Kani Beko: Grev yasaklama bahanesi OHAL kaldırılmalıdır!
DİSK Genel Başkanı Kani Beko, Erdoğan'ın 'Grev tehdidi olan yere OHAL’den istifade ile anında müdahale ediyoruz' söylemine tepki gösterdi.
DİSK Genel Başkanı Kani Beko, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Grev tehdidi olan yere OHAL’den istifade ile anında müdahale ediyoruz” sözlerine tepki gösterdi. Bunun yasak gerekçelerinin uydurma olduğunu ve OHAL’in emekçilere karşı kullanıldığının itirafı olduğunu dile getiren Beko, “Grev tehdit değil haktır! OHAL grev yasaklama bahanesi haline gelmiştir, kaldırılmalıdır” dedi.
DİSK Genel Yönetim Kurulu adına yazılı açıklama yapan Genel Başkan Kani Beko, AKP iktidarı döneminde 13, OHAL döneminde ise 5 grevin “milli güvenliği”, “genel sağlığı” veya “finansal istikrarı” bozucu olduğu gibi gerekçelerle yasaklandığını hatırlattı. Beko, “Erdoğan’ın son açıklamalarıyla, grev yasaklamalarının gerekçelerinin uydurma olduğu itiraf edilmiştir. DİSK’in ‘Grev yasaklarındaki amaç, işçinin evine götüreceği ekmeği işverenin insafına bırakmaktır tespitinin haklılığı, Cumhurbaşkanı tarafından kabul edilmiştir” diye konuştu.
‘ANAYASA AÇIKÇA YOK SAYILMIŞTIR’
Grevin 1961’den bu yana bir hak olarak Anayasa’da yerini aldığına dikkat çeken Beko, “Cumhurbaşkanı tarafından grevin bir hak değil tehdit olarak görüldüğü itiraf edilmiştir” dedi.
Anayasanın 104. maddesine göre Cumhurbaşkanının sorumluluklarından birinin de Anayasanın uygulanmasını gözetmesi olduğunu ifade eden Beko, “Bir partinin genel başkanı kimliğiyle yabancı sermaye temsilcilerinin desteğini alma arzusu, Cumhurbaşkanı kimliğinin yüklediği anayasal görev ve yetkilerin yok sayılması hakkını vermez” diye konuştu.
‘OHAL KANUNUNA DA AYKIRI’
Anayasanın 120. maddesine göre OHAL’in “Şiddet olaylarının yaygınlaşması ve kamu düzeninin ciddi şekilde bozulması sebepleriyle” ilan edilebileceğini dile getiren Beko şöyle devam etti: “Olağanüstü Hal Kanunu hükümete grev erteleme/yasaklama yetkisi vermemektedir. 667 sayılı KHK’de açıkça belirtildiği gibi OHAL’in amacı ‘darbe teşebbüsü ve terörle mücadele çerçevesinde alınması zaruri olan tedbirler ile bunlara ilişkin usul ve esasları belirlemektir.’ Grev hakkının bu kapsamda değerlendirilmesi hukuka ve Anayasaya açıkça aykırıdır.”
‘MİLLET SERMAYE TEMSİLCİLERİ Mİ?’
Hükümet yetkililerinin defalarca OHAL’in millete karşı ilan edilmediğini iddia ettiğini vurgulayan DİSK Genel Başkanı Kani Beko, “Bugün ülke yurttaşlarının en az üçte ikisi ücret gelirleriyle yaşarken, ücretlilerin en önemli ve anayasal hak arama aracı olan grev hakkı yok sayılmakta ve ‘tehdit’ olarak tanımlanmaktadır. Eğer nüfusumuzun üçte ikisi ‘millet’ olarak görülmüyorsa ‘millet’ kimdir? ‘Grev tehdidine izin vermedik’ sözlerini coşkuyla alkışlayan yabancı sermaye temsilcileri mi?” Grev hakkına ilişkin bu son değerlendirmeler de bir kez daha OHAL’in devlete değil emekçilere karşı kullanıldığını ortaya koymaktadır” dedi.
‘ADALET TALEBİNİN HAKLILIĞI ORTAYA ÇIKMIŞTIR’
“Adalet halkın ekmeği, işçilerin geleceğidir” sloganıyla adalet mücadelesine destek veren DİSK’in haklılığının kanıtlandığını dile getiren DİSK Başkanı Beko şunları söyledi: “Adaletin olmadığı yerde işçinin anayasal bir hakkının, işverenlerin alkışları arasında hukuk dışı biçimde yok edildiği itiraf edilmekte, bu adaletsizliği önleyecek hiçbir kurum ortada kalmamaktadır. Yaşananlar bir kez daha göstermiştir ki bu ülkede adaleti ve cumhuriyeti yeniden inşa etmek, işçi sınıfının ekmeği ve geleceği için bir zorunluluktur. Grev tehdit değil haktır! OHAL grev yasaklama bahanesi haline gelmiştir, kaldırılmalıdır.”
TÜRK-İŞ VE HAK-İŞ SESSİZ!
Türk-İş ve Hak-İş ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın işçilerin grev hakkını hedef alan açıklamalarına sessiz kaldı. Konuyla ilgili ulaşmaya çalıştığımız Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay ve Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, telefonlarımıza çıkmadı. Türk-İş Genel Başkanı Atalay’ın makam dışı toplantıda olduğu, görüşme talebimiz kendisine iletileceği söylense de gazetemize geri dönüş yapılmadı. Benzer şekilde Hak-İş Basın Bürosu, Genel Başkan Mahmut Arslan’ın dün (önceki gün) yurtdışından geldiği, görüşme talebimizin kendisine iletileceği söylendi. Arslan da gazetemize dönüş yapmadı. Her iki konfederasyonun internet sitesinden de konuyla ilgili açıklama yapılmadı. (İŞÇİ-SENDİKA SERVİSİ)