA ÇIKTI
Karakoç, diğer sanıklar hakkında da dosyada yer alan belgeleri tek tek okudu. Sanıklar Karakoç’un “IŞİD üyesi” demesine itiraz etti. Sanıklar hakime “Başkanım bizi itham ediyor, IŞİD’çi diyor” diye yakındı.
Karakoç, Gaziantep’ten gelenek fezleke yer alan fotoğrafları göstererek, “Yunus Durmaz’ın Suriye’de verdiği silahlı eğitime kardeşi Hacı Ali Durmaz’ın fotoğrafların yer alıyor” dedi. Karakoç sanıların mahkeme başkanı, müştekileri ve avukatları tehdit ettiğine dikkat çekerek, sanıkların tutukluluklarının devamını istedi.
BAZI BİLGİLERİ GİZLEMEYE Mİ ÇALIŞIYORLAR?
Önceki celselerde Sanık Suphi Alpfidan, 10 Ekim Katliamı’ndan sonra Halil İbrahim Durgun’un yanında gördüğü bir kişinin kendisinden ev istediğini bu kişiyi Antep Emniyetine bildirdiğini söylemişti. Alpfidan’ın avukatı Akın Deniz de, müvekkilinin telefonda görüştüğü biri Hamit diğeri Bestami adındaki iki polisin adını ve telefonunu mahkemeye sunmuştu. Hem mağdur avukatları hem de Avukat Akın Deniz bu iki polisin kimlik bilgilerinin Antep Emniyetinden sorulmasını istemişti. Ancak Antep Emniyeti mahkemeye gönderdiği yazıda iki polisi de tespit edemediklerini söylemişti. Avukat Akın Deniz bu konuyu yeniden gündeme getirdi ve “Antep Emniyeti Bestami adındaki polisin kimlik bilgilerini tespit edemedikleri yönünde cevap verdi. Ancak Bestami’nin terfi edildiğini, Hamit adındaki polisin ise FETÖ kapsamında hakkında işlem yapıldığını gördük” dedi. Avukat Deniz söz konusu bilgileri kendi araştırmaları kapsamında edindiklerini vurgulayarak, “Acaba bazı bilgileri gizlemeye mi çalışıyorlar” diye sordu.
‘AKP ÜYESİYİM’ DİYEN IŞİD SANIĞI, IŞİD EMİRİNE MEKTUP YAZMIŞ
10 Ekim Katliamı dosyasına, katliamın organizatörlerinden Yunus Durmaz’a ait taşınabilir bellekteki belgeler girdi. Durmaz’ın üzerinden çıkan taşınabilir bellekteki belgeler arasında sanık Mehmedin Baraç’ın IŞİD’e yazdığı mektup da çıktı. Yakalandığı dönemde “AKP Bingöl Gençlik Kolları üyesiyim” diyen davanın tutuklu sanıklarından Mehmedin Baraç, mektubunda bir örgüt üyesinin ihanetlerini kaleme aldı. Gece hayatına düşkün olduğunu belirttiği bir militan hakkında örgüte bilgi veren Baraç mektubunda, “Bilgisayarını ele geçirdim ama teknik bilgim olmadığı için yeterli incelemeyi yapamıyorum. İsterseniz bilgisayarı Suriye’ye getirebilirim” diyor.
Bellekte yer alan belgelerde dikkati çeken ilk bilgi HDP’lilere yönelik incelemeler oluşturuyor. Belgelere göre 4 HDP’linin mercek altına alındığı, fotoğraflarının yer aldığı, Antep’teki 2 kahvehanenin adres bilgilerinin paylaşıldığı ve bu yerlerin hedef gösterildiği görüldü.
Yine “Abdullatif Efe” kod adlı Yunus Durmaz ile, YPG’nin elinde bulunduğu ifade edilen Savaş Yıldız’ın “MİT ajanı” dediği Ebu Musab Türki’nin ortak imzalı mektubu da bellekte bulunan belgeler arasında yer aldı. İki IŞİD militanının, örgütten Türkiye’ye ilişkin 10 istekte bulunduğu görüldü. Bu istekler arasında, bazı militanların ailelerinin Türkiye’ye getirilmesi, sınırdan eleman ve malzeme geçişinin ayarlanması, örgüt içerisindeki Kürt militanların istihbarat için getirilmesi, bombalar için bazı kimyasalların ayarlanması ile bu kimyasalların farklı malzemelere karıştırılarak şırıngalanması ve bunların “yardım” adı altında Suriye’de PYD’nin yönetimindeki bölgelere gönderilmesi yer aldı.
Durmaz’dan ele geçirilen taşınabilir bellekte, patlayıcılara ilişkin sınıflandırmalar da dikkati çekti. Belgede Türkiye’de kullanılması üzerine mayın yapımına ilişkin bilgiler de yer aldı.
TEDBİRSİZ DAVRANAN IŞİD ÜYELERİ
Örgütün ekonomik çizelgesi de Durmaz’ın taşınabilir belleğinden çıkan belgeler arasında yer aldı. Örgüt elemanlarının Antep’e ilişkin hesaplarının yer aldığı çizelgede, aile giderleri, yemek giderleri, normal giderler, askeri giderler ve sağlık giderleri şeklinde sınıflandırma yapıldığı, son olarak ortaya çıkan miktarın TL ve Dolar olarak belirtildiği görüldü.Örgütün iç işlerine ilişkin ipuçları taşıyan belgeler arasında Ocak 2015’te son şekli verilen ve kimin tarafından hazırlandığı belirtilmeyen “güvenlik” dosyası da yer aldı. Dosyada, güvenlik konusunu ikinci plana atan ve tedbirsiz davranan IŞİD militanlarının varlığına işaret edilerek, bu konuda yeni ve ciddi tedbirlerin alınması istendi. Dosyada ayrıca fişlenen militanların geri plana çekilmesi ve yerine yenilerinin geçmesi istendi.
Türkiye’de resmi rakamlara göre en çok Suriyeli’nin yaşadığı kent olan Urfa’daki “AKP destekli ÖSO militanlarının da hedef olarak gösterildiği ve IŞİD’in bu kentteki bazı militanlara yönelik suikast hazırlığında” olduğu da Durmaz’ın taşınabilir belleğindeki bilgiler arasında yer aldı.
DAVA 10-11 TEMMUZ'A ERTELENDİ
Ayrıca sürülen Halil İbrahim Durgun, Yunus Durmaz ve Mehmet Kadir Cabael’in otopsi raporlarının istenmesi, sanık Nihat Ürkmez’ın Elazığ’daki yargılandığı IŞİD davasının bu dosya ile birleştirilmesi, sanıkların kendi aralarında ve bağlantılı oldukları kişilerle yaptıkları iletişim kayıtlarının istenmesi, Enes Plastik Şirketine ilişkin bilgiler ve SGK kaydının istenmesi, Antep’teki sanıklarla ilişkisi olan ev, depo ve işyerlerini gören mobese kayıtlarının istenmesi talepleri kabul edildi. Mahkeme sanıkların tutukluluk halinin devamına karar vererek bir sonraki duruşmayı 10-11 Temmuz 2017 tarihlerine ertelendi. Kararın ardından sanık Abdülhamit Boz, ailelere "sokak köpekleri", Talha Güneş de "Söyleyin onlara havlamasınlar" diye hakaret etti. Bunun üzerine salonda gerginlik çıktı.
Evrensel'i Takip Et