Kıdem ve iş güvencesi talebi birleşmeli
KESK’e bağlı sendikaların İzmir şube başkanları fona karşı ortak mücadele çağrısı yaptı.
KESK’e bağlı sendikaların İzmir şube başkanları, AKP Hükümetinin işçilerin kıdem tazminatını fona devrederek ve 657 sayılı yasada değişiklik yaparak kamu emekçilerinin iş güvencesini ortadan kaldırmak istediğini belirterek, mücadelenin ortaklaştırılması gerektiğini vurguladı.
Necip Vardal (Eğitim Sen İzmir 1 No’lu Şube Başkanı): 657 sayılı yasa ile kamu emekçilerine tanınan iş güvencesi hakkı ile işçilerin kıdem tazminatının aynı şey olduğunu söylemek mümkün. Memurlar için iş güvencesi ne ise işçiler için de kıdem tazminatı o. Doğal olarak ortak bir mücadele yürütülmesi gerekiyor. İktidara ancak böyle geri adım attırabiliriz.
Hülya Ulaşoğlu (SES İzmir Şube Eş Başkanı): Sağlık alanında taşeron işçilerle kamu emekçileri bir arada çalışıyor ve bu alanın da bir şekilde örgütlenmesi gerekiyor. SES şubeleri olarak işyerlerinde, taşeron işçilere fon uygulamasıyla iş güvencesini ortadan kaldırmak istediğini anlatmalıyız ve onları da mücadelenin içine çekmeliyiz. Ki buna bazı hastanelerde başladık. Tabandan zorlayarak sendikaları bir araya getirmeliyiz.
Mustafa Güven (BES İzmir Şube Başkanı): KESK ve emek örgütlerinin, emek cephesinin acilen kurulması, iş güvencesi ve kıdem tazminatı için çalışma yapılması ve ortak eylem ve etkinlikler planlanması için çalışması gerekiyor. İşyerlerinden başlayarak, “Geleceğimize, iş güvencemize sahip çıkıyoruz” çağrıları yapılmalı. Biz de bunu yapacağız. Ama kıdem tazminatı için işçi sendikalarının acilen hareket etmesi gerekiyor. Onlar hareket ettiği taktirde memurların iş güvencesi ile kıdem tazminatı taleplerinin ortak bir cephede birleşmesinin önünde hiç bir engel yok. Yaşadığımız bu OHAL hukuksuzluğundan çıkabilmenin yolu da işçi ve emekçilerin ortak mücadelesidir.
Bülent Çuhadar (BTS İzmir Şube Başkanı): Sendikaların kıdem tazminatlarının gaspına yönelik uygulamada, nasıl bir mücadele hattı oluşturacakları konusunda net bir duruşlarının olmaması, birleşik mücadelenin bir türlü sağlanamaması, anayasa referandumundan AKP’nin istediği sonucu alması ve son olarak OHAL uygulamasının devam ediyor olması, hükümetin bu meseleyi yeniden gündeme getirmesini sağladı. Kıdem tazminatlarının fona devredilmek istenmesinin nedeni, kriz içindeki sermayeye yeni kaynak aktarma çabasıdır. Bu işçi sınıfını şaşırtan bir durum değildir. İşçi sınıfını endişelendiren, sendikaların, meslek örgütlerinin bu saldırıya karşı hazırlık yapmamaları, birleşik bir mücadele platformu oluştur(a)mamalarıdır. Bu birliktelik bir an önce hayata geçirilmelidir.