Dayanışmayı ve mücadeleyi büyütelim
Üsküdar Devlet Hastanesi'nde Hemşire olarak görev yapan Pınar Kara, yazdığı mektubunda kıdem tazminatına değindi.
Pınar KARA
Üsküdar Devlet Hastanesi / Hemşire
Kıdem tazminatı, işçi sınıfının Cumhuriyet döneminde elde ettiği önemli kazanımlardan biridir. Aynı zamanda da çalışma yaşamının ayrılmaz bir parçası ve işçilerin işten atılmasının önündeki engellerden biridir. Siyasi iktidar, işverenler tarafından işçiye ödenmesi gereken kıdem tazminatının fona aktarılması yoluyla sözde “İşçilerin tazminatını korumayı” amaçlıyormuş. Sağ olsunlar, bizi düşünüyorlar... Ama biz biliyoruz ki yönetenler ne zaman işçi ve emekçilerin hak ve çıkarlarını düşünüyoruz gibi söylemlerde bulunmaya başladılar ise bu söylemlerin altından hep bir çapanoğlu çıktı.
İktidarın kamuoyu oluşturmak ve çalışanları ikna etmek için başvurduğu söylemlerle kıdem tazminatının fona devredilmesi konusunda ikna olacağımızı zannediyorlarsa yanılıyorlar. Aksine başta Çalışma Bakanlığı olmak üzere hükümetin çalışma hayatının demokratikleştirilmesi ve yasal düzenlemelere uygun olması yönündeki adımları atmaması nedeniyle birçok insanın yıllık izin, yol ücreti, fazla mesai ücreti ve kıdem tazminatı gibi haklarını alamamaktadır. Bu nedenle de kıdem tazminatının fona devredilmesi değil, halihazırda mevcut olan yasalar, anayasa ve uluslararası anlaşmalardan doğan haklarının verilmesi için atılacak olan adımları görmek çalışanları memnun edecektir.
Kıdem tazminatının fona devredilmesine kimler evet diyor, kimler hayır diyor? İşçiler ve emekçileri hayır diyor, patronlar evet diyor. Sendikalar (sarı sendikalar hariç) hayır diyor, işveren sendikaları evet diyor. Muhalefet partileri hayır diyor, hükümet evet diyor. Hayır ve evet diyenlere baktığımızda bile bu durumun kimin işine yaradığını anlamış oluyoruz. İşverenler tarafından doğrudan ödenmesi gereken kıdem tazminatının fona aktarılması, kıdem tazminatını ödeme zorunluluğu ortadan kalkan işverenin daha kolay işçi çıkarması yani iş güvencesinin ortadan kalkması anlamına gelecektir. Bu nedenle de bugün işçilere yönelik olan bu saldırıyı engelleyemezsek yarın kamu emekçilerinin emeklilik ikramiyesinin gasbı ile kamu emekçilerinin güvencesinin tamamen ortadan kaldırılması şeklindeki saldırılar da devam edecektir. Yani topyekün güvencesizlik anlamına gelecek olan bu ve benzeri uygulamalara karşı dayanışmayı ve mücadeleyi büyüterek yolumuzda yürümeliyiz.