İspanya’da silahlar sustu, ulusal sorun sürüyor

Seyit Aslan

SUNU: Çok uluslu İspanya’da, Diktatör Franco döneminde Basklılar, Katalanlar ve Galiçyalılar gibi farklı ulusların yaşadığı bölgelerde ulusal haklara yönelik inkar ve imha politikalarının ürünü olarak 1959 yılında, Bask bölgesinin bağımsızlığı için kurulan silahlı örgüt ETA (Bask Vatanı ve Özgürlük) 20 Ekim 2011 tarihinde silahları tamamen bıraktığını açıkladı. 1979’dan beri özerk yönetime sahip olan ve ülkenin en gelişmiş bölgelerinden biri olarak tanımlanan Bask Ülkesi’nde, bağımsızlık talebinden ise ne vazgeçildi ne de bağımsızlıkçı politika yürüten Basklı sol örgütler ve siyasetçiler üzerindeki İspanya devleti baskısı sona erdi. Türkiye’de de sık sık gündeme gelen PKK’nin silah bırakması meselesi tartışılırken, Bask Ülkesi’nde ETA’nın silah bırakması ardından neler yaşandığına kısaca bir bakmakta fayda var.


Bask Ülkesi, 25 Temmuz 1979 tarihinden beri özerk bölge. Bölgede yaşanan gözaltılar, havadan bombalamalar, her gün onlarca kişiye KCK operasyonları adı altında içeri tıkmalar olmuyor. ETA’nın 50 yılık politik mücadelesi, son 30 yıllık silahlı mücadelesini ve İspanya devletiyle olan çatışmaları bilince, ister istemez Kürt bölgesindeki manzaralar geliyor gözümün önüne.

Burada da bir ulusal sorun yaşanıyor. Basklılar, “500 yıl önce devletimiz işgal edildi, biz bunun mücadelesini veriyoruz” diyorlar, “Özerklik yetmez, bağımsız devlet olmak istiyoruz” diyorlar.

Bask bölgesine vardığımızda Türkiye’den, PKK’nin Dağlıca karakol baskını haberi geliyor ve hemen arkasından çatışma haberleri. Yine çatışma ve baskınlarda gençler yaşamını yitiriyor, bir kez daha ocaklara ateş düşüyor. Ölenler, Kürt ve Türk gençleri.. En yoksulları, en alttakileri...

Her birinin ayrı hikayesi var. Ama sermaye basını, Kürtlerin gençlerinin ne hikayelerine, ne de taleplerine dönüp bakmıyor. Yine son haftalarda onlarca KESK yöneticisi sendikacı göz altına alınıyor ve tutuklanıyor. Taş olsa çatlar, böylesi bir zaman tünelinden geçiyoruz. Farklılıkları olmakla birlikte benzer bir çatışmalı süreçten geçmiş İspanya’da, silahlı örgüt ETA’nın Ekim 2011’de silah bırakmasının ardından neler olduğunu Basklılardan dinlemekte fayda var bu yüzden.

30 YILIN BİLANÇOSU

Bask Ülkesi ile İspanya devleti arasındaki sorun 50 yıl önceye dayanıyor. Bunun son 30 yılı silahlı bir çatışma dönemi olarak karşımıza çıkıyor. Bir tarafta silahlı bir yapı ETA, diğer tarafta İspanya devleti. Bu süreçte 486’sı asker ve polis, 343’ü ise sivil vatandaş 829 kişinin yaşamını yitirdiği belirtiliyor. Yine 200 ETA militanı da bu dönemde öldürüldü. ETA’nın kayıplarının yüzde 90’ı Diktatör Franco döneminde yaşandı. Türkiye’de ise 30 yıllık çatışmalı süreçte ölenlerin sayısının, kesin olarak bilinmese de 30 bini çoktan aştığı tahmin ediliyor.

İspanya’da 500’ün üzerinde ETA militanı hâlâ cezaevinde, Türkiye’de sadece son üç yılda cezaevine atılanların sayısı neredeyse 10 bine yaklaştı. Bunun yanında boşaltılan, yakılan, yıkılan köyler; milyonları bulan göç dalgası yaşandı. Ne istemişti Kürt halkı? Anayasal hak eşitliği temelinde, eşit ve özgürce Türk halkıyla birlikte yaşamak. Bunun bedeli, bunun faturası hem Kürt halkına, hem Türk halkına ağır oldu. Artık süreç duygusal kopuşun da yaşandığı bir dönem. Açılan yaraların, yanan ocakların, dökülen göz yaşlarının tamiri giderek zorlaşıyor. Kayıpların sayısı çok daha az olmasına rağmen benzer bir duygusal kopuş da Bask bölgesinde yaşanıyor. Yaraların sarılması için Basklı sol partiler, ETA’nın silahları bırakmasının ardından yeri bir yol haritası çıkardılar.

