5 Temmuz 2017 13:42

Yeni yapılan ve faaliyete geçtiği günden bu yana işkence iddialarıyla gündeme gelen Tarsus T Tipi Kadın Kapalı Cezaevi’ndeki kadın tutuklular yaşadıklarını  İHD’ye anlattı: “Askerler saçımızdan sürükleyerek ring aracına bindirdi. Ölümle tehdit ettiler. Gardiyanlar boğazımızı sıktı. Eşyalarımıza el koydular. Darbedildik. Hakarete uğradık. Musluklardan çamurlu ve pis su aktığı için susuz kaldık...”

Cezaevindeki tutuklularla görüşen İnsan Hakları Derneği (İHD) Adana ve Mersin şubeleri, hak ihlallerine ilişkin rapor hazırladı. İHD’nin rapordaki verilerine göre Tarsus’a bağlı Alifakılı köyü mevkiinde yapılan ve kampüs diye tabir edilen Tarsus T Tipi Kadın Kapalı Cezaevi’ne yaklaşık 80 tutuklu kadın sevkedildi. 21 Haziran’da gerçekleşen sevk işlemleri sırasında kadınlara işkence yapıldığı ve temel ihtiyaçlarının karşılanmadığı yönünde İHD Adana Şubesi’ne yapılan başvurular üzerine insan hakları savunucuları 29 Haziran’da cezaevine giderek tutuklularla birebir görüşme yaptı. 

‘SİZİ BURADA ÖLDÜRÜRSEK KİMSENİN RUHU BİLE DUYMAZ’

Raporda tutuklu Evin Şahin ile yapılan görüşmede, Tarsus C Tipi Kapalı Cezaevi’nde sevk işlemleri sırasında Fadime Demir adlı tutuklunun elindeki saatin x-ray cihazından geçerken ses çıkarması üzerine jandarma tarafından el konulduğu, bu duruma itiraz eden Demir’in darbedildiği belirtildi. Şahin’in raporda yer alan anlatımlarına göre itiraz tartışmaya dönünce 5 asker Fatma Demir’i sürükleyerek ve saçlarından tutarak ring arabasına bindirmeye çalıştı. Şahin ring aracında ölümle tehdit edildiklerini de şu sözlerle anlattı: “Ring aracındaki kadın tutuklular sürekli bize cinsiyetçi küfürler, hakaretler etmeye başladılar. Askerler bize, ‘Sizi burada öldürürsek kimsenin ruhu bile duymaz’ diye tehdit ettiler. Yeni kalacağımız T Tipi Cezaevine vardığımızda, askerler saçlarımızdan ve boynumuzdan tutarak ring arabasından çıkarıp aşağı attılar. Yere yüzüstü ve sırt üstü düştük.” 

‘YERE YATIRIP SIRTIMA ÇIKARAK VURDU’

Bu esnada Selvi Yılan isimli kadın tutuklunun sert bir şekilde yere çarpması nedeniyle yaralandığını belirten Şahin, “Elleri kelepçeli olduğu için ters döndü ve kollarından kan gelmeye başladı. Sonra infaz koruma memurları iki kolumuza girerek, bizi alıp arama odasına götürdüler. O sırada askerler gelip kelepçemizi çıkardı ve infaz koruma memurları odada bizi dövmeye başladılar. İnfaz koruma memuru A., beni yere yatırıp 2 ayağı ile sırtıma çıkıp yerde iken vurmaya başladı. Zayıf yapılı ve böbrek hastası olduğum için yerden kalkamadım. Sonra erkek gardiyanlar boğazımızı sıkmaya başladılar” dedi.  İnce aramaya itiraz ettikleri için 6 kadın gardiyan tarafından darbedildiklerini de anlattı. 

‘SU VE YEMEK YOK’

Şahin anlatımlarında, çenesi ve vücudunun değişik yerlerinde yaralanmalar olması nedeniyle doktora çıkarılmadığını, koğuşta iki kez baygınlık geçirdiğini de ifade etti. Şahin darp olayına ilişkin Cezaevleri Genel Müdürlüğü’ne dilekçe yazdığını belirtti. Öte yandan Şahin’in rapora yansıyan anlatımlarında cezaevinde su ve yemek sorunu da yaşandığı ve tutukluların eşyalarına el konulduğu da yer aldı: “Cezaevi yeni yapıldığı için su yok. 2 gündür musluktan su gelmeye başladı; ancak su çamur şeklinde akıyor ve pis kokuyor. Eski cezaevindeki tüm eşyalarımız alındı ve bize geri vereceklerini söylediler. Ancak şimdiye kadar vermediler. Koğuşta 15 kişi kalıyoruz. Ancak yemek çok az geliyor. Bu nedenle kimse doymuyor. Sürekli açlık çekiyoruz. Şu anda buzdolabı ve televizyonumuz yok. Tüm kitaplarımıza el konuldu, mektuplarımız alındı. Gazete alamıyoruz. Sabah akşam ayakta sayım yapılmaya zorlanıyoruz.” 

