Kömür için çocuk mezarları bile yok ediliyor
Muğla Yatağan'daki kömür ocağı çalışmalarında antik çağdan kalan toplu çocuk mezarları ortaya çıktı. Mezarlardan biri iş makinesi yüzünden hasar gördü
Özer AKDEMİR
Yatağan Turgut Mahallesi yakınlarında bulunan kömür ocakları, on binlerce zeytini olduğu kadar tarihi de yok etmeye devam ediyor. Mahallenin zeytinliklerinin bulunduğu alanda genişleme faaliyetlerini sürdüren kömür ocağının çalışmaları sırasında çok sayıda küçük çocuk mezarı ortaya çıktı. Mezarlardan birisi iş makinesi tarafından kırılırken kalan mezarların incelenmesi için civardaki çalışmalar durduruldu. Bölgede çok sayıda çocuk mezarı bulunduğu dile getiriliyor.
'MÜZE MÜDÜRLÜĞÜNÜ UYARMIŞTIK AMA DİNLEMEDİLER'
Turgut Tabiat ve Kültür Varlıklarını Toruma Derneği Başkanı Kazım Erol, çocuk mezarlarının tespit edildiği bölgenin Lagina Antik kentine bir-iki kilometre uzaklıkta olduğunu belirterek “Yerel dilde Çapalıbağ deriz biz o bölgeye. Bu bölgede antik zamana ait olduğunu sandığımız duvar kalıntıları ve su kuyusu vardı. Bunların video ve fotoğraf çekimlerini yaptık bir-iki ay önce ama şimdi onların hiçbirisi kalmamış. Kepçeler yıkıp geçmiş. Ayrıca daha önce kömür madencilerinin yaptığı çalışmalar sırasında çok sayıda antik değer taşıyan sütun ve taşın traktörlere yüklenerek götürüldüğüne şahit olanlar var. Müze müdürlüğüne burasının özelliklerini anlatıp kömür madencileri alana girmeden önce bölgenin incelenmesi, tarihsel buluntuların ortaya çıkarılmasını istediğimizde bize 'Arkeologlarımız alanda çalışıyorlar. Bizim kontrolümüz altında her şey' yanıtını veriyorlardı. Şimdi bu çocuk mezarları ortaya çıktı. Belki bir kırım, belki de salgın hastalıktan ölen çocuklar gömülmüş muhtemelen buraya ve kaç tane çocuk mezarı var hala bilemiyoruz. Öbek öbek, değişik alanlarda çocuk mezarları ortaya çıkmaya devam ediyor. Çalışmalar şu an için durmuş durumda” dedi.
'MİNİK BEBEKLERİN MEZARLARINI TALAN ETTİRMEYİN'
Kazım Erol, çocuk mezarlarının fotoğraflarını sosyal medya hesabından şu duygusal sözlerle paylaştı: Bir minik kız çocuğu, bu topraklarda daha emeklerken bir işgalcinin kılıcında mı can verdiler, yoksa bir salgın hastalık mı bilinmez. Babası bu güzel topraklardaki ölümsüzlük ağacı zeytinin kucağına gömdü minik kızını. Bin yıllar sonra kuralsız burjuvaların kusursuz makinelerinin kepçesiyle sarsıldı ve ikiye bölündü minik kızın mezarı! Hangi baba çocuğunun mezarını kepçelerle yıktırır? Hangi baba bu acıyı kaç paraya alır? Topraklarınızı satıp bu minik bebeklerin mezarlarını talan ettirmeyin barbar kuralsızlara!” (İzmir/EVRENSEL)