‘Toplumu susturmak isteyenlere karşı birlik olacağız’
Emek Partisi İstanbul İl Örgütü, Enis Berberoğlu'nun tutuklanmasının ardından Maçka Parkı’nda tutulan ‘Adalet Nöbeti’ne destek verdi.
CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu'nun tutuklanmasının ardından, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Ankara'dan İstanbul'a başlattığı “Adalet Yürüyüşü” ile birlikte yurttaşlar, Maçka Parkı'nda dördüncü gününde adalet nöbetini tutmaya devam ediyor. Maçka Parkı’nda gerçekleşen nöbete bugün Emek Partisi İstanbul İl Örgütü destek verdi.
Maçka Parkı’nın girişinde toplanarak, nöbetin tutulduğu alana yürüyüş gerçekleştiren Emek Partisi üyeleri "Damatların adaleti değil halkın adaleti", "Tutuklu Milletvekilleri, Belediye Başkanları ve siyasi tutsaklar serbest bırakılsın" pankartı taşıdı. Alana girişteki arama noktasından 'Adalet' yazan pankartların dışında alana pankart alınmadı. Sadece "OHAL kaldırılsın, KHK'ler iptal edilsin, Tüm siyasi tutsaklar serbest bırakılsın" yazılı döviz alana alındı.
Yürüyüş sırasında "Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz", "Birleşe birleşe kazanacağız", "Faşizme karşı omuz omuza", "Gün gelecek, Devran dönecek AKP halka hesap verecek", "OHAL'e hayır barış hemen şimdi", "Gözaltılar, tutuklamalar, baskılar bizi yıldıramaz", "Faşizme ölüm halka hürriyet" sloganları atıldı. Yürüyüş boyunca Emek Partisi üyelerine çevreden alkışlarla ve sloganlarla destek geldi.
'BİZİ BİR ARAYA GETİREN KOŞULLAR ARTMIŞ DURUMDA'
Nöbetin tutulduğu alanda konuşma yapan Emek Partisi MYK Üyesi Levent Tüzel, "Adalet arayışımızda beraberiz, mücadele de birlikteyiz. Yıllardır bu ülkede baskılara, sömürülere, savaş koşullarına karşı mücadele veren bizler birlikte olmanın önemine değindik. Bizi bir araya getiren koşullar artmış durumda. Bu adalet arayışı, ülkemizin karanlıktan çıkışı açısından çok önemli. Aydınlığa çıkış için öncülük edecektir. Ülkenin her yerinde barış kürsüleri kurarak demokrasimize sahip çıkacağız. Bu ülkede tek adamın sesi değil, halkın sesinin mutlaka iktidar olacağını göstereceğiz" dedi.
15 Temmuz’da karanlık bir gün yaşandığını dile getiren Tüzel, "Türkiyenin iradesine darbe yapmak isteyenler bu gerekçe ile 20 Temmuzda OHAL ilan etti. Demokrasinin kırıntıları da yok edildi. Sözde darbecileri tasfiye etmeye çalışmak isteyenler muhalif kesimlere yöneldi. Ülke kan ağlar hale geldi. Gerçekleri söyleyen gazeteciler tutuklandı. Televizyon kanalları, dergiler kapatıldı. HDP'nin eş genel başkanları, milletvekilleri, belediye başkanları tutuklandı. Seçilmiş belediye başkanlarının yerine kayyım atandı. Siyaset yapma hakkına, demokratik hakların kullanılmasına yasaklar ve baskılar getirildi. Bu kuşatma her gün giderek artıyor" diye konuştu.
'ENİS BERBEROĞLU'NA YAPILAN ZULÜMDÜR'
Konuşmasında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Parlamentoyu bir tarafa, denetim kurumlarını bir tarafa bırakarak, yargıyı da atayarak bütün kurumları kendine bağlayıp 16 Nisan’da referanduma gittiğini belirten Tüzel şunları söyledi "Referandumun sonucunda yüzde 50’ye yakın vatandaşın ‘hayır’ demesine aldırmadan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığını ilan etti. Ülkenin yarısının itirazı dikkate alınmadı. Tek ses olmasını istiyor. Özgürlüklerimize müdahale bundandır. Suriye iç savaşına Türkiye'nin müdahalesinin görünür yüzü olam MİT’in TIR’larla silah sevkiyatının deşifre edilmesi, bunu kamuoyu ile paylaşılması devlet sırrı olarak görüldü ve şimdi Cumhuriyet gazetesi olmak üzere gazetecilere bu bedel ödetiliyor; başta CHP Milletvekili Enis Berberoğlu olmak üzere. Bu silah sevkiyatı ise savaş suçudur. Enis Berberoğlu’na yapılan zulümdür. Milletvekillerinin tutuklanmasını, aydının, gazetecinin, akademisyenin, öğretmenin tutuklanmasını kabul etmiyoruz. Barış talebi, çevre, kadınların eşitlik talebi, inançlara özgürlük talebi var bu nedenle bu kürsüler Ankara’dan istanbul’a yürüyenlerin değil aynı zamanda emeğinin, alın terinin karşılığını almak isteyen işçi sınıfinın, kamu emekçilerinin hepsinin savunma alandır."
BARIŞ KAZANACAK,KARDEŞLİK KAZANACAK'
“Karşı darbe ile toplumu susturmak isteyenlere karşı birlik olacağız" diyen Tüzel, "Bu ülkede gençlerde isçilerde barış isteyenlerde konuşacak. ‘Biz hoş gördüğümüz için yürüyebiliyorsunuz’ diyor bunun adı faşizimdir. Toplantı ifade ve düsünce özgürlüğü her kosulda yerine getirebilir doğuştan haklarımızdır, kimse kaldıramaz kimseye de biat etmiyoruz. Burada tutulan demokrasi, özgürlük nöbeti bütün seçilmişlerin ve gerçeklerin peşinde olan yurttaşlar içindir. Gerçek darbe tezgahçılarının cezandırılması için bu yürüyüşleri büyüteceğiz, mağdurlar ile kol kola girerek kardeşliğimize, özgür ve eşit yasamımıza sahip çıkacağız. Barış kazanacak, kardeşlik kazanacak" diye konuştu. (İstanbul/EVRENSEL)