07 Mayıs 2017 00:50

'Bir daha yaşanmasın diye ağır bir ceza verilmeli'

Aladağ’da çocuklarını kaybeden aileler tepkili: 'Bu bir daha yaşanmasın diye ağır ceza verilmesi lazım. İhmal değil, kasıt var'

Paylaş

Volkan PEKAL
Adana

Adana’nın Aladağ ilçesinde 29 Kasım 2016 tarihinde 10’u öğrenci 12 kişinin öldüğü, çok sayıda öğrencinin de yaralandığı yurt yangınına ilişkin tutuklu 7 şüpheli hakkında  ‘Taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma’ suçlarından 2 yıldan 15 yıla kadar hapis istenen iddianameye aileler tepkili: “Ciğerimiz yandı. Bu bir daha yaşanmasın diye ağır ceza verilmesi lazım. İhmal değil, kasıt var” 

29 Kasım 2016 tarihinde yaşanan Aladağ Kız Öğrenci Yurdu yangın faciasının iddianamesi aradan geçen 6 ayın ardından hazırlandı. Kendi kızı da yangında hayatını kaybeden Yurt Müdürü Cuma Ali Genç ile Aladağ Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Derneğinin Başkanı İsmail Uğur, Yöneticileri Ramazan Keleş, Ramazan Dede, Mustafa Öztaş, Mahir Kılınç ve hizmetli Mahmut Deniz hakkında dava açıldı. 10’u çocuk 12 kişinin hayatını kaybettiği, 24 kişinin yaralandığı yurt yangınıyla ilgili olarak açılan davanın iddianamesinde tutuklu bulunan 7 kişi hakkında 2 yıldan 15 yıla kadar ceza istenmesine yangında çocuklarını kaybeden aileler tepki gösterdi. Görüştüğümüz aileler, davanın ‘Kasten öldürme’ suçundan değil ‘Taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma’ suçlarından açılmasını yeterli görmediklerini belirterek “Böyle bir yangın bir daha yaşanmasın diye vicdanları rahatlatacak bir ceza istiyoruz.”diyor. 

Yangında bir kızı yaralanan, bir kızını da kaybeden, İsmail Bagir, istenilen cezayı yeterli bulmadıklarını söyledi. İddianamede sanıklara istenen cezalara tepki gösteren Bagir, “12 kişinin yanarak ölmesi, trafik kazasında birine araba çarpması ile aynı değerlendirilmiş. Böyle olmaz” dedi.

‘MİLLİ EĞİTİM YÖNLENDİRDİ, ONLAR DA YARGILANSIN’

Sadece 7 kişinin yargılanmasının da yetersiz olduğunu ifade eden Bagir, “Savcılık ifademde de söyledim. Bizi o yurda milli eğitim yönlendirdi. Kozan’a yönlendirdiler, sonra İmamoğlu. Orası da olmayınca “Burası uygun. Çocuklarınızı buraya alalım” dediler. Köyün muhtarının yönlendirmesi ile kayıt yaptırdım. Yoksa Süleymancılarla merhabam bile yok. Muhtarından, milli eğitim müdürüne hepsinin yargılanması gerekir. Sonuna kadar şikayetçiyim” dedi. Çocuklarının hayatını kaybettiği yurdun kendilerine özel yurt olduğu söylendiğini ifade eden Bagir, “Bizi milli eğitim yönlendirdi. Özel yurt olsa bizim oraya para ödememiz gerekirdi. Özel yurda ödeyecek paramız yok. Bu garibanlığın, fakirliğin bir sonucu” dedi. 

‘VİCDANI OLAN BU ŞEKİLDE DEĞERLENDİREBİLİR Mİ?’

Yangında yaralanan ve hâlâ tedavisi devam eden Fatma Zehra Altun’un babası Ahmet Altun da, istenen cezayı yeterli görmediğini belirterek “12 can gitmiş. Ölenler arasında 3-4 tane akrabam var. Orada çocuğu olan, olmayan herkesin canının yandığı bir olay.  Vicdanı olan bu şekilde değerlendirebilir mi?” diye sordu. Yaşanılan facianın hafife alınamayacağını dile getiren Altun, “O çocuklar bizim geleceğimizdi. Devletin bunu daha iyi değerlendirmesi gerekir” dedi. Buna benzer olayların tekrar yaşanmaması için davanın önemli olduğunu ifade eden Altun, “Biz bu cezayı yeterli görmüyoruz. Vicdanımız rahat değil.” şeklinde konuştu. 

‘ÖNLEM ALMAMIŞLAR, NASIL KASIT OLMAZ?’

Yangında tek çocuğunu kaybeden Ali Köylü, faciada kasıt olmadığı şeklindeki değerlendirmeye “Yangın önlemi alınmamış, yangın tatbikatı yapılmamış. Allah’a mı bırakmışlar? Olacak şey mi?” diyerek tepki gösterdi. İstenen cezayı yeterli bulmadıklarını söyleyen Köylü, “Sorumlular ceza almadan bizim acımız hafiflemez. En az 25 yıl bekliyorduk. Ciğerimiz yandı. Bu bir daha yaşanmasın diye ağır ceza verilmesi lazım” dedi. 

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

Napolyon’dan arta kalan

SONRAKİ HABER

İngiltere seçimlerinde ne yarışacak?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa