27 Mayıs 2017 00:16

81 yaşında bir çınar: Kıdem tazminatı

81 yıllık geçmişiyle kıdem tazminatı nedir, kıdemin fona devri ne anlama gelir ve fonsuz çözüm olur mu sorularının cevabı.

Paylaş

Türkiye’de kıdem tazminatı hakkının tarihi, ilk İş Yasası’na kadar gidiyor. 1936 yılında çıkarılan İş Kanunu ile en az 5 yıl çalışan işçiye, her yıl için 15 günlük ücreti tutarında kıdem tazminatı hakkı tanındı. 1950 yılında 5 yıl çalışma koşulu 3 yıla indirildi. 1967’de kıdem tazminatı hakkı genişletildi ancak 1970’de Anayasa Mahkemesi iptal etti. 1970’li yıllarda yürütülen mücadelelerin de etkisiyle kıdem tazminatı hakkı, 1975 yılında bugünkü halini aldı. 

AKP Hükümeti, daha 2003’te çıkardığı 4857 sayılı İş Yasası ile kıdem tazminatını fona devretmek istedi. Ancak yükselen tepkiler üzerine bu projesini erteledi. Bununla birlikte İş Kanunu’nun geçici 6’ncı maddesinde şu hükme yer verildi: “Kıdem tazminatı için bir kıdem tazminatı fonu kurulur. Kıdem tazminatı fonuna ilişkin kanunun yürürlüğe gireceği tarihe kadar işçilerin kıdemleri için 1475 sayılı İş Kanununun 14’üncü maddesi hükümlerine göre kıdem tazminatı hakları saklıdır.” Yani aslında “mutabakat arıyoruz” açıklamaları gerçeği yansıtmıyor. 

AKP istediği kadar allasın pullasın, önceki Çalışma Bakanı Süleyman Soylu, tam olarak şöyle dedi: “İşveren ‘kıdem tazminatı yükünü nasıl karşılayacağım’ diye işten çıkarmıyor. İşverenimizin kıdem tazminatı yüzünden kâbuslar görmesini istemeyiz.”

Niyet açık ama hükümet işçileri fona ikna etmek için alenen manipülasyona başvuruyor. Bu yüzden kıdem tazminatının mevcut durumunu bilmek, kıdem tazminatı üzerinde oynanan oyunları daha net görmek için büyük önem taşıyor.

12 SORUDA KIDEM TAZMİNATI 

1) Kıdem tazminatı nedir?

Kıdem tazminatı, iş sözleşmesi sona erdiğinde, işçiye çalıştığı süre (kıdem) ile orantılı olarak ödenen tazminattır. 

2) Koşulları nelerdir?

İşçinin işyerinde en az 1 yıldır çalışıyor olması ve iş sözleşmesinin kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde sona ermiş olması gerekir. 

3) Hangi durumlarda ödenir?

İşveren işçiyi işten çıkardığında (İş Yasası’nın 25/2 maddesi hariç) kıdem tazminatı öder. Belli durumlarda işten ayrılan işçi de kıdem tazminatına hak kazanır.

4) İşçi işten nasıl ayrılırsa kıdemini alır?

a)    Haklı fesih yaparak 
b)    Erkek işçi askere giderken 
c)    Kadın işçi evlendikten sonraki 1 yılda işten ayrılırsa
d)    Emeklilik, malullük veya toptan ödemeye hak kazanıldığında, 
e)    15 yıl, 3.600 gün doldurulduğunda (sigorta girişi 8 Eylül 1999 tarihinden önce olanlar için). 

5) İşçi hayatını kaybederse ne olur?

Kıdem tazminatı mirasçılarına ödenir. 

6) Kıdem tazminatı nasıl hesaplanır?

Kıdem tazminatı her 1 yıllık kıdem için 30 günlük giydirilmiş brüt ücret tutarındadır. Son ücret esas alınır. Düzenli ödenen tüm parasal haklar (ikramiye, sosyal yardım, prim vb.) ve para ile ölçülmesi mümkün haklar (servis, yemek) dâhildir.

7) Kıdem tazminatından kesinti yapılır mı?

Hesaplanan kıdem tazminatından sadece binde 7,59 oranında damga verisi kesilir. Başka bir kesinti yapılmaz.

8) Kıdem tazminatı ödenmeyen işçi ne yapabilir?

Hak kazandığı halde kıdem tazminatı ödenmeyen işçi 10 yıl içinde dava açarsa kıdem tazminatını alır. Yasaya göre gecikme süresi için mevduata uygulanan en yüksek faiz ((şu an yıllık yüzde 20)  uygulanır.

9) Kıdem tazminatı tavanı nedir?

Kanun gereği, her 1 yıllık kıdem için ödenecek tazminat, devlet memurlarına ödenen azami emeklilik ikramiyesini geçemez. (2017 yılı ilk 6 ayı için 4.426,16 TL) 

10) Sendikalı olmak kıdem tazminatını nasıl etkiler?

Toplu iş sözleşmesi ile 30 gün kuralını işçi lehine değiştirmek örneğin her 1 yıl için 45 günlük ücret tutarında kıdem tazminatı ödenmesini sağlamak mümkün. Ayrıca TİS’le elde edilen tüm haklar da hesaba dâhil edildiği için, sendikalı olmak işçinin kıdem tazminatını artırıyor.

11) İşyeri devri durumunda kıdem tazminatı hesabı nasıl yapılır?

İşyerinin başka bir işverene geçmesi halinde işçinin kıdemi, toplam süre üzerinden hesaplanır. Yani işçinin mevcut kıdemi de yeni işverene devrolmuş olur.

12) Kıdem tazminatı taksitler halinde bölünerek ödenebilir mi?

Kıdem tazminatının bir defada ödenmesi gerekir. İşçi kabul etmediği sürece taksitle ödeme yapılamaz.

TAŞERON İŞÇİLERİN KIDEM TAZMİNATI 

2014 yılında 6552 sayılı torba kanun ile taşeron işçilerin kıdem tazminatına ilişkin şöyle bir düzenleme yapıldı; (1) Aynı kamu kurumunda aynı veya değişen taşeron şirketlerde çalışan taşeron işçinin kıdem tazminatı, bu kurum tarafından, işçinin bu kurumdaki toplam hizmet süresi üzerinden ödenir. (2) Aynı taşeron şirket tarafından farklı kamu kurumlarında çalıştırılan taşeron işçinin kıdem tazminatı, son çalıştığı kurum tarafından farklı kamu kuruluşlarında çalıştırıldığı toplam hizmet süresi üzerinden ödenir. (3) Aynı taşeron şirket tarafından önce kamuda daha sonra özelde çalıştırılan taşeron işçi, kıdem tazminatına hak kazandığında, kamuda geçen hizmet süresine ilişkin kıdem tazminatını çalıştığı kamu kurumundan, geri kalanı ise taşeron şirketten alır.

KIDEMDE FON; KUZU POSTUNDA KURT!

Hükümet temsilcileri, işçilerin yüzde 75’inin kıdem tazminatı alamadığını, fon sistemi gelirse, bu hakkın güvence altına alınacağını, tüm işçilerin kıdem tazminatını alabileceğini öne sürüyor. Oysa işin aslı başka...
Öngördükleri fon sisteminde; 

* Her bir işçinin ayrı bireysel hesabı olacak. İşçi hesabına yatıran tutarı işletebilecek. 

* Kıdem primi, SGK’ya bildirilen o ayki ücret üzerinden ödenecek. Bugün tazminata dâhil olan birçok hak, kıdeme yansımayacak.

* Primin bir kısmı, devlet tarafından ödenecek; böylece işverenlerin yükü hafifletilecek. 

* İşçi, işten çıkarıldığında ya da ayrıldığında kıdemini alamayacak. Fonda biriken tutara dokunabilmesi için en az 15 yıl geçmesi gerekecek. İşçinin kıdeminin tamamını alabilmesi için ise emekli olması gerekecek. 

* 15 yılı doldurup fondaki tutarın bir kısmını alan işçinin, yeniden fondan para çekebilmesi için her seferinde en az 5 yıl daha çalışması gerekecek. 

SONUÇ OLARAK; 

Fon sisteminde işveren işçiyi işten atarken cebinden tazminat ödemeyeceğinden daha kolay işçi atabilecek. İşçinin haklarını vermeyen işverene karşı “haklı fesih yapıp, kıdemini alma” kozu olmayacak.

Bugün 1 yıl olan hak kazanma koşulu 15 yıla yükselecek. İşçi 15 yılını doldursa bile emekliliğe kadar kıdeminin tümünü alamayacak. Yani kıdem tazminatı kara gün dostu olmaktan çıkacak. 15 yılını doldurup kıdeminin bir kısmını alan işçinin, yeniden hak kazanabilmesi için her seferinde en az 5 yıl daha beklemesi gerekecek.

Kıdem tazminatı son ücret üzerinden hesaplanmayacak. Şu anda olduğu gibi sosyal haklar da kıdem tazminatı hesabına yansımayacak. Yani işçinin eline geçecek tutar her koşulda düşecek. 

İşçi kıdem hesabında biriken tutarı doğru bir biçimde işletemezse, kıdem enflasyon karşısında pula dönecek. 

İşten çıkarılan ya da ayrılan işçinin yeniden iş bulana kadar hayatını idame ettirmesinin de önemli güvencesi kıdem tazminatı. Ancak fon sistemiyle bu da ortadan kalkacak. 

İşçi kıdem hesabında biriken tutarı doğru bir biçimde işletemezse, kıdem tazminatı daha da eriyebilecek.

FONSUZ ÇÖZÜM İÇİN 10 ÖNERİ

Gerçekten de işçiler kıdem tazminatı ile ilgili birçok sorun yaşıyor. Bu sorunların kaynağında patronların hukuk tanımaz tutumları, buna göz yuman hükümetler ve yetersiz yasal düzenlemeler var. Ancak tüm bunları fon sistemi olmaksızın çözmek mümkün: 

1) 1 yıl koşulu kaldırılsın. Böylece 1 yıldan az kıdemi olan işçiler de kıdem tazminatı alabilsin.

2) İşçiye kıdem tazminatını ödemeyen işverene ağır ceza ve yaptırımlar getirilsin. 

3) Kıdem tazminatı ödenmeyen işçiye, tazminatı devlet ödesin, işverenden geri tahsil etsin. 

4) İcra ve iflas hallerinde kıdem dâhil tüm işçi alacakları birinci sıraya yükseltilsin. 

5) Tazminat şirketten tahsil edilemediğinde, şirket sahibi ve ortaklarından tahsil edilebilsin.

6) Kıdem tazminatı dâhil tüm işçi alacakları “Ücret Garanti Fonu” kapsamına alınsın. 

7) Belli süre aynı işyerinde çalışan işçiye istifa halinde de kıdem tazminatı ödensin. 

8) İşverenlerin tazminatsız çıkarma (25/2) hakkını kullanma koşulları ağırlaştırılsın.

9) Grev yasakları kaldırılsın. Yasa dışı grev gerekçesiyle tazminatsız çıkış engellensin.

10) Sendikal örgütlenmenin önündeki engeller kaldırılsın. Sendika, kıdemin güvencesi olsun.

‘30 GÜN KORUNACAK’ ALDATMACASI

Kıdem tazminatı son, giydirilmiş ve brüt ücret üzerinden hesaplanır ve her bir yıl için 30 günlük ücret tutarında ödenir. İşçiye düzenli olarak sağlanan tüm haklar (ikramiye, sosyal yardım, prim vb.) ve para ile ölçülmesi mümkün tüm menfaatler (servis, yemek vb.) de kıdem tazminatı hesabına dâhildir. 

AKP Hükümeti, sendikaları ve işçileri ikna etmek için “30 günü koruyacağız, kayıp olmayacak” diyor. Oysa ‘30 gün kuralı’ korunsa bile öyle ya da böyle kıdem tazminatında çok ciddi maddi kayıplar olacak. Son ücret esas alınmadığı, işçilerin tüm hakları hesaba dâhil edilmediği sürece 30 günün korunması bir anlam ifade etmiyor.

Öngörülen sistemde işveren SGK’ya bildirdiği brüt ücret üzerinden her ay prim ödeyecek. Dolayısıyla para olarak ödenmeyen, ayni olarak sağlanan tüm haklar hesap dışı kalacak. Öte yandan patronların çoğu SGK’ya işçinin gerçek ücretini bildirmediği, daha düşük bildirimde bulunduğu için, yatacak prim gerçek ücreti yansıtmayacak, daha düşük olacak. 

Hepsinden önemlisi de hesaba yatacak primde o ayki ücret esas alınacak. Bugün son ücreti üzerinden kıdem tazminatı alan işçi, yıllar içinde ücretinde meydana gelen tüm artışlardan yararlanabiliyor. Oysa getirilmek istenen sistemde işçi, geçmiş yıllarda yatan primlerini hem enflasyona karşı korumak hem de son ücretini yakalayacak şekilde artırmak (nemalandırmak) zorunda. SGK’ya bildirilen ücretin, gerçek ücretten düşük olması ve ayni hakların dikkate alınmayacak olmasından kaynaklanan kayıpları da telafi etmek zorunda işçi. Bütün bu kayıpların telafi edilmesi ise teknik olarak imkânsız. 

KADIN İŞÇİLERİN KAYBI DAHA BÜYÜK OLACAK 

Kadın işçiler, çalışma yaşamındaki en güvencesiz kesimi oluşturuyor. Çoğunluğu küçük işyerlerinde çalışan kadın işçilerin tek güvencesi kıdem tazminatı. Kıdem tazminatının iş güvencesi boyutunun ortadan kalkması ile birlikte en çok kadınlar, güvencesizliğe mahkûm edilmiş olacak. Çünkü işten çıkarmalar söz konusu olduğunda ilk önce çıkarılanlar kadın işçiler oluyor. 

15 yıl koşulu da en çok kadınları vuracak. Çünkü kadınların önemli bir kısmı, düzensiz ve aralıklarla çalışıyor. Evlilik, çocuk, işten çıkarma gibi nedenlerle bir süre çalışıp sonra ara veren sonra yeniden çalışmaya başlayan kadınlar için 15 yıl koşulu, kıdem tazminatı hakkı önünde büyük bir engel oluşturacak.

Bugün kadın işçiler, işyerlerinde yaşadığı sorunlar karşısında “haklı fesih” yapıp, kıdemini alıp ayrılma hakkına sahip. Dolayısıyla kıdem tazminatı, “ücretin ödenmemesi, hakların verilmemesi, taciz ve mobbing” gibi sorunlar karşısında kadın işçilerin patronlara karşı kullanabileceği önemli bir koz. Ancak fon sisteminde kadın işçi, haklı fesih yapsa bile kıdem tazminatını alamayacağı için bu koz da ortadan kalkacak. 

Türkiye’de aynı sektörde, aynı işte çalışsa bile kadın işçilerin ücretleri erkek işçilerinkinden daha düşük. Kıdem tazminatı şu anda son, giydirilmiş ve brüt ücret üzerinden hesaplandığı için, ücreti düşük olan kadın işçilerin bile eline azımsanmayacak tutarlar geçebiliyor. Ancak fon sisteminde kıdem tazminatının miktarı da esaslı bir biçimde düşeceği için zaten ücretleri düşük olan kadın işçiler, çok daha fazla kayba uğrayacak.


 

ÖNCEKİ HABER

Sendika başkanları fona karşı mücadele kararlı

SONRAKİ HABER

Hugo Boss işçileri: Kıdemi tartışmak bile yanlış

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa