DİSK'in OHAL Raporu: OHAL emeğe zararlıdır kaldırılsın!
DİSK, birinci yılında OHAL’in çalışma yaşamına etkilerini değerlendiren raporunu açıkladı.
Uğur ZENGİN
Fırat TURGUT
İstanbul
DİSK, birinci yılında OHAL’in çalışma yaşamına etkilerini değerlendiren raporunu açıkladı. OHAL’in vatandaşa değil devlete karşı ilan edildiği iddia edilmesine rağmen, OHAL döneminde işçiler ve emekçilerin ciddi zarar gördüğünü ortaya koyan raporda, “OHAL sermaye için adeta bir güvence olmuş ve çalışan hakları ihlal edilmiştir” denildi.
“OHAL ve Çalışma Yaşamı: OHAL Emeğe Zararlıdır” başlıklı DİSK raporu, DİSK Genel Merkezinde yapılan basın toplantısıyla kamuoyuyla paylaşıldı. DİSK’in 12 Eylül 1980 darbesinin en büyük mağdurlarından olduğunu söyleyen DİSK Genel Başkanı Kani Beko, “Anayasaya ve hukuk devletine karşı işlenmiş en ağır suçlardan biri olan 15 Temmuz darbe girişimini lanetledik ve darbecilerin yargılanmasını istedik. Siyasi ayağın ortaya çıkarılması ve devlet içindeki paralel yapının dağıtılması demokrasi ve hukuk devleti açısından yaşamsal öneme sahiptir” dedi. “OHAL işçilerin haklarının hukuk dışı biçimde gasbedilmesinin bahanesi olmuştur” diyen Beko, DİSK olarak OHAL’in kaldırılmasını talep ettiklerini ifade etti.
OHAL KÖTÜYE KULLANILDI
DİSK raporunda çeşitli kaynaklardan derlenen “Asgari OHAL bilançosu”na yer verildi. Buna göre, OHAL döneminde, 26 KHK çıkarıldı, 107 kanun KHK ile değiştirildi. 169 bin 13 kişi hakkında adli işlem yapıldı, 50 bin 510’u tutuklandı, 43 bin 404’ü serbest bırakıldı, 48 bin 439 kişi adli kontrol uygulamasıyla serbest bırakıldı. Tutuklananlar arasında 157 gazeteci, 12 milletvekili bulunuyor. 82 belediyeye kayyım atanırken, 85 belediye başkanı tutuklandı.
Raporda OHAL sırasında uyulması zorunlu anayasal ve uluslararası kurallar söz konusu olduğu vurgulanırken, bir yıllık OHAL uygulamasının hiçbir anayasal sınıra uymayan, hiçbir yargısal denetime tabi olmayan bir rejim olduğu ifade edildi. “Hükümet OHAL’in anayasal sınırlarına riayet etmemekte ve ülkeyi her biri birer anayasa hükmünde kararnameye dönüşen KHK’ler ile yönetmektedir. OHAL adı üzerinde olağanüstü ve geçici bir rejimdir ve anayasal ve yasal kısıtlamalara tabidir. OHAL rejiminin sınırları siyasal iktidar tarafından keyfi olarak belirlenemez” denildi.
Bir yıllık OHAL döneminde yayımlanan 26 KHK’nin sadece dördünün TBMM’de görüşülerek yasalaştığı hatırlatılan raporda, yapılan düzenlemelerin önemli bir bölümünün OHAL’in ilan edilme gerekçesiyle ilgisi olmadığı ifade edildi. KHK’ler ile kış lastiği zorunluluğu düzenlemesinden, üniversitelerde rektörlük seçimlerinin kaldırılmasına kadar çeşitli OHAL’le ilgisi olmayan düzenlemeler hatırlatıldı.
İHRAÇ EDİLENLER İŞ BULAMAZ HALE GETİRİLDİ
OHAL’le birlikte 5 bin 602’si akademisyen olmak üzere 112 bin 863 kamu emekçisi görevinden ihraç edildi. Çalışma izni iptal edilen özel öğretim kurumları çalışan 22 bin 474 kişi eklendiğinde bu 135 bin 337’ye yükseldi. TMSF’ye devredilen şirket ve kuruluşlarda çalışan işçi sayısı 44 bin 888 oldu. İşsiz kalan tahmini gazeteci sayısı ise 2 bin 308. OHAL ve KHK’lere bağlı olarak intihar eden kişi sayısı 36.
İhraç edilen akademisyenlerin bir bölümünü ise barış bildirisi imzacıları oluşturdu. İmzacı 400’e yakın akademisyen görevinden ihraç edildi, işten çıkarıldı, istifa veya emekliliğe zorlanarak üniversitelerden uzaklaştırıldı. Kamu görevinden ihraç edilen akademisyenlerin büyük bölümü KESK’e bağlı Eğitim Sen ve SES’e bağlı sendikaların üyeleri oldu.
