20 Haziran 2017 00:21

HES yüzünden kırmızı benekli alabalığın nesli tükenecek!

Kemal ÖZER
Dersim

Munzur Dağları’ndan gelen su üzerine kurulan ve 2005 yılında elektrik üretmeye başlayan İÇDAŞ şirketine ait Yukarı Mercan HES, dere yatağına kalması gereken can suyunu bırakmayınca kırmızı benekli alabalığın nesli tükenmekle yüz yüze kaldı.   

Erzincan merkez ilçe Tatlı Su Köyü’ndeki Yukarı Mercan HES, elektrik üretmeye başladığı 2005 yılında dereye can suyu bırakmayınca başta kırmızı benekli alabalıklar olmak üzere çok sayıda canlı türünün yok olmasına ramak kaldı. Evrensel'in konuya ilişkin haber yapmasının ardından şirket can suyu bırakmaya başladı ancak kırmızı benekli alabalıklar neredeyse yok oldu.

Şimdilerde köylüler, HES’in alt bölümlerinde az sayıda kırmızı benekli alabalığı görmeye başladıklarını belirterek, balıkları çoğaltmak için anaç balıkları dere yatağı boyunca suya bırakmayı planlıyorlar.

Köylülerden Murat Aydemir, şirketin elektrik üretmeye başladıktan sonra can suyu bırakmadığını belirterek, “Bu HES, Munzur Dağlarından gelen iki su üzerine kurulmuş ve Türkiye’nin en iyi ciro yapan santrallerinden biri olduğu söyleniyor. Şirket can suyunu bırakmayınca Evrensel Gazetesi konuya ilişkin haber yaptı daha sonra can suyunu bırakmak zorunda kaldılar” dedi.

Santralle birlikte yapılan yolların kaçak avcılığın önüne açtığını söyleyen Aydemir, “Şu anda da yol yapıyorlar. Yarın öbür gün yaylalara da girecekler. İnsanlarımızdan doğasına, yaylalarına sahip çıkmalarını bekliyoruz. Bu doğa yarın herkese lazım olacak” diye konuştu.

Köylülerden Hüsnü Demir ise; “Bu tarz girişimlerle doğayı yok ediyorlar. Can suyu vermiyorlardı haber yapılınca vermeye başladılar ancak bence bu can suyu da yeterli değil. Eskiden hakiki kırmızı pullu alabalık vardı ama şimdi yok. Sadece aşağılarda biraz var. Nesli tamamen tükenmek üzere. Yol yapılırsa dağ sarımsağı da bitecek. Biz köylüler olarak derelere anaç alabalık bırakmayı düşünüyoruz. Bu sayede belki yeniden üremesini sağlayacağız” dedi.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

İhyanın aslı

İhyanın aslı

Maraş depremlerinin ardından geçen iki yılda ne yiten on binlerce canın hesabı sorulabildi ne de kalanların bir derdine derman olundu. İki yıl sonra iktidar, ”Asrın İhyası” sloganıyla toplumu aldatmaya çalışıyor. Oysa asıl ihya ihaleler, inşaatlar, rezerv alan ilanları, teşvikler, vergi indirimleriyle, depremi gerekçe eden siyasi baskılarla geldi.

Teslim edilen konut sayısı ihtiyacın 3'te biri.

Deprem bölgesinde 'rezerv alan' kılıfıyla halkın evleri, arsaları gasbedildi.

Deprem işçiye yoksulluk, sermayeye 'fırsat' oldu.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Sezgin Tanrıkulu: "Depremin maliyetini en aza indirmek için her ay vergi veriyoruz. Nereye harcandığını bilmiyoruz"

Evrensel'i Takip Et