Kartal Belediyesi işçileri 'İz' filmi gösterimi yaptı
Kartal Belediyesi işçilerinin düzenlediği belgesel gösteriminde 12 Eylül döneminde Diyarbakır Cezaevi’nde yaşananları ele alan 'İz' filmi yer aldı.
Yasemin TİRYAKİ
İstanbul
Kartal Belediyesi işçileri belgesel film gösterimi düzenledi. 12 Eylül darbesi döneminde Diyarbakır Cezaevi’nde yaşanan işkenceleri konu olan ve yapım ve yönetmenliğini Hakan Gürer’in yaptığı “İz” isimli filmi gösterimi öncesi panel düzenlendi. Panelde konuşan Özgür Müftüoğlu, “Bizim çocuklarımız için, torunlarımız için, barışı, insan haklarını, hukukun üstünlüğünü her şeye rağmen savunmaya devam etmemiz lazım” çağrısını yaptı.
250 civarı işçinin katıldığı belgesel gösterimi ve panel etkinliğinin çalışmaları 3 hafta boyunca mahalle mahalle sürdürüldü. Mahalle ve işyeri civarında etkinlik afişleri, pankartlar asıldı, bildiriler dağıtıldı. Hummalı çalışmanın sonunda film gösterimi ve panel 1 Haziran’de yapıldı.
İlk önce panel düzenlendi. Moderatörlüğünü Özgür Ağgez’in yaptığı panele konuşmacı olarak İHD Genel Başkan Yardımcısı Av. Gülseren Yoleri, KHK ile ihraç edilen akademisyenlerden Özgür Müftüoğlu, KHK ile ihraç edilen öğretmen Hüda Yıldırım, Kartal Hukukçular Derneği Başkanı Gazi Uzun katıldı.
689 sayılı KHK ile Marmara Üniversitesi’ndeki görevinden ihraç edilen Özgür Müftüoğlu, Türkiye’de şu an yaşanan durumun yeni ve beklenmedik olmadığına dikkat çekerek “Egemenler, egemenliklerini toplumu ikna ederek sürdüremeyecekleri zamanlarda baskıya başvurur” dedi. Geçmişte yaşanan darbeleri hatırlatan Müftüoğlu, darbe koşullarının 3 ayakla sağlandığını anlattı: “Bunlardan birincisi halkı gerçeklerden uzaklaştırmaktır. Çünkü halk gerçeği öğrenirse egemenleri koltuğunda oturtmaz. Bunun için yapılacak ilk şey haber hakkını ortadan kaldırıp, basın özgürlüğüne darbe yapmaktır. Gazetecileri hapse atıp korkutarak haber yapmalarının önüne geçmektir. İkincisi ise bilgiyi üreten yerlerin yani üniversiteler ile toplum arasındaki bağı kopartırsınız ve akademiyi tamamen biat eden yerler haline getirirsiniz. Üçüncüsü de örgütlü mücadeleyi ortadan kaldırmaya çalışırsınız. Bakın bunların hepsi 60’lı yıllarda da 70’li yıllarda da 80’li yıllarda da günümüzde de böyle olmuştur.”
TEK ADAM REJİMİ
12 Eylül darbesini yapanların geçici olarak geldiklerini söylediklerini, bugün baskı uygulayanların ise böyle bir beyanda bulunmadığını dile getiren Müftüoğlu, “Bugün söylenenlerden anlaşılanın asla gidilmemek üzere geldikleri ve bir rejim değişikliğine giderek tek adam sisteminin getirilmekte olduğunun açıkça göstergesidir” dedi. Bu rejimlerin aynı zamanda toplumu çürüten rejimler olduğunu ifade eden Müftüoğlu, “Bizim çocuklarımız için, torunlarımız için, barışı, insan haklarını, hukukun üstünlüğünü her şeye rağmen savunmaya devam etmemiz lazım” çağrısını yaptı.
Müftüoğlu’nun ardından 671 sayılı KHK ile edebiyat öğretmenliği görevinden ihraç edilen Hüda Yıldırım söz aldı. Yıldırım yaşadıklarını şöyle anlattı: “2 yıl önce okullara gelen bir yazı ile aktif olarak faaliyet yürüten kamu emekçilerinin isimleri istendi. Bu dönemde Eğitim Sen’den bir arkadaşım bu listeye ismimin yazıldığını söyledi. Bunun ardından bu senenin başında, 1 Ekim’de evime baskın oldu fakat ben adreste bulunamadım. Burada adliyelere gittim kimseden bilgi alamadım. Ayın 25’inde ise hakkımda yakalama kararı olduğu bilgisi geldi Milli Eğitim’den. Daha önce görev yaptığım Diyarbakır’da ifade vermem gerektiği söylendi. Diyarbakır’a gittiğimde savcılıkta ifademi almadılar. 90 kişi hakkında böyle bir polis soruşturması olduğunu ve istisnasız herkesin gözaltına alındığını öğrendim. Karakola ifade vermeye gittim ve gözaltına alındım. 6 gün boyunca kaldığım gözaltı süresi Diyarbakır Belediyesi’ne Kayyım atamalarının yapıldığı döneme denk geldi. Bu süre zarfında neler yaşadığımı, nelere tanık olduğumu nasıl anlatırım bilemiyorum. Ben gözaltından çıktığımda ise ihraç edildiğimi öğrendim.”