Adalet Bakanı Bekir Bozdağ: Adalet Yürüyüşü samimi değil

Bekir Bozdağ, Yozgat'ta yaptığı açıklamada Adalet Yürüyüşü'nün samimi olmadığını ve Kılıçdaroğlu'nun yargıyı etkilemeye çalıştığını ifade etti.

25 Haziran 2017 11:02
Paylaş

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun başlattığı Adalet Yürüyüşü'nün samimi bir yürüyüş olmadığını, hesaplı bir yürüyüş olduğunu söyledi. Bozdağ, "Yürüyüşlerle, tehditle, hakaretle yargının kararlarını etkileyeceğini düşünenler, istediği kararı alacağını umanlar boşuna yoruluyorlar. Boşuna kendilerine zarar veriyorlar. Şimdi hem kendilerine, hem de başkalarına sıkıntı veriyorlar. Yargıyı bu yöntemle etkilemeleri, istediği bu kararları yargıdan çıkarmaları mümkün değildir. Türk yargısı bundan önce olduğu gibi bundan sonra da anayasa, kanun ve hukuka bağlı vicdani kanaatleriyle doğru olduğuna inandığı kararı vermeye, herhangi bir baskı, tehdit ve korkuya kapılmaksızın devam edecektir. Bundan da kimsenin şüphesi olmamalıdır" dedi.

Bakan Bozdağ, bayramlaşma programı için geldiği Yozgat'ta AKP il örgütü tarafından düzenlenen programa katıldı, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Kılıçdaroğlu'nun başlattığı yürüyüşün sadece bir kişi için yapıldığını belirterek "Şu anda Türkiye cezaevlerinde pek çok tutuklu ve hükümlü vardır. Sadece bir kişi için yapılan bir yürüyüş. Bakıyorsunuz, hesapları kitapları başka. Bunun üzerinde 'O nedir?' diye sorarsanız bir defa CHP'nin iç tartışmalarını bertaraf etme hesabı var. Dikkat ederseniz yürüyüşten önce kongre tartışmaları vardı, şimdi bu tartışmalar bitti. Kongre tartışanlar da Kılçdaroğlu'nun etrafında yürüyüşe geçti, hesabın biri bu. Burada bir netice almış gözüküyor. İkinci hesap Türkiye'nin uluslararası alanda aleyhine yürütülen kampanyalara destek vermek. Türkiye'nin aleyhine yürütülen irtibatsızlaştırma çalışmalarına destek vermek. Türkiye'nin aleyhine kanaatler, algılar oluşturmak ve hakikatlerin önüne gerçek olmayan algıları ikame etmek için büyük paralar harcıyorlar. Özellikle FETÖ, hem siyasilere hem STK'lara, hem medya mensuplarına Türkiye'nin aleyhine açıklamalar yapmak için milyonlarca para harcıyor. Sonra da bu açıklamaları alıp başka yerlere gönderiyor. İşte bu yürüyüş de FETÖ'nün, diğer Türkiye aleyhtarı çevrelerin yurt dışında Türkiye aleyhine algı oluşturma projelerine bir destek anlamı taşımaktadır. Oraya da bir katkı sunuluyor. Diğer bir hesap da bu. Üçüncüsünün ise 2019 seçimlerine dönük yüzde 49'u CHP'nin arkasında bir arada tutma, bir arada birleştirme hesabı olduğunu görüyoruz. Bu hesap da tutmayacaktır" dedi.

'HESAPLARI YARGIYI ETKİLEMEK'

Kılıçdaroğlu'nun başka bir hesabının da hakim ve savcıları baskı altına almak olduğunu ifada eden Bakan Bozdağ, "Yargıda görev yapan hakim ve savcıları baskı altına alarak hem FETÖ davalarında, hem darbe davalarında, hem de Kılıçdaroğlu'nun sonuç beklediği, bazı takip ettiği özel davalarda özel sonuçlar çıkmasını istiyorlar. Buradan bir kez daha ifade etmek isterim ki yürüyüşlerle, tehditle, hakaretle, yargının kararlarını etkileyeceğini düşünenler veya yargıdan bu yöntemleri kullananlar istediği kararı alacağını umanlar boşuna yoruluyorlar. Boşuna kendilerine zarar veriyorlar. Şimdi hem kendilerine, hem de başkalarına sıkıntı veriyorlar. Yargıyı bu yöntemle etkilemeleri, istediği bu kararları yargıdan çıkarmaları mümkün değildir. Türk yargısı bundan önce olduğu gibi bundan sonra da anayasa kanun ve hukuka bağlı vicdani kanaatleriyle doğru olduğuna inandığı kararı vermeye, herhangi bir baskı, tehdit ve korkuya kapılmaksızın devam edecektir. Bundan da kimsenin şüphesi olmamalıdır" dedi.

