Metin Ebetürk’ten ‘algı sınırlarını zorlayan’ açıklama
Sosyal-İş Genel Başkanı Metin Ebetürk, Evrensel'de yayımlanan habere ilişkin ‘algı sınırlarını zorlayan’ açıklamalarda bulundu.
Evrensel gazetesine 30 Haziran günü Sosyal-İş Genel Başkanı Metin Ebetürk imzasıyla bir yazı gönderildi. Söz konusu yazı, Evrensel'in 27 Haziran’da yayımlanan Deniz Sak’ın “LC Waikiki işyeri komitesinden sendika uzmanı (Başaran) Aksu’ya çağrı” başlıklı yazısıyla ilgiliydi. Yanıtın Başaran Aksu’dan gelmesi beklenirken, anlaşılamaz bir biçimde yanıt Sosyal-İş Genel Başkanı Metin Ebetürk’ten gelmişti. Zira Ebetürk’ün adının geçmediği yazıda, Sosyal-İş ile ilgili bölüm sadece 7 satırlık bir bölümünü oluşturuyordu. Üstelik verilen yanıtta “gerçek dışı ithamlar” denilmesine rağmen gazetemizde yer alan yazıyla uzaktan yakından ilgisi olmadığı ve ortada yazıya verilen herhangi bir yanıt olmadığı için yayımlamaya da, cevap vermeye de değer bulmadık.
Ancak Metin Ebetürk imzalı yazının, dün Sosyal-İş Sendikası’nın internet sitesinden yayınlanması, bir de üzerine kamuoyuna çağrı yapılması bu yazıya yanıt verme zorunluluğunu doğurdu. Bu nedenle öncelikle Ebetürk’ün hedefe koyduğu, LCW Deposu örgütlenmesinde işyeri komitesinde yer alan Deniz Sak’ın yazısını okuyucularımızın bilgisine sunmak için aşağıda yeniden yayınlıyoruz. Ve Ebetürk’ün yanıtlarıyla yazının ilgisizliğinin anlaşılması için iddiaları teker teker yanıtlıyoruz.
* Metin Ebetürk’ün, Sosyal-İş’in sitesinden yayınladığı yazıda “Özellikle bir kez daha belirtmek isterim ki; LCW örgütlenmesi ile ilgili olarak Sendika Genel Başkanı Metin Ebetürk olarak benimle asla bir görüşme gerçekleşmemiştir” ifadesi yer alıyor. Gazetemizde yer alan yazıda da Metin Ebetürk’le bir görüşme gerçekleştiğine dair herhangi bir ifade geçmiyor. Hatta Ebetürk’le görüşme yapılmadığı, “Sosyal-İş Başkanı detayını merak ediyorsa komitemizle iletişime geçebilir” ifadelerinden anlaşılıyor.
* Ebetürk “Bilerek veya bilmeyerek ileri sürülen gerçek dışı ithamlardan biri de görüşmenin gerçekleştiği dönemde Genel Başkan olmamamla ilgili ifadesidir. Ben 19-20 Aralık 2009 tarihlerinde gerçekleştirilen genel kurulda Sendikamızın Genel Başkanlığına seçildim. Bu görevim o tarihten bugüne kadar halen, kesintisiz olarak devam etmektedir” diyor. Gazetemizde yayımlanan yazıda ise “Sosyal-İş Başkanı, biz görüşme yaptığımız zaman genel başkan değildi” deniliyor. Evet yazıdaki tek maddi hata budur. Zira, LCW işçilerinin örgütlenmesi konusundaki tutumu nedeniyle, Genel Başkan olarak Ebetürk’ün sorumluluğunun ifade edilmesi eksik kalmıştır.
* Ebetürk’ün “Dönemin İstanbul Şube Başkanı ve örgütlenme uzmanımızın İstanbul Şirinevler’de LCW İşçi Komitesinden bir işçinin de katıldığı bir görüşmenin gerçekleştiğini ancak bu görüşmenin Sendikamız Genel Yönetim Kurulu veya şahsıma bilgi verilmeden olumsuz biçimde sonlandırılmış olduğunu 15 gün önce öğrendim. Görüşmenin olumsuz bitmesinin ise, sendikamız adına görüşmeye katılanların kişisel yargılarından kaynaklandığını öğrendim” ifadeleri ise Deniz Sak’ın yazısına onay niteliğinde. Zira Sak’ın Sosyal-İş’e ilişkin tek eleştirisi ancak 20 gün sonra Sosyal-İş ile görüşebildikleri ve görüşmenin kendileri için “olumlu olmadığı” şeklinde.
* “5 Haziran 2017 günü CHP Emek Bürolarının Ankara’da düzenlediği Kıdem Tazminatı Forumunda, Liman-İş Sendikası uzmanı olan bir arkadaşın LCW örgütlenmesi ile ilgili bir sitemini tarafıma iletmesiyle, ilk kez bilgim olmuştur. LCW örgütlenme çalışmasının Sosyal-İş Sendikasına aktarılmak istendiğini ancak; Sosyal-İş Sendikası Genel Merkezinin bu örgütlenme talebini kabul etmediği şeklinde kendisine cevap verildiğini aktardı. Bu durumdan bilgim ve haberim olmadığını belirterek araştıracağımı ve kendisine bilgiyle döneceğimi belirttim. Araştırmamız sürerken, sendikal alanda uzun yıllara dayalı bir dostluğum bulunan sendika uzmanı Başaran Aksu da, tesadüfen LCW Örgütlenmesiyle ilgili beni arayarak Liman-İş İstanbul örgütlenmesinde çalışan bir uzmanın ‘Biz bu örgütlenmeyi Sosyal-İş’e götürdük, ‘Metin’ kabul etmedi’ şeklinde algı sınırlarını zorlayan biçimde konuştuğunu paylaştı...” Metin Ebetürk’ün kullandığı bu ifadeler ne Deniz Sak’ın yazısında geçen açıklamalarla ilgili, ne de o açıklamalarına yönelik bir yanıt taşıyor. Ebetürk’ün kendi yaşanmışlıklarını Evrensel’e mal etmesi gerçekten “algı sınırlarını zorlayan” bir durum.
Ebetürk’ün bu yazıya neden yanıt verdiğinin tek mantıklı yanıtı, Deniz Sak’ın Başaran Aksu’yu eleştirmiş olmasında ve Ebetürk’ün verdiği yanıtta yer alan “sendikal alanda uzun yıllara dayalı bir dostluğum bulunan sendika uzmanı Başaran Aksu” sözlerinde yatıyor olsa gerek. Ancak bu durumun da Sosyal-İş’in tüzel kişiliğiyle ilgisi yok.
“Gerçek dışı ithamlar” diyerek yazıda geçen ifadeleri yalanlamaya çalışan ancak yazıdaki hiçbir ifadeyi yalanlamayan, aksine doğrulayan Metin Ebetürk’ün, yazdığı yazıdan yola çıkarak okuduğu yazıyı anlamadığı sonucuna vardık. Bu nedenle Metin Ebetürk’ü eleştirmeye ve yalanlamaya çalıştığı yazıyı da, LC Wakiki İşyeri Komitesi’nin yanıtını da yeniden yeniden okumaya davet ediyoruz. (İŞÇİ SENDİKA SERVİSİ)