8 Temmuz 2012 11:03
Tuğçe Çelik

Ümraniye’de 2009 yılında DTP’nin düzenlediği bir basın açıklamasına katıldıktan sonra gözaltına alınan ve 2.5 yıl tutuklu yargılanan üniversite öğrencileri Ali Deniz Kılıç ve Baran Nayır geçtiğimiz gün tahliye oldu. Polisin kendilerini gözaltına aldığı sokakta molotofkokteyli bulması nedeniyle tutuklanan Kılıç ve Nayır, şişeler üzerinde parmak izlerinin bulunmaması üzerine cezaevinde bulundukları süre göz önüne alınarak denetimli serbestlik kararıyla tahliye edildi.

Aileleri ve arkadaşları tarafından gözyaşlarıyla karşılanan Kılıç ve Nayır, Özel Yetkili Mahkemelere dikkat çekerek, “Kendimizi özgür hissetmiyoruz. 771 üniversite öğrencisi, pek çok gazeteci, yazar, aydın cezaevindeyken kendimizi nasıl özgür hissedebiliriz? 2.5 yılda yaşlandık, üniversitelerimizden uzaklaştık. Yeni okullar karşımıza çıktı. Hayatımızdan çalınan 2.5 yılı yerine koymamız mümkün değil artık” dedi.

ÜNİVERSİTE KAYITLARI SİLİNDİ

Cezaevinde bulundukları süre içinde üniversite kayıtlarının silindiğini ifade eden Ali Deniz Kılıç, “Baran’ın ve benim devamsızlıktan dolayı kaydımız silindi. Cezaevinden rektörlüğe yazı yazmasaydım üniversiteden atıldığımdan haberim bile olmayacaktı. Bana hiçbir şekilde bilgi verilmedi. Mahkeme başkanına da bunu ifade ettik. Baran, tekrar sınava girerek Yıldız Teknik Üniversitesi Edebiyat Bölümünü kazandı. Ben de tekrar sınava gireceğim” diye konuştu. Mahkemenin verdiği denetimli serbestlik kararını eleştiren Baran Nayır ise, “Bu cezanın hukuksuz olduğunu düşünüyoruz ve gereken yerlere başvuracağız. Bizler üniversite öğrencisiyiz. Nereye gideceğimiz, gitmeyeceğimiz ortada. Devletin okuluna gideceğiz. Denetimli serbestlik kararıyla hayatımızı terörize etmeye devam ediyorlar” dedi.

CEZALAR BİR TÜRLÜ BİTMEDİ

F tipi cezaevlerinin koşullarına dikkat çeken Ali Deniz Kılıç şöyle konuştu: “Cezaevinde tecrit başlı başına bir işkence. Tecridin üstüne işkence olarak bir de disiplin cezaları eklendi. 1 Mayıs’ta attığımız sloganlar ya da yaptığımız anmalar bize disiplin cezası olarak geri geldi. Mesela iletişim cezası aldığımızda aylarca mektup, telefon gibi araçlardan yararlanamadık, neredeyse hiç mektuplaşamadık. Bu cezalar da bir türlü bitmedi.” (İstanbul/EVRENSEL)

Evrensel'i Takip Et