BASK ÜLKESİNDE ÖZERKLİK

Bask Ülkesi (Euskadi) İspanya’daki 17 özerk bölgeden birisi ve hatta en önemlisi denebilir. Bölgede iki resmi dil var. Birisi İspanyolca, diğeri Bask dili Euskera. Bu iki dili de öğrenmek ve öğretmek zorunlu. Baskılar iki dili bilmelerine rağmen her yerde kendi ana dillerini konuşuyor ve ana dilleriyle yazıyorlar. Burada yerel yönetimler de tamamen özerk. Her bölgenin kendi parlamentosu var. Vergileri yerelden toplayıp merkeze gönderiyor. Ulusal polis yok, Bask bölgesinin kendi polis örgütü var. Ama ulusal istihbarat tek ve her yerde. Biz de buna birebir tanık olduk. Basklı bir sendikacıyla sohbet ederken usulcacık yan masaya davetsiz olarak gelen sivil giyimli ve meraklı kişinin istihbaratçı olduğu her halinden anlaşılıyordu.

Kürt halkından konuşuyoruz. “Kürt halkı özerklik istiyor, onlara bu yetebilir ama biz ayrı bir devlet olmak istiyoruz, biz bağımsız ve sosyalist bir devlet olmak istiyoruz” diyor bazı politikacılar.

LEGAL SİYASET ÇABASI

Özerklik sürecini yaşadıkları halde bunu söylüyorlar. İspanya’nın bir önceki hükümeti olan Zapetero hükümetini 21.yüzyılın faşizmi olarak görüyorlar. Siyasi hayata katılmak için kurulan ve yerel seçimlerde yüzde 15’lere varan oylar alan Batasuna’da kendilerini yasal alanda ifade etmeye çalıştılar ancak olmadı. Batasuna, ETA örgütüyle bağı var denilerek kapatıldı ve yasaklandı.

Basklılar yine de siyasetten vazgeçmedi. Batasuna’nın ardından da çeşitli örgütler kuruldu. Son genel seçimlerde bağımsızlık yanlısı sol ittifak Amaiur, 15 yıl aradan sonra İspanyol Parlamentosunda 7 koltuk kazanarak büyük bir zafere imza attı. Böylece Bask Ülkesinin bağımsızlığı talebinin de ETA’nın silahları ile birlikte gömülebilecek bir talep olmadığı da anlaşılmış oldu.

Basklıların bu alanda çalışmaları sürüyor. Yeni bir siyasi hazırlık içinde olduklarını söylüyorlar, neler olacağını, bu partinin de yasaklanıp yasaklanmayacağını göreceğiz.

SİLAHLAR BIRAKILDI ANCAK BASKI DEVAM EDİYOR

ETA, 30 yıllık silahlı mücadelesi sırasında, barış sürecini başlatması için 5 kere tek taraflı ateşkes ilan etti. Ancak İspanya hükümetinin tutumunda bir değişiklik olmadı. Operasyonlar, baskılar, gözaltılar ve ETA militanlarının infaz edilmesi devam etti.

Ateşkes süreçleri ETA’nın kendisini halka en rahat ve iyi anlattığı dönemler olarak ele alınıyor. Halk nezdinde önemli bir itibar sağlanıyor. Sorunu anlatmak ve çözüm koşullarına ortaya koymak için önemli dönemeçler ve aynı zamanda toparlanma dönemi oluyor bu süreçler.

Bir Basklı sendikacı anlatıyor tüm bu süreci: “İspanya devleti ETA’la çok masaya oturdu, çok konuştuk, kritikler yaptık ama hep dönüp başa geldik. Her seferinde masayı terk ettik. Çünkü süreç içindeki kazanımlarımız bile hiçe sayılır noktaya gelindi. Şu anda örgütümüz ve militanlarımız üzerinde çok baskı var. Gözaltılar, istihbarat örgütü tarafından takipler hiç eksik olmuyor. Basın açıklamalarına bile tahammül edilemiyor. Halen sokaklarda baskı sürüyor.

Tutuklamalar devam ediyor. Örneğin son bir yılda 150 genç tutuklandı. Fransa cezaevlerinde 150 ETA militanı var ve bunlar serbest bırakılmıyor. Cezaevlerinde 15 ETA tutuklusu öldü. 10 militan kötü koşullardan, 5’i işkencede öldürüldü. ETA silah bıraktı ama baskılar açısından değişen bir şey olmadı. 2 bin militanımız silahlı mücadele dönemini tartışıyor ve sorguluyor. Halen yer altında illegal durumdayız. Kendi içimizde tartışıyoruz, kendi birliğimizi sağlamak ve demokratik süreci tamamlamak istiyoruz. Bir yandan uluslararası süreci ve enternasyonal dayanışmayı örgütlemek ve diplomasiyi sürdürmek istiyoruz.”

3 TEMEL HEDEF

Temel hedefleri ise şöyle açıklıyor:
* Demokratikleşme ve her süreci ayrıntılı tartışma sürecini ele almak,
* Uluslararası kamuoyu oluşturmak
* Cepheleşmeyi sağlamak (BASK bölgesinde hiçbir ayrım yapmadan, sağ parti de dahil, ulusal sorunla ilgili olan çevrelerle bir araya gelmek.



Bask Ülkesi’nin tarihi başkentinin, bugün Navarra Özerk Bölgesi içinde bulunan Pamplona olduğu belirtiliyor. Basklılar, Navarra’nın Bask Ülkesine katılmasını istiyor. Pamplona sokaklarında da evlerin balkonlarından sarkıtılmış Bask Ülkesi haritası görmek mümkün. Sadece sokaklarda değil, dükkanların girişinde ve içinde bu bayraklar mevcut. Yine öldürülen ya da cezaevlerinde tutulan ETA militanlarının resimleri asılı duvarlarda. Haritalarda ise şöyle yazıyor, “Tüm tutsaklar ülkeye” Yani İspanya’nın diğer kentlerinde ve Fransa cezaevlerinde tutuklu olanların serbest bırakılması ve ülkelerine dönmeleri isteniyor. Bir çok evin balkonundan ve camlarından Bask Ülkesi’nin bağımsızlık bayrağı asılmış durumda. Yani bağımsızlık masa başı bir tartışma konusu değil, sokağın da somut talebi.


ANA DİLDE SAVUNMA HAKKI

Cezaevlerinde açlık grevlerinin yaşandığı dönemler çokça olmuş. Tutuklanan ETA militanları başlarda İspanyolca savunma yaparken, sonralarda Euskara dilinde yani ana dillerinde savunma yapma isteklerinin İspanya devleti tarafından kabul görmediği söyleniyor. Zorunlu olmadıkça her yerde ve kendi aralarında ana dillerini konuşuyorlar. Kürt sorununu ve Türkiye’deki gelişmeleri yakından takip ediyorlar. Kimi eleştirileri olmakla beraber, Kürt halkının eşitlik ve özgürlük mücadelesini destekliyorlar.


‘ULUSAL BİRLİK İÇİN ÖRGÜTLENİYORUZ’

Ulusal birlik oluşturma meselesinde, “sağ” ve “sol”u nasıl birleştireceklerini sorduğumuzda sendikacı arkadaşımız şöyle yanıtlıyor: “Yaşanan ekonomik krizle birlikte değişen şeyler var. Koşullar değişiyor. Sağ kesimle birlikte hareket eden işçi ve emekçiler var. Bunlar ulusal bağımsızlığı destekliyorlar. Öte yandan sağcı parti ikili oynuyor, biz bunun farkındayız. Sağ parti bağımsızlığı savunur gibi yapıyor ama gereğini yapmıyor. Onun kitlesine ve tabanına seslenmek için ulusal birlik ve cepheleşme zorunlu. Yeni süreçte masaya oturulacaksa, yeniden ve daha ileriden mücadele örgütlenecekse, masaya otururken de, mücadele ederken de güçlü olmak istiyoruz. Şimdi mahallelerde halk hareketleri örgütleniyor. Ekim ayında bir iç tartışma başlatacağız”


YARIN: Bask ulusal siyasetinin gerçek bir barış için yol haritası

evrensel.net

Evrensel'i Takip Et