08 Haziran 2017 09:18

Gülmen ve Özakça açlık grevinin 92. gününde

ATO, cezaevindeki Gülmen ve Özakça ile ilgili açıklama yaptı: Tıbbi kontrollerimiz engelleniyor, Gülmen ve Özakça hekimlerini seçme hakkından mahrum.

Paylaş

Gülmen ve Özakça açlık grevinin 92. gününde direnişlerine cezaevinde devam ederken tutuklanmadan önce sağlık durumlarını takip eden Ankara Tabip Odası (ATO) heyetinin cezaevinde kontrol yapılmasına izin verilmiyor. ATO Başkanı Vedat Bulut, Gülmen ve Özakça'nın her insanın sahip olduğu hekim seçme hakkından mahrum bırakıldığını söyledi.

Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'nın 9 Mart'ta başladıkları açlık grevi 92. gününe girdi. 17 gündür açlık grevine Sincan Cezaevinde devam eden Gülmen ve Özakça'nın sağlık durumlarının kötüye gittiğine dair bilgiler gelirken tutuklanana kadar sağlık kontrollerini yapan Ankara Tabip Odası (ATO) heyetinin kontrollerini yapmasına izin verilmiyor. Gülmen ve Özakça'nın durumuna ilişkin ATO'da basın toplantısı düzenleyen oda yöneticileri ve heyet, yaptıkları açıklamayla Gülmen ve Özakça'nın sağlık durumlarını takip etme talebini yineledi. ATO Başkanı Vedat Bulut yaptığı açıklamada, iki haftayı aşkın süredir Gülmen ve Özakça'nın sağlık kontrollerini yapamadıklarını söyleyerek sağlık kontrolü için Adalet Bakanlığı'na yaptıkları başvurunun da reddedildiğini belirtti. Her bireyin sahip olduğu hekim seçme hakkından Gülmen ve Özakça'nın mahrum bırakıldığını kaydeden Bulut, ulusal mevzuat ve uluslararası sözleşmelere dayanan hekim-hasta ilişkisinin kesintiye uğratıldığını söyledi. 

'SORUMLULUĞU ÜSTLENECEK MİSİNİZ?'

Bulut, Gülmen ve Özakça'nın tutuklanmalarından önce son yaptıkları muayenede ciddi kilo kaybı, kas-iskelet sisteminde ve sinir sistemi reflekslerinde zayıflamaların tespit edildiğini belirtti. Bulut, 90. günden itibaren kas doku yıkımı, böbrek fonksiyonlarında bozulma, kalp ritminde düzensizlik, bağışıklık sistemi zayıflaması, ölümcül enfeksiyonlara karşı düşkün hale gelme, çoklu organ yetmezliği gibi geri dönüşü mümkün olmayan durumların gelişebileceğini vurguladı. Gülmen ve Özakça'nın ilgiye ve bakıma en çok ihtiyaç duydukları dönemde açlığa ek olarak tutuklu olmanın fiziksel ve psikolojik stresini yaşamaya mahkum edilmelerinin tıbbi açıdan kabul edilemez olduğunu belirten Bulut, Gülmen ve Özakça'nın sağlık durumlarında her an dramatik değişiklikler yaşanabileceğini ve ölüm meydana gelme riski taşıdıklarını söyledi. Bulut, cezaevinde kalmalarının çok büyük riskler barındırdığı Gülmen ve Özakça için bürokrasinin çözüm arayışı içinde olmamasının anlaşılır olmadığını söyleyerek "Bizim hekim duyarlılığı ile yaptığımız öneri ve uyarıları dinlemeyenler, bireyin kendi doktorunu seçme talebini reddedenler ciddi sağlık risklerine ilişkin sorumluluğu üstlenecek mi?" diye sordu. 

'YAŞAMALARI İÇİN ÇÖZÜM ÜRETİN'

Gülmen ve Özakça'nın tutuklanması sonrası açlık grevine başlayan Özakça'nın eşi Esra Özakça ve annesi Sultan Özakça'nın da sağlık kontrollerini kendilerinin yaptığını belirten Bulut, ikisinde de kilo kaybı yaşandığını ve Sultan Özakça'nın sürekli devam eden baş ağrıları olduğunu söyledi. Sultan Özakça'nın Yüksel Caddesi'nde polis müdahalesinde kullanılan gaz ile mide bulantısı, kusma ve ishal şikayetlerinin günlerdir devam ettiğini kaydeden Bulut, müdahalede kullanılan gazların kimyasal silah olduğu ve kullanılmaması konusunda yetkilileri uyardı. Bulut, sorumluları Gülmen ve Özakça'nın yaşam hakkına saygıya ve yaşamaları için çözüm üretmeye çağırdı. 

ATO İnsan Hakları Komisyonu üyesi Aysel Ülker de 1996 yılında gerçekleşen açlık grevlerinde 100. günden sonra ölümlerin meydana gelmeye başladığını söyledi. Gülmen ve Özakça'nın 100. güne yaklaştığına dikkat çeken Ülker, herkesi harekete geçmeye çağırdı. (Ankara/EVRENSEL)

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

EMEP: Türkiye, Katar krizinin tarafı olmamalı

SONRAKİ HABER

Dayanışma ‘Çehov’un Torbası’ndan çıktı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa