Geri gönderme merkezlerindeki hak ihlalleri raporlaştırıldı
İzmir Barosu geri gönderme merkezlerinde avukat ve adli yardıma erişim hakkının kullanılamadığı tespit etti
İzmir Barosu Göç ve İltica Komisyonu'nun, geri gönderme merkezlerinde yaşanan hak ihlallerine ilişkin paylaştığı raporda, avukat ve adli yardıma erişim hakkı engellenen mültecilerin durumdan tesadüfen bilgi sahibi olunduğu belirtilerek, mültecilerle görüşmek isteyen avukatların ise daha kapıda yıldırma politikası ile karşı karşıya kaldığına yer verildi.
İzmir Barosu Göç ve İltica Komisyonu, “İzmir’deki Geri Gönderme Merkezleri’nde Adalete Erişim Hakkı Çerçevesinde Yaşanan Sorunlar” başlıklı raporunu kamuoyu ile paylaştı. İzmir’de bulunan Harmandalı ve Işıkkent Geri Gönderme merkezlerinde yaşanan sorunlara dair hazırlanan raporda, çarpıcı detaylara yer verildi.
Avukat ve adli yardıma erişim hakkının kullanılamadığı tespit edilen raporda, “Haklarında sınır dışı ve idari gözetim altında tutulma gibi özgürlüğünden ve bazen yaşam hakkından mahrum kalma sonuçları doğurabilecek kararlar verilen yabancıların adli yardım talebinin azlığı hayatın olağan akışına uymamaktadır. Kaldı ki, gelen az sayıda ihbarların sadece kişilerin yakınlarından veya GGM’de (Geri Gönderme Merkezi) yabancının talebinden tesadüfen haberi olan avukatlardan gelmesi de özellikle yabancıların adli yardım birimlerine başvuru yapabilmelerinde sorun olduğunu göstermektedir” denildi.
KAĞIT KALEM VERİLMİYOR
Raporda, mültecilerin dilekçe yazma hakkından da yararlanamadıklarına yer verilirken, mültecilere GGM’lerde kağıt kalem verilmediği, dilekçe yazsalar da kayda alınmadığı ve uluslar arası koruma başvurusu yaptıkları dilekçelerinin görevlilerce alınmadığı belirtildi.
Avukatların idari gözetim altında tutulan yabancıya ulaşmakta zorluklar çektiği kaydedilen raporda, avukatlık hizmetinin sağlanmasında sorunlar yaşandığı, engellerin fiziki ve uygulamada olduğu ifade edildi.
'AVUKATLAR YILDIRMA POLİTİKASI İLE KARŞI KARŞIYA'
Özellikle Harmandalı Geri Gönderme Merkezi’nin Avrupa Birliği (AB) bütçesi ile inşa edilen 750 kapasiteli bir konaklama merkezi olduğu anımsatılan raporda, avukatların GGM’ye girişte zorluklar çektiği aktarıldı. Avukatların görüşmek istediği her kişi için "Kurumda bulunmamaktadır" yanıtı verildiği belirtilen raporda, zor uğraşlar sonucu kişiye ulaşılması durumunda da avukat ve kişi görüşmesinin yarım saatle sınırlandırıldığına yer verildi. Kişinin hikayesinin bile belirlenen sürede alınamadığı kaydedilen raporda, mevzuatta olmamasına rağmen yabancı kişinin avukatla görüşmek istediğinde dilekçe yazmaya zorlandığı belirtildi.
Raporda, avukatların GGM kapısında yıldırma politikası ile karşı karşıya kaldığı ifade edilerek, görüşme odalarında kameralı kayıt yapıldığı yine tercümana ulaşmakta zorluklar çıkarıldığına işaret edildi.
Mültecilerin sınır dışı edilmesini içeren yönetmeliğin 676 Sayılı OHAL KHK’si ile değiştirildiği kaydedilen raporda, yapılan değişikliklerin insan haklarına aykırı olduğu ve bir an önce uygulamadan kaldırılması gerektiği vurgulandı. Sınır dışı edilemeyecek kişilerin “Sınır dışı edileceği ülkede ölüm cezasına, işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya muameleye maruz kalacağı konusunda ciddi emare bulunanlar” olarak tanımlandığı aktarılan raporda, “Yerel mahkemeler tarafından çoğu zaman menşe ülke araştırması yapılamamakta ve salt idarenin savunma dilekçesinde yer alan ifadeler hükme gerekçe gösterilerek sınır dışı kararları iptal edilmemektedir” denildi. Yerel mahkemelerin ilgili kararları ile başvuru sahibinin ülkesine gönderilerek işkence, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya muamele ile karşı karşıya kaldığı vurgulandı. (DİHABER)