Referandum protestoları ve Gezi
İkinci bir Gezi yaşanır mı?Bugünlerde böyle tartışmalara şahit oluyoruz.Yolsuzluk eylemleri sırasında da benzer tartışmaların yürüdüğünü hatırlıyoruz.
Sinancem ALİKOÇ
ODTÜ
Tek adam anayasasını oyladığımız referandumu geride bıraktık. Oyların hileli, sayımın şaibeli olduğuna dair birçok iddia var. Birçok yurttaş “hayır oylarına” sahip çıkmak gerekçesiyle sokağa döküldü, şaibelere karışan seçimin yenilenmesini talep etti. Bu seçimlerde sonuçların gösterdiği AKP’nin güç kaybettiği ve toplumsal muhalafetin daha hızlı birleşmesi diyebiliriz. Seçim gecesi dahi protesto gösterleri için sokağa çıkanlar varken bu şekilde bir birleşme eğiliminin olduğunu söylemek mümkün.
İKİNCİ GEZİ Mİ?
Peki, ikinci bir Gezi yaşanır mı? Bugünlerde böyle tartışmalara şahit oluyoruz. Yolsuzluk eylemleri sırasında da benzer tartışmaların yürüdüğünü hatırlıyoruz. Belki artık bir alışkanlık haline gelmiş her hareketi Gezi’ye mal etmek ya da benzetmek. Ancak bu toplumun bir hafızası, her eylemden kazandığı tecrübeler var. Eylemlerin tekrar edeceğini, ikinci bir Gezi’nin olacağını söylemek yukarıdakileri yok saymak olmaz mı? Herakleitos’un seneler evvel söylediği “Aynı nehirde iki kez yıkanılmaz” sözleri bu tartışmalarada cevap nitelikte.
GEZİ’NİN ÇIKTIĞI KOŞULLAR
Gezi eylemleri sırasındaki ekonomik ve siyasi ilişkiler bugünle aynı değildir. O günden bugüne ekonomik çıkmazlar derinleşmiş, Türkiye Ortadoğu’daki savaş hattına doğrudan dahil olmuştur ki Gezi eylemleri öncesi baskı ve zor, muhalefeti sindirecek bir yöntem olarak bu kadar yaygın hale gelmemişti. Hele ki bir dönem neredeyse ayda bir patlayan bombaları es geçmeyeceksek. Yani bugünün koşulları Gezi eylemlerinin kendine özgü karakterinin tamamını içeremez durumda. Ayrıca Gezi eylemlerinden çıkarılan dersler muhtemelen bir daha belli başlı aynı hataların yapılmamasında yardımcı olacaktır. Örgütlü hareket etmenin gerekli olması, süreklilik sağlayacak eylem ve bu eylemlerin örgütsel temel dayanaklarının kurulması bunlardan belli başlılarıdır. Yani, referandum gösterilerinde tencere tava çalınarak protesto edilmesi, sloganlarının benzer olması tekrar bir Gezi eyleminin oluşacağından ziyade, yeni yöntemler geliştiremediğmize ve hâlâ aynı şeyleri talep etmekte olduğumuza dikkat çeker.
Ancak bu demek değildir ki buradan kesinlikle bir halk hareketi çıkamayacak ya da bundan sonra çıkan her şey sönümlenecek. Bu da hayalci bir yaklaşımdır. Referandum eylemlerinde toplumun geniş kesimleri özellikle de gençlik uzun zamandır biriktirdiği birçok şeyden çokca fazlasını birktirmiş, bununla birlikte 1 Mayıs’ta tüm yaşama dair talepler işçi sınıfının doğrudan talepleri ile formülize olmuştur. Görmek mümkündür ki gerek ekonomik gerek siyasal baskı politikalarına tahammül artık tükenmiştir. Hem nicelik hem de nitelik olarak dünden daha fazla bir birikimin olduğunu söylemek yanlış olmaz. Bundan sonra, ne olacağını doğrudan ifade etmek zor olsa da er ya da geç bu birikim patlayacaktır ama bunu ne Gezi ne de başka bir eylem/hareketle aynı olduğunu söyleyebiliriz. Karakteri ve talepleri değişse de temennimiz ve çabamız daha ileriye dönük olmasıdır.