Dersim’de ikinci perde: 1994
1994’te Dersim’de yaşanan göç ettirme politikası ve o dönem yaşananlar belgesel yapıldı.

Erdoğan ZAMUR
Dersim coğrafyası tarih boyunca hep katliamlarla, soykırımla anılan bir coğrafya oldu. Cumhuriyetin kuruluşu ile birlikte en önemli yok etme burada yürütüldü ve Dersim, 1938’de soykırımdan geçirildi; geri kalanların büyük bir bölümü farklı yerlere sürgün edildi. Bir devlet politikası olarak uygulanan asimilasyon çok vahşi bir biçimde uygulandı. Devletin bu yok etme politikasına karşı Dersim halkı direnerek kendini her zaman var etti.
Dersim 38’de başaramadıkları yok etmede ikinci perde 1994 yılında yeniden denendi. Dersimliler tarafında ikinci 38 olarak adlandırılan 1994, köy yakma, insansızlaştırma politikası DYP-SHP hükümeti tarafında hayata geçirildi. 23 Eylül 1994’de Dersim merkeze bağlı Vartinik (Güleç) köyü Mirik mezrasının yakılmasıyla başlayan giderek Dersim merkez, Ovacık ve Hozat’a bağlı onlarca köyün yakılması sonuçlanan ve 70 binden fazla insanın yerinde edildiği bir yok etme operasyonu yapıldı.
1994 YILI BELGESEL OLDU
İşte bu süreç, yönetmen Devrim Tekinoğlu tarafında beyaz perdeye aktarıldı. 1994 adlı belgesel bizzat o dönemi yaşayanların ağzında aktarıldı. Belgesel film yakın zamanda seyirci ile buluşmaya hazırlanıyor. Belgeselin yönetmeni Tekinoğlu, o dönemi belgesel olarak çekme fikrini şöyle açıklıyor. “1994’ün ikinci 38 olduğunun farkındaydım. Yerel gazete olan Dersim Hayat gazetesini çıkardığım zaman bu konuda bazı haber ve röportajlar yayınlamıştım. Ayrıca bu konuda hazırlanmış bir raporu da gazetede özel sayı olarak yayınlamıştım. Yayıncılık nedeni ile farkında olduğum bir konuyu belgesel olarak da çekmek istedim ve çektim”.
Belgeselde, o dönemi yaşayanlardan özellikle eşi de bu operasyon çerçevesinde katledilen kadının anlatımları yürek yakıyor. Çok sayıda farklı köylerde insanların anlatımı da yine belgeselde yer alıyor. Bu tarz belgeselleri çekmek oldukça zordur. Çünkü o ana tanıklık edenlerin bu olayı rahat olarak anlatması pek kolay değildir. Tekinoğlu’na belgeseli çekerken insanların konuşmasını nasıl sağladınız sorumuza cevabı “ Köylülere daha çok tanıdıkları üzerinde ulaştım. İnsanlarda halada güvenlik kaygısı olduğu için pek anlatmak taraftarı değildiler. Hem tanıdık bireyler üzerinde gitmem hem de çok uzun çekimler ve sohbetler yaptığım için bu belgesel ortaya çıktı. Bu belgesele 2012 yılında başladım. Köylerde günlerce kaldım bu ciddi bir samimi ortam yarattı” oluyor.
DÖNEMİN MANŞETLERİ BELGESELDE
Belgesel de -azda olsa- o dönem çıkan gazete manşetleri de yer alıyor. Bu konuda belgeselin yönetmeni Tekinoğlu neden bu yöntemi denediğini şu sözlerle dile getiriyor. “Ben, yaşanan acıları izleyiciye göstermek istiyorum. Sivil Toplum Örgütleri veya siyasilerden görüş almayı pek uygun görmedim. ‘Dersim 38’ nasıl bir travma ise 1994 de öyle bir travmadır. Aslında devletin Dersim’e bakışı hala değişmemiştir. Bugün yapılmak istenilen Baraj ve maden sahaları ile hala bu politika devam ettirilmek isteniliyor. Dersim halkının direnişçi geleneği olmasa bugün Dersim diye bir şey olmayacaktı”.
Soluksuz kalmak nedir bilir misiniz? Yaşanan acılarla yüzleşme olmadan bu travma asla bitmeyecektir. Belgeselde insanlar yaşadıklarını anlatırken çoğu yerde sadece acı çekiyorlar. Sözcüklerin tükendiği bir coğrafyadır Dersim… 1994 yılında Dersim’de resmi rakamlara göre 183 köy 823 mezra boşaltılıp yakıldı. 40 bin 933 kişi yerinde edildi. Çok sayıda insan faili meçhul olarak hayatını kaybetti. 1994 belgeseli bir nevi bu karanlık tarihe ışık tutmaktadır.
Evrensel'i Takip Et