Sağlıksız şartlarda sağlık öğrencisi olmak
"Öncelikle “Onlar hasta değil, müşteri. Memnun edilmeli.” diye bir cümle öğrenmişlerdi orada."
Emine GÜLER
Gaziantep
Hemşirelik mesleğinin temelinde yardım etmek yatar. Trafik kazasında yara alan birine, şiddete maruz kalan kadınlara, bir patlamada yaralanmış insanlara şifa eli olmak... Sizlere hemşirelik gibi güzel bir mesleğe adımlarını atmış bir arkadaşımdan bahsedeceğim. O da ortaokulu bitirdikten sonra iyi bir hemşire olmak için sağlık lisesine başlayan nice gençten bir tanesi. Her akşam öğrendiği iğne vurmak gibi, kan almak gibi ilk defa tattığı şeylerin mutluluğunu yaşıyordu. Hatta bir an önce staja başlayıp öğrendiği şeyleri uygulamak istiyordu. Neyse ki olmuştu. Arkadaşım 11. sınıfta başlamıştı staja. Tabii özel bir hastanede. Öncelikle “Onlar hasta değil, müşteri. Memnun edilmeli.” diye bir cümle öğrenmişlerdi orada.
EVDEKİ HESAP ÇARŞIYA UYMADI
Arkadaşım kan almak, tansiyon ölçmek, pansuman yapmak gibi hemşirenin görevleri olan şeyleri yapmak yerine temizlik yapıyordu. Veya sorumlu hemşiresinin şahsi isteklerini yerine getiriyordu. Neden öğrendiği şeyleri uygulamak yerine diğer her şeyi yapıyordu? Hem de bunları yaparken para almıyordu. Buna da göz yummuştu, çünkü o hayalini kurduğu, planladığı hemşireliği yapacağı günleri bekliyordu. Okulunu bitirecekti, atanacaktı. Okul da bitmişti ve o artık hemşireydi. Fakat yine evdeki hesaplar çarşıya uymuyordu. Neredeyse her gencin hayatında bir kere de olsa tattığı bir KPSS vardı. Gezmekten, uyumaktan, arkadaşlarıyla, ailesiyle vakit geçirmekten ve daha birçok güzel şeyden mahrum kalıp bu sınava çalışmaya başlamıştı. Refah içinde yaşam sürmek için de stajda yaşadığı şeyleri bir daha yaşamamak için de atanmak zorundaydı.
(ATANAMADI)
Önceliğin üniversite mezunlarına tanındığını bildiği için oyuna 1-0 yenik başlamak şaşırtmamıştı onu. Halbuki üniversite okumadan, daha 18 yaşında iş sahibi olacağımız bir kapı olarak anlatılmamış mıydı sağlık liseleri?
Atanamayacağını bilse de tercih yapmak istiyordu. Türkiye’deki pek çok genç gibi Doğu’ya tayin edilmekten korkuyordu. Ama oradaki insanların kendisine daha çok ihtiyacı olduğunu da unutmuyordu. Kars’ta 9 tane hemşire alan bir hastaneyi yazmak istedi. Fakat binlerce insan arasından seçilip de 9 kişiden biri olacağını sanmıyordu. Haklıydı da doğal olarak.
Artık çalışmak zorundaydı. Bir lise mezunu değil sadece, elinde mesleği olan ve dört yıl boyunca tozpembe hayallerin içine sokulan biri olarak çalışmak şarttı. Aylarca hastane hastane dolaşıp iş başvurusunda bulundu. Halk arasında torpil diyoruz ya bu işler de öyle dönüyordu sanki. Hastaneler başka yerde çalışıp çalışmadığını soruyordu liseden yeni mezun olmuş bir öğrenciye. Acaba hiçbir yer işe almazsa o deneyimi nasıl edinebilirdi?
PEMBESİ GİTTİ TOZU KALDI
Ve sonunda özel bir hastanede işe başlamıştı. 1600 TL gibi düşük bir maaş vereceklerini söylemişlerdi. Fazladan kaldığı nöbetler için de para alacaktı ve maaşı daha fazla olacaktı. Fazlasını değil 1600’ü bile zor görmüştü. Burada da bir oyunbozanlık vardı sanki. Nereye kadar böyle gidecekti? Özel bir hastanede kovulma korkusuyla, anlaştığı maaşı alamadan nereye kadar? 18 yaşında meslek sahibi olacağına, hemşire olacağına dair verilen sözler nerede? Demiştim ya tozpembe hayaller diye bu dört yıl içinde pembesi gitmiş tozu kalmıştı sanki...