Kenan Otlu: CHP ‘hayır’ çıkartan Türkiye’ye uymalı

Şerif KARATAŞ 
İstanbul 

CHP İstanbul Gençlik Kolları Başkanı Kenan Otlu ile referandum ve CHP’deki tartışmalara ilişkin konuştuk. Referandum sürecinde şartların eşit olmadığını hatırlatan Otlu, devletin bütün imkanlarının evet için seferber edildiğini yineledi. Referandum sürecinde ‘hayır’ çalışması yürüten CHP’li kadınların ve gençlerin saldırılara maruz kaldığını belirten Otlu, “Maltepe’de hayır çalışması yapan bir arkadaşımız silahla vuruldu. Aradan geçen zamana karşı olayla ilgili delilerinin üstü örtülmeye çalışılıyor. Şimdiye kadar bir gözaltı dahi yaşanmadı” dedi. Eşitsiz ve baskı ortamı ve ardından YSK’nin şaibeli kararıyla referanduma gidildiğini anlatan Otlu, “Toplum çok net bir şekilde ‘hayır’ dedi. Türkiye genelinde evet çıkmış gibi olabilir ama İstanbul’da çok net bir şekilde ‘hayır’ çıkmıştır. ‘Hayır’ın çıktığı İstanbul’da anayasa değişikliğinin meşruluğu olamaz. Çünkü, Türkiye İstanbul üzerinden yönetiliyor” diye konuştu. 

‘ADAY TARTIŞMASI SÜRECE ZARAR VERDİ’

YSK’nin kararıyla şaibeli olan referandum tartışmaları sürdüğü sırada birden 2019 seçimleri ve başkan adayının kim olacağı tartışmasının CHP’li Deniz Baykal tarafından başlatılmasına ilişkin sorumuza Otlu, şunları söyledi: “Toplum çok ciddi bir tepki gösterirken, sanki bu seçim sonuçları meşruuymuş gibi açıklamalar yapılıp, adayların tartışılması, gerçekten sürece zarar vermiş oldu. Çünkü bu anayasa meşru bir anayasa değildir. Bu anayasanın toplum nezrinde bir geçerliliği yoktur. Bu anayasanın usulsüzlüğü ve meşruluğu tartışılması gerekirken, bu anayasanın sanki meşru bir anayasaymış gibi aday tartışmaları maalesef yönetenlerin değirmenine su taşımış oldu.” 

Üsküdar CHP Gençlik Kollarının CHP genel merkeze referandumun şaibeli olduğunu belirtip, genel merkezin bunu sokakta dillendirmesini talep eden açıklamasına ilişkin sorumuza Otlu şu ifadelerle yanıt verdi: “Sadece Üsküdar’da değil, İstanbul’un bir çok ilçesinde gençlik kollarının deklarasyon açıklamaları oldu. Ama biz kamuoyuna yönelik deklarasyonlar yerine parti içi kamuoyuna yönelik deklarasyon ve parti içi tavır deklarasyonların çok daha olumlu olacağını düşüncesine vardık. Referandum bittikten sonra, partimizin bir tavrı vardı. Bu tavırda, sokak eylemselliğine partinin kurumsal kimliği üzerinden gitmemesiydi. Bize göre bu tavır yanlış bir tavır değildi. Doğru bir tavırdı. Çünkü Gezi’de milyonların direndiği bir halk direnişi oldu. Gezi’de biz içerisinde destekleyicisiydik ama Gezi’de bayrağımız yoktu. Kurumsal bir kimlik yoktu. Çok daha doğru gitmişti. Genel başkanın tavrı da bu işin partinin üzerinden gitmesinin doğru bir tavır olmayacağı düşüncesindeydi.”

‘ANLAYIŞ YENİLENMELİ’

CHP’deki olağanüstü kurultay tartışmalarına ilişkin Kenan Otlu, gençliğin yapısı gereği parti merkeziyle politik olarak farklı düşünebileceğini belirterek, “Bu kurultay sürecinin komple bir yenileme süreci olması gerekir. Yenileme süreci tabi burada isimler üzerinden bir yenileme süreci değildir. Öncelikle bir anlayışsal anlamda bir yenilenme gerekir. Hayır bize şunu gösterdi: Eğer biz kendimizi doğru ifade edebilirsek, ittifakları doğru kurabilirsek ve sokakta bu toplumun ötekileştirilmiş kesimleriyle, yan yana durabilirsek, çok ciddi sonuçlara ulaşabiliyoruz. CHP’nin hayır çıkartan Türkiye’ye uyması gerekir. Bunun gerisinde kalması değil, bunun öncüsü bunun itici gücü ve dinamosu olması gerekir.” 

‘DENİZLERİ ANMAK DEĞİL ANLAMAK’ 

6 Mayıs'ta Taksim’den Dolmabahçe’ye CHP gençliğinin yaptığı yürüyüşün sonrasında “Denizlerin idamına imza atan CHP’li vekilleri de reddediyoruz” ifadesi ve yürüyüşle ilgili de Kenan Otlu, 6 Mayıs’ı Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan, Yusuf  Aslan’ı sadece anmak değil, anlamak olarak düşündüklerini söyledi. Otlu şunları söyledi: “İdamlara el kaldıran hangi partiden olursa olsun, o dönemde CHP milletvekiliyse ve idama evet demişse, bir onları reddediyoruz. Bizimle alakası yoktur. Net olarak düşüncemizi ifade etmiş olduk...Bizce miras alınması gereken varsa ’68 kuşağının önderleridir Mustafa Kemal’dir.”