Katar krizinin merkezinde enerji politikaları var
Akademisyen Erhan Keleşoğlu ve Gazeteci Hasan Tahravi Körfez Bölgesinde yaşanan Katar krizini Evrensel'e değerlendirdi.
Birkan BULUT
Ankara
Körfez bölgesi, diplomatik krizle karşı karşıya. Bir dizi ülke, terörü desteklemekle suçlanan Katar’la diplomatik ilişkilerini kesti ve kriz gittikçe derinleşiyor. Peki, bu krizin nedeni ne? Akademisyen Erhan Keleşoğlu, İran karşıtı cephenin, Katar’ı cezalandırma ve bu ülke üzerinden tüm güçleri hizaya getirme operasyonu yürüttüğüne işaret etti. Meselenin merkezinde enerji politikaları olduğunu vurgulayan Keleşoğlu, Türkiye hükümetinin Katar’a desteğinin nedenini de ‘Katar doğal gazının Avrupa’ya sevkinde rol oynamak istemesi’ne bağladı.
Gazeteci Hasan Tahravi de bölgenin haritası yeniden çizilirken, Katar’ın liderlik istediğini söyledi. Tahravi, Türkiye’nin ara bulucu pozisyona girmesinin de güç olduğunu, çünkü eski ‘model ülke’ durumunun kalmadığını, zaten Suudi Arabistan’ın da bu duruma sıcak bakmadığını belirtti.
Katar, bütün dünyanın gündeminde baş köşeye oturdu. Suudi Arabistan, Mısır, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri, Libya, Yemen ve Maldivler Katar’la diplomatik ilişkilerini kesti. Katarlı diplomatların iki gün, Katar vatandaşlarının 14 gün içinde ülkelerine dönmeleri istendi. Katar ile hava ve deniz sahaları da kapatıldı. Bu krizin anlamını Akademisyen Erhan Keleşoğlu ve Gazeteci Hasan Tahravi gazetemize değerlendirdi.
‘YA BİZDENSİN YA ONLARDAN’
Erhan Keleşoğlu: Suudi Arabistan öncülüğünde oluşturulan ABD ve İsrail destekli İran karşıtı cephe, ısrarla bu kampa tam olarak dahil olmayıp müzakereci bir çizgide duran Katar’ı cezalandırma ve bu küçük ülke üzerinden bölgedeki tüm güçleri hizaya getirme operasyonu yürütüyor. Mesaj George W. Bush’un 11 Eylül sonrası verdiğine benzer, ‘Ya bizdensin ya onlardan.’ Suudi Arabistan’ın Müslüman Kardeşler alerjisi malum, Katar’ı onlara verdikleri destek üzerinden de cezalandırıyorlar. Dahası el Cezire üzerinden izledikleri liberal propaganda başından itibaren rahatsızlık yaratageldi. Peki ‘Katar niye İran’la müzakereden yana?’ çünkü Basra Körfezi’nde ortak doğal gaz havzaları var. Meselenin merkezinde enerji politikaları var. Türkiye hükümeti ise hâlâ söz konusu kampla İran arasında müzakerelerden yana bir kampta duruyor. O yüzden Erdoğan Katar’a destek açıklaması yaptı. Katar doğal gazının Avrupa’ya sevkinde önemli rol oynamak istiyor Türkiye. Şu anda kamplardan özerk davranılmaya çalışılıyor ama çok zorlanılacağı açık.
SÜNNİ EKSEN KORUNMAK İSTENİYOR
Hasan Tahravi: Bu olay, Suudi Arabistan, Mısır ve ABD’nin bölgede yeniden müttefik haline geldiklerini gösterir. Suudi Arabistan ve Katar arasındaki krizin ABD Başkanı Trump’ın ziyaretinden sonra olduğunu görüyoruz. Suudi Arabistan liderliğinde özellikle Sünni eksen korunmak isteniyor. Katar ve Suudi Arabistan arasında sorunlar zaten vardı. Katar’ın İran, Müslüman Kardeşler ve terör örgütleriyle ilişkileri var deniliyor. Bu Katar için yeni değil. İlginç olanı bunların şimdi söyleniyor olması. Asıl amaç belli; Katar, Suudi Arabistan’ın liderliği altında kalmak istemiyor. Katar kendi küçük ülkesinden daha büyük şeyler yapmak istiyor. Bunu Suriye ve Filistin’de gördük. Bu da Suudi Arabistan’ı rahatsız ediyor ve herkesin kendi emrinde olmasını istiyor. Bölgenin yeniden haritası çizilirken liderlik istiyor. Katar geri adım atmazsa sorunun derinleşebileceğini söyleyebilirim. Türkiye’nin son politikalarına bakıldığında artık eski model ülke durumu kalmadı. Türkiye arabuluculuk yapmak istiyor ama Suudi Arabistan buna sıcak bakmıyor. Kuveyt’in de Riyad’dan eli boş döndüğünü sanıyorum.