'BÜTÜN DERDİMİZ GERÇEĞİ ORTAYA ÇIKARTMAK'

Darbenin kilit isimlerinden Adil Öksüz'ün yakalandıktan sonra tahliye edilmesinin, Türkiye'nin hala ana gündemlerinden birisi olduğunu kaydeden Bakan Bozdağ, "Bu olayın hemen arkasından Hakimler ve Savcılar Kurulu, hakim ve orada karar veren kişilerle ilgili soruşturma başlattı. Bir hakim ihraç edildi, diğer hakim de açıkta. Öte yandan İçişleri Bakanlığı da hem görevli polisler, hem de jandarmalarla ilgili idari tahkikat başlattı. Cumhuriyet Savcılığı da adli tahkikat başlattı. Konu inceleniyor. Bizim bütün derdimiz, burada gerçeğin ortaya çıkarılmasıdır. Bu iddianame, bugüne kadar konuşulanların dışında yeni şeylerin olduğunu ortaya koydu. Bunlarla ilgili yargılama devam edecektir. Sonuçta bu işte eli olanlar adaletten hak ettikleri cevabı alacaklardır" dedi.

'KILIÇDAROĞLU DARBE TEŞEBBÜSÜNÜ UNUTTU'

Kılıçdaroğlu'nun uzun süredir 15 temmuz'a darbe dahi demediğini belirten Bakan Bozdağ, "Tabi Kılıçdaroğlu'nun, Adil Öksüz olayı ve darbe sonrası söyledikleri çok önemli. 15 Temmuz'da darbeye karşı Meclis'te onlarla beraber durduk, bombaların altında birlikteydik. 15 Temmuz darbe teşebbüsünün başarısız olmasından sonra darbe teşebbüsünü unuttu. Uzunca bir zamandır 15 Temmuz'a darbe dahi demiyor. Çok nadir diyor, çaresiz kaldığı yerlerde diyor. Kahramankazan'dan geçerken söyledi. Ama onlar yeni bir darbeden bahsediyorlar, 20 Temmuz'daki bir darbeden bahsediyorlar. 20 Temmuz, Türkiye'de olağanüstü halin ilan edildiği gündür. Darbe teşebbüsünde bulunanların doğurduğu tehlike ve tehdidi ortadan kaldırmak için acilen alınması gereken tedbirleri almak ve yeniden bir 15 Temmuz yaşanmasının önüne geçmek için ilan edilen olağanüstü hale karşı çıkıyor, onu darbe kabul ediyor. Halbuki 20 Temmuz, 15 Temmuz darbe teşebbüsünü yapanların devletten ayıklanması ve onların bir daha devlet içinde devlet için tehlike oluşturmaması için FETÖ'ye vurulan en büyük darbedir. Kılıçdaroğlu "FETÖ'ye niye darbe vuruyorsunuz" diyor. Ona bir sahip çıkma söz konusu. Tabii darbenin kontrolllü darbe olduğuna ilişkin FETÖ terör örgütü elebaşı, terörist başı Gülen'in yaptığı açıklamaların Türkiye'de genel başkan düzeyinde avukatlığını CHP yapmaktadır. Bu darbe teşebbüsünün kontrollü bir darbe teşebbüsü olduğunu uluslararası planda milyonlarca dolar harcayarak hem siyasilere, hem STK'lara, hem düşünce kuruluşlarına, hem medyaya ve hem uluslararası bazı kurumların temsilcilerine orada istedikleri yönde raporlar hazırlatıp, makaleler yazdırıp onun bir altlığını oluşturmaya çalışıyor. Bu altlığın Türkiye ayağını CHP oluşturuyor. Ben daha önce de söyledim. Bu konudaki samimi görüşlerini CHP'nin açıklaması lazım. Bu yürüyüşle ilgili daha önce de ifade ettim, bir ayağı da FETÖ ile ilgili yürüyen adli süreçlkerde FETÖ'ye destek vermek olduğu çok açık. Şimdi HDP'liler de katılacağını ifade ediyorlar. Bir yandan FETÖ, bir yandan HDP, öte yandan da PKK terör örgütünün siyasi kanadı beraber yürüyecekler. Bunlar Türk halkını, Türk milletini temsil etmez. Türk milleti bu fotoğrafa dua etmez, destek vermez. Kılıçdaroğlu bunu görmeli, görmezse millet onalara 2019 da bir kez daha gösterecektir" diye konuştu. (DHA)

ÖNCEKİ HABER

Otomobil takla attı: 1 çocuk yaşamını yitirdi

SONRAKİ HABER

Kayseri'de serinlemek için baraj gölüne giren işçi boğuldu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa