Arda Turan'ın bir garip hikâyesi
"... Yani Arda’nın hikayesi “ben işçi çocuğuyum şımarmam” nağmelerinden “ulannnn Bilal” nidalarına uzanıyor."
Tunç DİKKAN
Ankara
Milli takımın Makedonya maçı dönüş uçakta yaşanan kriz futbol camiasında derin tartışmalara yol açtı. Barcelona’da forma giyen Arda Turan gazeteci Bilal Meşe’ye Euro 2016 sırasındaki haberleri nedeniyle küfrederek fiziksel saldırıda bulundu. Hikayenin magazinsel kısmını çeşitli kaynaklardan izledik, dinledik. Davranışın kabul edilebilir olmaması bir yana bu ve benzeri olayları son yıllarda çok görür olduk. Bu açıdan Arda Turan’ın bu noktaya gelişini ve futbolcuların ve teknik direktörlerin “vakalarını” tekrardan inceleyelim.
“BEN İŞÇİ ÇOCUĞUYUM ŞIMARMAM” NAĞMELERİNDEN “ULANNNN BİLAL” NİDALARINA
Arda Turan Galatasaray alt yapısında yetişiyor. 4 yıl boyunca Galatasaray PAF takımında forma terletiyor. Daha sonra göze çarpan Arda ana kadroya çağrılıyor. Tecrübe kazansın diye olacak ki Vestel Manisa Spor’a kiralık olarak gönderiliyor. Performansı ile göz dolduran Arda, spor yorumcularının da radarına takılmış olacak ki onların da gündemine giriyor. Önce birkaç methiye düzülmüştür belki ama ülkemiz futbolcularının maalesef ki ortak kaderi eleştiri yağmuruna tutulmak. Şımardı iddialarına karşı Arda manşetlere taşınacak bir cevap verdi: “Ben işçi çocuğuyum, şımarmam!” Galatasaray’a geri dönen Arda takımla kısa sürede kaynaştı. En yakını ise, eski kaptan, eski milletvekili Hakan Ağabeyi idi ki o dönem Hakan Şükür’ün Galatasaray adına tüm takım ve teknik ekibin maaşlarını ödediği iddiaları gündemdeydi. Öte yandan bir neslin ağzından küfürleri okumakla ulema olduğu Hasan Şaş ile de arasından su sızmıyordu. Arda Turan bir süre sonra Hagi’nin, Metin Oktay’ın forma numarasını aldı. 10 numara ile takımın kaptanlığını da yaptı. Ara ara disiplinsizliğinden rahatsız olsalar da taraftarda Arda’yı sevdi. Atletico Madrid transferi ilk gündeme geldiğinde “Büyük Kaptan Arda Turan senin yuvan Galatasaray” diye tribünler inledi. Daha sonra Atletico Madrid, Barcelona derken Arda “Türk futbolu adına ulusal bir gurur” ilan edildi. Derken Arda bir anda ikili ilişkileri, aşk hayatı, özel uçağı ile umreye gitmesi ve Cumhurbaşkanı methiyeleriyle gündeme geldi. Yani Arda’nın hikayesi “ben işçi çocuğuyum şımarmam” nağmelerinde “ulannnn Bilal” nidalarına uzanıyor. Ayrıca Arda Turan yaptığı son “terbiyesizlikten” sonra itina ile herhangi bir özür dileme zahmetinde dahi bulunmadığı gibi Galatasaray formasıyla kendi özel hesaplarından pişkince açıklamalarda bulunuyor. Bu, geçtik camiayı, Arda Turan’ı bağrına basmış taraftarın cefakarlıklarını istismar etmektir.
“GAZETECİNİN O UÇAKTA NE İŞİ VAR?”
Arda’nın yaptığı davranış sporcu ahlakı açısından kabul edilemez olsa da bütün yükü tek başına Arda Turan’a yüklemek meselenin özünü görmemize engel olabilir. Mesela eski futbolcu, spor yorumcusu Rıdvan Dilmen Arda’yı savunmak adına “Gazetecinin o uçakta ne işi var?” ifadelerini hür iradesi ve özgüveniyle ifade etti. Keza Rıdavan Dilmen referandum da açıktan evet çağrısı yapabilirken, taraftarın siyasetle uğraşma hakkını elinden alabileceğine inanmıştı. Mesela Emre Belezoğlu, Trabzonspor forması giyen Zokora’ya ırkçı ve cinsiyetçi küfür edebilmişken futbol hayatına gayet rahat devam edebilmişti. Bir diğer örnek ise Fenerbahçeli Volkan Demirel antrenman esnasında bir gazeteciye “seni evinden aldırırım.” dedikten sonra hem Fenerbahçe formasını hem de milli takım formasını gönlü rahatlığıyla giyebilmesiydi.
TÜRKİYE FUTBOLUNUN YOZ HİKAYELERİ
Son dönemde Türkiye ligi ya da milli takımı açısından birçok başarısızlık göze çarptı. İlk bulunan fırsatta milliyetçi hamaset söylemi ile ırkçılık ve ulus düşmanlığı futbol üzerinden üretilirken, başarısız durumlarda Arda’ların bir garip hikayeleri ortaya çıkıyor. Dönem dönem Metin Oktayların, Hagilerin, Lefterlerin ve Can Bartu gibilerin onurlu hikâyelerini dinlemek ve anlatmak içimizden gelse de, geldiğimiz nokta açsından Türkiye futbolu bizi Ardaların, Emrelerin ve Volkanların yoz hayatlarının hikâyelerini anlattırıyor ve dinletiyor.