Antepli işçinin yemeği; nohut dürümü
Gaziantep nüfusu 1.5 milyon yaklaşan bir sanayi kenti. Yoğun göç alan kente çalışmak için gelenler, çoğunlukla sendikasız, sigortasız, köleliği aratmayan koşullarda çalışıyor. Antep’in aynı zamanda ‘zengin’ de bir mutfağı var. Bu ‘zengin’ mutfağın en ucuz yemeği ise nohut dürümü. Noh
İŞÇİLERLE BİRLİKTE YOLA DÜŞÜYORLAR
Sabahın erken saatlerinde işçilerle yola düşüyor nohut dürümcüler. Onlardan biri de Bozan Özer. Ocaklar Mahallesi Perilikaya Kavşağında 23 yıldır nohut dürümü satıyor. Mesleğinde iddialı, “Her sabah 05.45 ila 09.00 arasında 20 kilo nohut tükeniyor” diyor. İşinin eziyetli olduğunu, her gece 03.00’dan itibaren nohutları tek tek seçip ayıkladığını, sabahın ilk ışıklarıyla işçilerle birlikte yola koyulduğunu anlatıyor.
Sıcak, soğuk demeden 23 yıldır her gün bu işi yapıyor. “Mecburuz, ekmek parası” diyor. Bozan usta, “İşçiler neden sabahları nohut dürümü tercih ediyor” sorumuza “Katkı maddesi yok, besleyici” dedikten sonra, en geçerli nedenleri de sıralıyor; “İnsanların bütçesine uygun, bir de hazır. Lokantaya oturup bir çorba içemez işçi. Zamanı yok ki işçinin, dürüm alıp gidiyor hemen.”
‘HERKES YAPAMAZ NOHUTU’
Kuru nohutun kilosunun 3 lira olmasıyla çoğu kişinin bu mesleği bıraktığını söyleyen Bozan Usta, mesleğin inceliklerini de anlatıyor. Bozan Özer, “Nohutu herkes yapamaz” diyor. “Tahta sandık nohutu sıcak tutar. Bitene kadar ekşitmez, soğutmaz, bir şey olmaz. Tadını da değiştirmez yani” diyen Bozan Usta, seyyar olması nedeniyle zabıtalarla yaşadığı sorunlara da değiniyor. “Dükkân tutup, orada bu işi yapmamı istediler. Dükkân tutamam ki. Vergisi var. Maliyesi var. Kirası var. Geçimimi zor sağlıyorum” dedikten sonra, kendisinden sonra baba mesleğini sürdürecek kimse olmadığını da ekliyor.
Bu sırada nohut dürümü alan Ramazan Tutuş adlı işçi ise “Günde 12 saat çalışıyoruz ama emeğimizin karşılığını alamıyoruz. Ne doğru düzgün maaş ne de sigorta var. Nohut dürümü de ucuz, bizi tok tutuğu için sabahları yiyoruz” diyor. (Gaziantep/EVRENSEL)
HTŞ’nin Halep saldırısının arkasındaki güçler ve hesaplar
Orhan Kemal’den Rahmi Koç’a kültürel değer üretimi
Bir arkeolojik kazı, II. Kayyım Devri, kayyım tuvaleti
Uğultu
İçimdeki taziye çadırı
İşkencecilerin peşinde bir Yılmaz...
Çöküş ivmesi durabilir mi, durdurulabilir mi?
Sosyal medyaya yaş sınırlaması çocukları koruyabilir mi?