‘BUNLAR İYİ GÜNLER’

Tutuklu Ayşe Bozkurt ise raporda yer alan ifadesinde, 16 kişilik koğuşta 17 kişi kaldıklarını ve musluktan su içemediklerini belirterek, “Şu anda sıcak su yok. Yemekler çok az veriliyor. Her talebimize ‘yeni taşındık bu cezaevine idare edin’ denilmektedir. Diğer cezaevinde nakil sırasında saçlarımızdan tutup başımızı eğip, sürükleyerek koğuşa götürdüler. Özellikle ring aracında küfür, hakaret ve tehditlerde bulundular. Bize, ‘bunlar iyi günleriniz’ dediler. Yeni yerde kendilerince yeni düzen kurmayı tehdit ve baskı ile kurmaya çalışmaktadırlar” dedi.

‘SİZE BİR DAMLA SU YOK’

Wernicke Korsakoff hastası Yıldız Gemicioğlu da, kötü muameleye maruz kaldığını ve koğuşta su olmadığını, bunu gardiyanlara söylediklerinde ise kendilerine “Gökten yağmur yağsa size bir damla su vermeyeceğiz” denildiğini aktardı. 

Tutuklu Helin Kaya ise, gardiyanların sürekli provoke edici şekilde arama yaptığını belirterek, “Cezaevi yeni yapıldığı için sadece taş bina var. Onun dışında hiçbir sosyal faaliyet yok. Sular kirli, sıcak su yok. Soğuk su ile duş almaya çalışıyoruz. Elbiselerimiz nakil sırasında alındığı için elbise sıkıntısı yaşıyoruz. Yemekler çok az veriliyor. Kendi aramızda yemekleri eşit bir şekilde paylaşmaya çalışıyoruz” sözleriyle yaşadıklarını anlattı. 

‘KAFALARINA POSTALLA BASILDI’

Raporda şu değerlendirmelere yer verildi: 
* ”Tarsus’ta yeni açılan Tarsus T Tipi Kadın Kapalı cezaevine mahpusların 20.06.2017 tarihinde jandarma tarafından ring aracıyla sevk edilmeleri sırasında, mahpuslara araç içinde hakaretler, sinkaflı sözler söylenildiği, cezaevine getirildiklerinde araçtan tek tek indirilerek cezaevi müdür ve jandarma komutanının huzurunda ‘teslim oldum’ demeleri yönünde tehdit edildikleri, ‘teslim oldum’ dememeleri üzerine askerler tarafından şiddet gördükleri, yerlere yatırılıp kafalarına postallar ile basıldığı ve saçlarından yerlerde sürüklendikleri beyan edilmiştir. Bu darp ve işkencenin, cezaevi müdürleri huzurunda askerler tarafından yapıldığı, akabinde aynı muamelenin bu kez mahpuslar içeriye alındıktan sonra da gardiyanlar tarafından uygulandığı ifade edilmiştir.
* Mahpuslar koğuşlara dağıtıldıktan sonra, darp sonrası doktora veya revire sevklerinin yasaklanmış olduğu ve rapor almalarının engellendiği ifade edilmiştir.
* Mahpuslara kağıt ve kalem verilmeyerek, kendilerine yapılan muameleye ilişkin yapacakları başvurular için dilekçe yazmaları engellenmiştir.
* Mahpuslara su verilmeyerek bu suretle kötü muamele devam ettirilmiştir.
* Mahpusların sevk edilmeden önce kaldıkları Tarsus C Tipi cezaevinde kalan tüm eşyaları kendilerine 4 gün boyunca verilmemiş, temel ihtiyaçların bir çoğu, cezaevinin yeni olduğu bahanesiyle sürekli şekilde karşılanmamıştır.” (Adana/DİHABER)

Evrensel'i Takip Et