Seçildikleri gün serbest kalmalıydılar

Tutuklu vekillerin serbest kalması için yasal düzenlemeye ihtiyaç olmadığını, zaten serbest bırakılmaları gerektiğini ifade eden Prof. İbrahim Kaboğlu, “Vekillerin, adli kontrol yoluyla serbest bırakılma ihtimali bir bayram havası değildir” dedi. İzmir Baro Başkanı Sema Pekdaş ise hükümetin tutuklu vekiller konusunda kaçak güreştiğini belirterek, “Vekiller hiçbir kısıtlama olmadan tahliye edilmeli” dedi.

BOZDAĞ: MAHKEMENİN TAKDİRİ

“Tutuklu milletvekilleriyle ilgili isnat edilen suçlara baktığımızda üst sınırı 3 yıldan fazla olduğu için adli kontrol bugüne kadar uygulanmıyordu. Ama şimdi sınır kaldırıldığı için mahkeme karar verdiği takdirde uygulayabilir” diyen Bozdağ, “Bu tamamıyla mahkemenin takdiri olan bir konudur” şeklinde konuştu. Özel yetkili mahkemelerin (ÖYM) kapatılmasını öngören yasal düzenlemenin CHP tarafından Anayasa Mahkemesine götürülmesine dair  soruyu da yanıtlayan Bozdağ, “Bizim yaptığımız düzenlemenin Anayasaya aykırı bir yönü olmadığını düşünüyorum” dedi.

‘YENİ DÜZENLEMEYE İHTİYAÇ YOK'

Bozdağ’ın açıklamalarını gazetemize değerlendiren Anayasa Hukuku Profesörü İbrahim Kaboğlu “Benim görebildiğim kadarıyla tutuklu milletvekillerinin serbest kalması için zaten böyle bir pakete, yeni bir düzenlemeye ihtiyaç yoktu” dedi.

Tutuklu milletvekillerinin birçoğunun, Anayasanın dokunulmazlıklara istisna getiren 14. maddesine yapılan yollama nedeniyle cezaevinde olduğunu, ancak 2001 yılında ilgili madde de değişiklik yapıldığını söyleyen Kaboğlu, “Hakimler, 83. maddenin, 14. maddeye yaptığı yollamayı dikkate alarak vekilleri cezaevinde tutamazlar” dedi.

‘BİR BAYRAM HAVASI DEĞİL’

Vekillerin, adli kontrol yoluyla serbest bırakılma ihtimalinin, ‘bir bayram havası’ olmadığının altını çizen, Prof. Kaboğlu, “Uluslararası hukuktan doğan haklar gereği tutuklu vekiller zaten seçildikleri ilk günden serbest bırakılmalıydı” dedi. Kaboğlu, adli kontrolün, milletvekillerinin çalışmalarında ve seyahat özgürlüklerinde bir kısıtlama getireceğini de söyledi.

‘HÜKÜMET KAÇAK GÜREŞİYOR’

Bozdağ’ın açıklamalarına ilişkin görüştüğümüz İzmir Baro Başkanı Sema Pekdaş da adli kontrol düzenlemesiyle tutuklu vekillerin serbest kalması halinde onlara adeta ‘Dışarıda uslu dur’ denileceğini söyledi.

‘BAŞKA BİR CENDEREYE SOKUYOR’

Adli kontrol ile vekillerin tahliyesinin bir avantaj gibi sunulmasını eleştiren Pekdaş, “Bu başka bir cendere demektir. Vekiller hiçbir kısıtlama olmadan tahliye edilmeli ve dokunulmaz olmalıdır” dedi.

‘İLK GÜNDEN TAHLİYE EDİLMELİYDİLER’

“Milletvekillerinin tahliyesine ilişkin kaçak güreşiyorlar” diyen Pekdaş da Kaboğlu gibi, tutuklu vekillerin seçildiklerini gün tahliye edilmeleri gerektiğini söyledi. Tutuklu vekillerin dışarı çıktıkları takdirde dokunulmazlıkları olmayacağını ve haklarında yurt dışına çıkma yasağı getirileceğini belirten Pekdaş, “Adli kontrolle yine de hakları sınırlandırılacaktır” dedi. Milletvekillerinin, yasama gücünden kaynaklı serbest hareket yeteneğine sahip olması, kürsü dokunulmazlığından ötürü fikirlerini özgürce ifade edebilmesi ve yurt dışına serbestçe çıkıp görüşmeler yapabilmesinin önemli  olduğunu ifade eden Pekdaş, “Adli kontrol ile vekillerin başının üzerinde bir tehlike var olmaya devam edecek” dedi.  

KAPLAN: TUTUMUMUZ DEĞİŞMEDİ

Başından beri tutuklu vekillerin, seçildikleri ilk günden itibaren serbest kalması gerektiğini dile getirdiklerini belirten BDP Grup Başkan Vekili Hasip Kaplan ise bu tutumlarının değişmediğini ifade etti. (İstanbul/EVRENSEL)

TÜZEL: ORTADA REFORM YOK

Aynı zamanda hukukçu da olan Halkların Demokratik Kongresi (HDK) İstanbul Milletvekili Levent Tüzel, Bozdağ’ın açıklamalarını ‘yorum’ olarak okumak gerektiğini belirtti. Hükümetin, tutuklu vekiller dışarı çıksın diye bu yasayı çıkarmadığını belirten Tüzel, “Eğer böyle bir adım atılsaydı hakim yetkisine bırakılmazdı” dedi. “Meclis kapanmadan önce bu vekiller için, hiçbir şarta bağlamaksızın bir düzenleme yapmalıydı” diyen Tüzel, sorunun hâlâ çözülememesinin nedeninin, AKP Hükümetinin tutumu olduğunu söyledi. Tüzel, Hükümetin bu konuda sorumluluk ve tutum almaktan kaçındığını ifade etti. 3. Yargı Paketi’nin bir ‘reform’ olarak sunulmasını eleştiren Tüzel, paketi, günün ihtiyaçları doğrultusunda, iktidarın bir düzenlemesi olarak değerlendirdi.  Tüzel, “Ülke koşulları böyle olduğu, ekonomik ve siyasi adımlar atılmadığı sürece tutuklama, yargılama ve mahkumiyetler devam edecek” dedi. Tüzel adli kontrolde üst sınırın kaldırılmasına ilişkin ise, “Cezaevlerindeki yoğunluğu azaltmak ve toplumda oluşan beklentiyi gidermeye yönelik bir adım. Bu düzenlenme özel olarak tutuklu milletvekilleri için çıkarılmadı” dedi.