Savcı: Dünyada olmayan ve asla olmayacak olan Kürdistan
Bu sözler bir iddianamede yer aldı: Dünyada yer almayan ve asla yer almayacak olan Kürdistan, etek giyip hendekler kazarak.
HDP İstanbul il eş başkanlarının da aralarında bulunduğu 13 kişi hakkında hazırlanan iddianame mahkemece kabul edildi. Skandal yorumların yapıldığı iddianamede savcı ‘Kürdistan’ polemiğine girdi ve bir tarihçi gibi “Dünya coğrafyası üzerinde Kürdistan diye bir ülke olmadığı ve olması da mümkün olmadığı tarafımızca aşikar” ve “Dünya coğrafyası üzerinde yer almayan ve asla yer almayacak olan Kürdistan” gibi ifadelere yerdi.
İstanbul’da Halkların Demokratik Partisi’ne (HDP) yönelik 12 Aralık 2016'da yapılan operasyonda gözaltına alınan ve 4 Ocak günü tutuklanan, aralarında HDP İstanbul İl Eşbaşkanları Aysel Güzel ve Doğan Erbaş’ın da bulunduğu 13 HDP yöneticisi hakkında 118 gün sonra iddianame hazırlandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, HDP eş başkan ve yöneticileri “örgüt üyesi olmak” ve “örgüt propagandası yapmak” iddiasından suçlanıyor. 432 sayfalık iddianamede HDP’lilerin yaptığı basın açıklamaları, halk toplantıları, parti çalışmaları ve parti içi faaliyet raporları, planlamaları suç unsuru olarak gösterildi.
SAVCIDAN POLEMİK
İddianamede savcı ‘Kürdistan’ polemiğine girdi ve tarihçiliğe soyunarak şu değerlendirmeyi yaptı: “Ülkemizin Doğu ve Güneydoğu illerinden dünya coğrafyası üzerinde yer almayan ve asla yer almayacak olan Kürdistan diye bahsedilerek PKK/KCK terör örgütü ile aynı eksende bölücü söylemlerde bulunulduğu, ‘Sarayın savaşı’ söylemiyle PKK/KCK terör örgütüne yapılan operasyonların sorumlusu olarak Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın gösterilmeye çalışılarak, PKK/KCK terör örgütüne yapılan operasyonlardan büyük rahatsızlık duyulduğunun ima edildiği...”
CİNSİYETÇİ İFADELER DE YER ALDI
Savcı ayrıca iddanamesinde ‘etek giymek’ ifadesini kullanarak cinsiyetçiliğe de imza attı: “Güvenlik güçlerimizin Doğu ve Güneydoğu illerimizde etek giyip hendekler kazarak, barikatlar kuran PKK/KCK terör örgütüne yapmış olduğu başarılı operasyonların savaş olarak nitelenerek Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin şerefli , onurlu askerinin ve polisinin ‘insanları diri diri yakıyorlar’ şeklinde aslı olmayan hayal ürünü iddialarla karalanmaya çalışıldığı, devletimizin Doğu ve Güneydoğu illerinde faili meçhul cinayetler işlediğini iddia edecek kadar haddini aşan açıklamalarda bulunulan…”
'KÜRDİSTAN YOK VE OLMAYACAK DA!'
HDP İstanbul İl Eş Başkanı Doğan Erbaş’ın “Kürdistan illeri başta olmak üzere" diye başladığı cümle hakkında ise şu ifadelere yer verildi: "Dünya coğrafyası üzerinde Kürdistan diye bir ülke olmadığı ve olması da mümkün olmadığı tarafımızca aşikar. Ülkemizin Doğu ve Güneydoğu illerini Kürdistan diye niteleyerek Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bölünmez toprak bütünlüğüne karşı olduğu, Kürt vatandaşlarımızın devletimiz tarafından dışlanarak sırf Kürt olmaları nedeniyle işlerinden çıkartıldıklarını ve belediyelere el konulduğunu söyleyerek devletimizi ırkçılıkla itham ederek aslı olmayan iddialarla itham ettiği görülmüştür."
HER TÜRLÜ FAALİYET SUÇ SAYILDI
İddianamede “HDP siyasal yapılanması içerisinde…” şeklinde savcılığın yaptığı yorum dikkat çekerken, “kan davaları”, “ticari anlaşmazlık”, “kaza anlaşmazlığı”, “arazi anlaşmazlığı”, “alacak verecek anlaşmazlığı”, “kayıp şahıs” ve “aile içi kavga”larda HDP'li yöneticilerin uzlaştırıcı bir rol oynaması da suç unsuru olarak gösterildi. HDP İstanbul İl binasında yapılan aramada bulunan ilaçlar ise “PKK/KCK örgütünün silahlı kırsal alanına gönderilmek üzere temin edilmiş olduğu değerlendirilen çok sayıda ilaç” şeklinde değerlendirildi. (İstanbul/DHA)
İddianameyi kabul eden İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, ilk duruşmanın 26 Eylül’de yapılmasına karar verdi. (İstanbul/DİHABER)