Tutuklu Gazeteci Yücel’den Adalet Yürüyüşü mektubu
Tutuklu Gazeteci Deniz Yücel, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’ya Adalet Yürüyüşü ile ilgili mektup yazdı.
Alman Die Welt Gazetesi Türkiye Muhabiri, Tutuklu Gazeteci Deniz Yücel, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’ya mektup göndererek, “Adalet yürüyüşü ile çok doğru bir yerden vurgu yaparak sadece beni değil, haksız yere hapiste yatan tüm gazeteci meslektaşlarımı heyecanlandırdınız” dedi.
YÜCEL: YOLUNUZUN AÇIK OLMASINI DİLERİM
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara Güvenpark’tan başlattığı ‘Adalet Yürüşü’nün tamamlanmasının ardından dün Maltepe’de yapılan miting öncesinde DW Türkçe’nin sorularını yanıtladı.
Kılıçdaroğlu, söyleşide, hapisteki gazeteci Deniz Yücel’in kendisine gönderdiği mektubu da paylaştı. Yürüyüş dolayısıyla kendisi ve hapisteki meslektaşları adına Kılıçdaroğlu ve yürüyen herkese teşekkür eden Yücel’in mektubunda şu ifadeler yer aldı: “Adalet yürüyüşü ile çok doğru bir yerden vurgu yaparak sadece beni değil, haksız yere hapiste yatan tüm gazeteci meslektaşlarımı heyecanlandırdınız. Bunun için size ve sizinle yürüyen herkese teşekkürlerimi sunuyorum. İnanıyorum ki, adalet cesaret ile inşa edilecek. Bu bağlamda, yolun geri kalan kısmı için, hem miting, hem miting sonrası süreç için yolunuzun açık olmasını dilerim.”
‘BİR GAZETECİNİN BÖYLE SUÇLANMASI DOĞRU DEĞİL’
Kılıçdaroğlu da DW Türkçe’nin “Deniz Yücel ve hapisteki gazeteciler için Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ‘terörist’ ısrarını nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusunu şöyle yanıtladı:
“Bir gazetecinin teröristlikle suçlanması hele hele mahkum edilmeden bir siyasal kişi tarafından suçlanması asla doğru değildir. Bu, Türkiye’nin saygınlığına da gölge düşürür. Türkiye’nin bir diktatör tarafından yönetildiği algısını dünyada pekiştirir. Çünkü ceza verileceğini söylüyor, ağır ceza verileceğini söylüyor.
Suçunu da söylüyor, ‘teröristtir’ diyor. Hem suçlayan, hem yargılayan makam, hem de mahkum eden aynı kişi. Bu çok tehlikeli bir şey. Suçluyor, yargılıyor, cezayı kesiyor. Sözde yargı bağımsız, bizim de buna inanmamızı istiyor. Yargının bağımsız olduğu konusunu bizim seslendirmemizi istiyor. Erdoğan kendi bağımsızlığını ilan etmiş aslında. ‘Ben Türkiye’de her şeye hakimim, kimse bana dokunamaz’ diyor. Şuanda bir dokunulmazlık zırhı içinde. Bir de şu var; her darbe kendi hukukunu yaratır.
20 Temmuz darbesi de kendi hukukunu yarattı. OHAL kararnameleri ve Anayasa değişikliği ile bunu gördük. Her darbe sonrası darbeciler kendilerini ve ailelerini koruyacak hükümleri getirir.
Evren bile, tüm yargıyı kontrol altına almamıştı. Hiçbir darbede bu yoktu sadece sıkıyönetim mahkemeleri vardı.
Ama şimdi en küçük mahkemeden Anayasa mahkemesine kadar her şey, Erdoğan’ın kontrolünde.”
ERDOĞAN’DAN YÜCEL AÇIKLAMASI
Hamburg’daki G20 zirvesinde basın toplantısı düzenleyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bir basın mensubunun, 140 günü aşkın süredir hapiste olan Gazeteci Deniz Yücel hakkındaki sorusunu “Basın mensupları herhalde sınırsız özgürlüğe sahip değildir. Basın mensupları da suç işler. Suç işlediği zaman da yargı gerekli değerlendirmeleri yapar” sözleriyle yanıtladı.
Soruyu yönelten gazeteciye 1999 yılında cezaevine girdiğini söyleyen Erdoğan, “Fikir özgürlüğünü iyi bilirim. Belediye başkanıyken şiir okuduğum için hapse girdiğimi herhalde bilmiyorsunuz. Fikir, düşünce özgürlüğü konusunda hassasım. Bütün yasalarımız buna göre düzenlenmiştir. Bu basın mensubu diye tanıdıklarınız teröre yardım yataklık yapan kişilerdir” diye konuştu. (MEDYA SERVİSİ)