İsveç Hükümeti’nden Ali Gharavi’nin tutuklanmasına tepki
İsveç Dışişleri Bakanlığı, insan hakları savunucusu Ali Gharavi’nin tutuklanmasına tepki göstererek hak savunucularının serbest bırakılmasını istedi.
Murat KUSEYRİ
Stockholm
İsveç Dışişleri Bakanlığı, İsveçli bir insan hakları savunucusunun tutuklanmasını çok ciddi gördüklerini söylerken tutuklanan Ali Gharavi’nin eşi, arkadaşlarıyla birlikte Türk Hükümeti'ne yazdığı açık mektupta insan hakları savunucularının tutuklanmalarını kınadı ve serbest bırakılmalarını istedi.
Aralarında Uluslararası Af Örgütü Türkiye Direktörü İdil Eser ve İsveçli insan hakları savunucusu Ali Gharavi’nin de bulunduğu 12 insan hakları savunucusu İstanbul Büyükada’da 'Dijital güvenlik ve bilgi yönetimi eğitimi' kapsamında düzenledikleri bir toplantı sırasında gözaltına alınmış aralarında Gahravi'nin de bulunduğu 6 kişi örgüte yardım ve yataklık yapma suçlamasıyla tutuklanmıştı.
İsveç Devlet Radyosu'na açıklamalarda bulunan Dışişleri Bakanlığı Basın Şefi Sofia Karlberg, Dışişleri Bakanlığı'nın İsveçli bir insan hakları savunucusunun 'terörle ilişkilendirmiş çalışmalar' yaptığı suçlamasıyla tutuklanmasını çok ciddi olarak değerlendirdiğini söyledi.
Gharavi’ye yönelik suçlamalar hakkında henüz Türk Hükümeti'nden resmi bir bilgi gelmediğini ve konuyu açılığa kavuşturmak için girişimlerde bulunduklarını söyleyen Karlberg, “Türkiye'de demokrasi, insan haklarına saygı ve hukuk devletinin prensipleri ile ilgili gelişmeleri derin kaygıyla izliyoruz” dedi.
TUTUKLANMASI BENİ ŞOKE ETTİ
İsveç medyasına açıklamalarda bulunan Ghavari'nin eşi Laressa Dickey, Gharavi'nin barışcıl insan hakları çalışmaları yürüttüğünü ve tutuklanmasının kendisini şoke ettirdiğini söyledi.
Türk yetkililerinin eşi ile ilgili kendisine her hangi bir bilgi vermediğini, durumu hakkında avukatı aracılığı ile haber aldığını söyleyen Dickey, bir grup arkadaşıyla birlikte açık bir mektup yazarak eşi ve diğer insan hakları savunucularının serbest bırakılmasını istedi.
Ghavari’nin 20 yıldır dünyanın değişik ülkelerindeki insan hakları örgütlerinde bilgi güvenliği danışmanı olarak çalıştığı ve mesleği gereği insan hakları örgütlerine toplantı, ifade özgürlüğü, hukuk güvenliği ve insan haklarının güçlendirilmesi için yardım ettiği belirtilen mektupta şu görüşlere yer veriliyor.
‘KABUL EDİLEMEZ, HUKUK DIŞI VE YANLIŞ’
“Ali’nin barışçıl insan hakları savunucularına verdiği destek nedeniyle terör örgütleriyle işbirliği yaptığı suçlaması şok edicidir. Suçlamalar temelsizdir. Çalışması ve kişiliğinin bir terör örgütüyle ilişkilendirilmesi ya da başka kişilere yönelik tehdit olarak gösterilmesi sağduyudan yoksundur.
Mektupta Türkiye'nin insan hakları savunucularının tutuklanması ”kabul edilemez, hukuk dışı ve yanlış” olarak nitelendiriliyor ve serbest bırakılmaları talep ediliyor.