Suriyeliler: Nefret bizi daha çok üzüyor

Ali GÜZEL
Urfa

Dünya, bir mülteciler gününü 60 milyonun üzerinde mülteci ile karşılarken, Suriyelilerin bugün için çeşitli talepleri var. 400 binin üzerinde Suriyelinin bulunduğu Urfa’daki Suriyelilerin talepleri mülteci sıfatı kazanmak ya da bir an önce savaşın sona ermesi ve ülkelerine dönmek. En çok sitem ettikleri sorunlardan biri ise kendilerine nefretle bakılması.

2001 yılında ilan edilen Dünya Mülteciler Günü, 2017 yılında 60 milyondan fazla mülteci ve halihazırda devam eden savaşlarla karşılanıyor. Suriye’deki savaşla birlikte 3 milyona yakın insan ülkesini terk etmek zorunda kalarak Türkiye’ye sığındı. Birçok il Suriyelilerin yaşadığı drama tanık olurken, bu durumun en fazla hissedildiği şehirlerin başında Urfa geliyor. Ülkelerindeki savaşın sürmesinin yanı sıra, kaldıkları şehirde çeşitli sorunlarla karşılaşan Suriyelilerin en fazla yakındıkları konuların başında misafir statüsüne sahip olmaları geliyor. Bu duruma bağlı olarak da ekonomik sorunlar yaşıyorlar. Olası bir gerginlikle tüm Suriyelilere nefretle bakılması da en çok üzüldükleri konuların başında geliyor.

‘MAZLUM ZULME UĞRUYOR’

• Tima Kino

Misafir statüsünde olmaları, çoğu Suriyelinin özellikle kendi işini kurmaları konusunda sorunlarla karşılaşmasına neden oluyor. 29 yaşındaki Kobanêli diş hekimi Tima Kino da bu sorunu yaşayanlardan biri. 2013 yılında mezun olması gerektiği Halep Üniversitesindeki eğitimi, Suriye’deki savaş nedeniyle 3 yıl aksadı. 2014 yılında IŞİD’in saldırısına uğrayan Kobanê’den ailesiyle birlikte Türkiye’ye geldi. Urfa’da kaldığı yaklaşık 3 yıl içerisinde üniversiteyi tamamlamak üzere 4 kez Suriye’ye gitti ve 2016 yılında mezun oldu. Ruhsat alamadığı için kendi kliniğini açamadığı gibi bir hekimin yanında bulabildiği işte 3 ay çalışabildi. 5 kardeşi savaştan dolayı Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde olan Kino, 20 Haziran Dünya Mülteciler Günü için şu isteklerde bulunuyor: “Avrupa’daki mülteciler haklarını alma konusunda bizden avantajlı bir durumda. Biz Türkiye’de misafir konumundayız. Bu da mülteci haklarından faydalanabilmemizin önüne geçiyor. Suriyeliler ucuz paralarla çalıştırılıyorlar. Bu da mazlum durumunda olan bizler için bir zulüm oluyor. Sadece Suriyelileri muayene edebilmemiz için bile klinik açsak bize yeterli. Bu konuda bizim için bir şeyler yapılabilse bu durumda çok iyi olurdu.”

ÜLKESİNE DÖNMEK İSTİYOR AMA…

Mahmud Şeyho’nun mesajı ise savaşın sona ermesi yönünde oluyor. 29 yaşında evli ve bir çocuk babası olan Şeyho da 3 yıldır Urfa’da yaşıyor. Mısır’daki El Ezher Üniversitesini bitirmiş olan Şeyho’nun babası Suriye’de kuyumcuyken, şu an ikisi de işsiz  ve savaşın bitmesini bekliyor. Geçim kaynakları ise Almanya’da çalışan kardeşleri. Bir an önce ülkesine dönmek isteyen Şeyho, Türkiye hükümetinin kendilerine verdiği sözleri de hatırlatıyor. “Vatandaşlık sözü yerine getirilse ekonomik sıkıntılarımızı gidermemizin önü de açılmış olur” diyor ve şu istekleri dile getiriyor: “Vatandaşlık hakkıyla buradaki hayat bizim için kolay olurdu. En azından savaş bitene ve ülkemize dönene kadar iş bulabilirdik. Bize bir statü verilmemesi koşullarımızı çok fazla zorlaştırıyor.”

Şeyho, Suriyelilere yapılan çeşitli yardımların da adil olmadığını savunarak şunları belirtiyor: “Dernekler eliyle yapılan gıda yardımları yetersiz kalıyor. Çadır kamplarda kalanların bir şekilde gıda ihtiyaçlarını karşılıyor. Ancak kampların dışında yaşayanlar için yaşam koşulları zor geçiyor. Yardımlar kaç kişiye ulaşıyor bilmiyorum ama çoğu kişiye hiç ulaşmıyor bile.”

‘GENELLEMELER NEFRETİ GELİŞTİRİYOR’

33 yaşındaki Hasan Ahmed’in sitem ettiği konu ise nefret oluyor. “Bazen Suriyeliler ile yerel halk arasında sorunlar yaşanabiliyor. Elbette Suriyeliler arasında suç işleyenler var ama bu bütün Suriyeliler suçludur anlamına gelmiyor. Herhangi bir sorunda hepimizi linç etmek istiyorlar. Yapılan genellemelerle bize karşı bir nefret geliştiriliyor. Bu bizi daha da çok üzüyor” diye belirtiyor.

Bir 20 Haziran Dünya Mülteciler Günü daha yaklaşırken, Urfa’da Suriyelilerin kendi açılarından çizdiği tabloda yer alan temel sorunlara ortak bir çözüm bulunması, yerel halk ve Suriyelilerin bir arada yaşamasını kolaylaştıracak gibi görünüyor.