21 yıl oldu, daha iddianame bile yok!

Diyarbakır’da 5 Temmuz 1991’de kendilerini polis olarak tanıtan silahlı ve telsizli kişiler tarafından evinden alındıktan sonra Elazığ’ın Maden İlçesi yakınlarında cesedi işkence edilmiş halde bulunan HEP İl Başkanı Vedat Aydın cinayeti ile ilgili itirafçı Abdulkadir Aygan’ın beyanları, Eskişehir eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı’nın ifadeleri ve verilen isimlere rağmen Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı ‘delil yetersizliği’nden iddianame hazırlamıyor.

DELİL YETERSİZMİŞ!

Davanın Yeşil kod adlı JİTEM tetikçisi Mahmut Yıldırım’a ilişkin süren bir soruşturma nedeniyle geçen yıl zaman aşımına uğramaktan kurtulduğunu hatırlatan Aydın ailesinin avukatı Mehmet Arif Altunkalem, “Fakat dava dosyası savcılık tarafından delil yetersiz olduğu gerekçesiyle durdurulmuş durumda” dedi. Dosyanın en önemli maddi dayanağının itirafçı Abdulkadir Aygan’ın beyanları olduğunu belirten Altunkalem, “Abdulkadir Aygan’ın beyanları üzerine iddianame düzenlenebilir. Ama bununla sınırlı kalırsa zayıf bir iddianame olur” dedi.

‘AYDINLATMAK İÇİN SİYASİ İRADE GEREKLİ’

Zaman aşımı sorununun ortadan kalkmasının yeterli olmadığına vurgu yapan Altunkalem, “Bundan sonraki beklentimiz, gerek kolluk kuvvetleri, gerek yargının ve en önemlisi siyasi iradenin, hele hele Vedat Aydın gibi simge olmuş bir olayın aydınlatılması için çaba göstermesi gerekir” dedi.

‘EŞİM ÖLDÜRÜLDÜ, BEN SÜRGÜNDEYİM’

Eşi Vedat Aydın katledildikten sonra da yıllarca devletin kendisini taciz ettiğini anlatan Şükran Aydın ise, “Yıllarca tehditler aldım. Tek görgü tanığı bendim çünkü. 6-7 yıl perişan ettiler beni. Telefonlar açıp tehdit ettiler; ifademi değiştirmeye uğraştılar. Tek başıma dışarı çıkamadım yıllarca” dedi. Görgü tanığı olmasına ve verdiği ifadelere rağmen hiçbir sonuç alınamadığını belirten Aydın, “Şimdi Hanefi Avcı ve Abdulkadir Aygan’ın verdikleri beyanlara rağmen failler yakalanmadıktan ve arkalarındaki güç bulunmadıktan sonra zaman aşımı düşse neye yarar” dedi. AKP dönemindeki yargının, o dönemden bir farkı olmadığını söyleyen Aydın, “Bana göre aynı mantık devam ediyor. Ben bunun bir örneğiyim. Ben Türkiye’den kaçmışım. Eşim 21 sene önce öldürüldü ve toprak altında. Ben o toprağa gidemiyorum. Çocuklarımı bırakıp kaçmam gerekti. ‘KCK’ davasından yargılanıyorum. Onun dışında da üç mahkemem var. 2 aydır Irak’tayım. Zulüm o günkü gibi devam ediyor” dedi. (Diyarbakır/DİHA)

AYGAN, CEM ERSEVER’İ İŞARET ETMİŞTİ

İtirafçı Abdulkadir Aygan beyanlarında o dönem JİTEM’in başında bulunan Cem Ersever’i işaret etmişti. Aygan, Özgür Gündem Gazetesi’ne verdiği beyanda, Vedat Aydın’la ilgili şu ifadeleri kullanmıştı: “Bir-iki gün aradan sonra ben sabahleyin JİTEM’e işe gittiğimde baktım kimse yok. Ne Cem Ersever var, ne de diğerleri. Biz askerdik, evimiz de oradaydı, eve gidebiliyorduk. Gittim askere dedim ki; ‘Komutan nerede, diğer arkadaşlar nerede.’ Yatıyorlar cevabını verdi. ‘Kimse bizi rahatsız etmesin’ demişler. Bir anlam veremedim. Olayı duymamışım, ne olduğunu da bilmiyorum. Tabi aradan zaman geçti. Cem Ersever kalktı. ‘Niye erkenden gelmişsin’ dedi. ‘Komutanım normal zamanında işe geldim’ dedim. ‘Ortalık zaten bozuk’ dedi. Ben de ‘niye’ diye sordum. ‘Vedat Aydın’ı vurmuşlar’ dedi. Öyle deyince, ben şey oldum... Çünkü keşfi beraber yaptık. Beni götürmediler, yatanlara baktım; Fethi Çetin, Ali Ozansoy ve yardımcısı Binbaşı Aytekin Özen... Hepsi uyuyordu. Ayakkabılara baktım hepsi çamurlu, arabaların şeylerine baktım, o da aynı. Ben onu sorunca beni götürmemişler diye sanki üzülüyormuşum gibi; merak etme, komşuda pişer bize de düşer, gibi bir cümle kullandı.”