Kamuda yaşanan ihraç ve tasfiyeler 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül gibi darbe dönemlerini aştı. Raporda, “12 Eylül döneminde kamu kuruluşlarından 1402 sayılı Sıkıyönetim Kanunu kapsamında yaklaşık 5 bin kişinin çıkarıldığı düşünülecek olursa 15 Temmuz darbe girişimi sonrası yaşanan tasfiyenin boyutları daha iyi anlaşılabilir” denildi. KHK’lerde yer alan hükme göre kamu görevinden çıkarılanlar bir daha kamu hizmetinde istihdam edilemeyecek, doğrudan veya dolaylı olarak görevlendirilemeyecekler. Bu hüküm sadece kamu görevlilerini değil kamu işçilerini de kapsıyor.
{{322597}}
GASBEDİLEN DİĞER HAKLAR
Kamudan ihraç edilenlerin mağduriyeti yalnızca ihraçla sınırlı kalmadı, başka hakları da ellerinden alındı:
* Mahkumiyet kararı aranmaksızın, askeri rütbe ve memuriyetlerinin alınması.
* Yeniden TSK’ye ve jandarma, sahil güvenlik ve emniyet genel müdürlüğü teşkilatlarına kabul edilmeme.
* Bir daha kamu hizmetinde istihdam edilememe (Doğrudan veya dolaylı olarak görevlendirilememe).
* Bu kişilerin uhdelerinde bulunan her türlü mütevelli heyet, kurul, komisyon, yönetim kurulu, denetim kurulu, tasfiye kurulu üyeliği ve sair görevlerinin sona ermesi.
* Silah ruhsatları ve pilot lisanslarının iptal edilmesi.
* Bu kişilerin oturdukları kamu konutlarından veya vakıf lojmanlarından on beş gün içinde tahliye edilmesi.
* Bu kişilerin özel güvenlik şirketlerinin kurucusu, ortağı ve çalışanı olamamaları.
* Pasaportların iptali (hususi damgalı ve diğer).
* 15/7/2016 tarihinden sonra milli güvenlik gerekçesiyle görevden uzaklaştırılan kamu görevlileri hakkında ilgili mevzuatında öngörülen soruşturma açma sürelerinin olağanüstü hal süresince uygulanmaması (KHK 669).
* 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 3.üncü ve 4.üncü maddeleri kapsamında kamu görevinden çıkarılanlar, uhdelerinde taşımış oldukları büyükelçi, vali gibi unvanları ve yüksek mahkeme başkan ve üyeliği, müsteşar, hakim, savcı, kaymakam ve benzeri meslek adlarını ve sıfatlarını kullanamazlar ve bu unvan, sıfat ve meslek adlarına bağlı olarak sağlanan haklardan yararlanamamaları (KHK 670).
{{322601}}
ERDOĞAN: DEVLET Mİ BESLEYECEK?
Raporda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Diyorlar ki bu kadar kişi işinden oldu, ne olacak onlara? Gitsin özel sektörde çalışsınlar bize ne, devlet mi besleyecek bunları?”(14 Temmuz 2017) sözleri de hatırlatıldı. KHK ile ihraç edilenlerin özel sektörde çalışmasının fiilen imkansız hale getirildiği belirtilen raporda, “İhraç edilenlerin isimlerinin Resmi Gazete’de yayımlanması, kurumlar tarafından OHAL gerekçesiyle yapılan işten çıkarmalarda SGK tarafından OHAL döneminde işten çıkarma kodu olarak KHK kodunu kullanmaları nedeniyle pek çok kişi özel sektörde de iş bulamamaktadır. Öte yandan OHAL koşullarında keyfi işten çıkarmaların arttığı ve işverenlerin OHAL’i bir bahane olarak kullandığı gözlenmektedir” denildi. Dönemin Adalet Bakanı Bekir Bozdağ da 22 Şubat 2017’de şöyle konuşmuştu: “Kamudan uzaklaştırılan herkes suçludur diye bir anlam yok. Kamudan uzaklaştırılan irtibat ve iltisak nedeniyle uzaklaştırılıyor. Ve bir KHK’nin ortaya koyduğu prensip çerçevesinde uzaklaştırılıyor. Bu bir idari tasarruf. Adli tasarruf değil.”
KAPATILAN VE DEVREDİLEN KURUM VE KURULUŞLAR
OHAL döneminde çok sayıda kurum, kuruluş, TV, radyo, gazete kapatıldı. 2 bin 433 kurum ve kuruluş, 147 TV, radyo ve gazete, 1129 dernek-vakıf kapatıldı. TMSF’ye devredilen şirket ve ticari işletme sayısı ise 879.
İŞSİZ KALAN DİSK ÜYESİ İŞÇİ SAYISI
DİSK Genel-İş Sendikasının örgütlü olduğu pek çok belediyeye kayyım atandı. Belediyelerden KHK ile ihraç edilen Genel İş Sendikası üyesi işçilerin sayısı 506 iken, Kayyım tarafından iş sözleşmeleri feshedilen Genel-İş üyesi işçilerin sayısı ise 1456 oldu. Böylece toplam 1959 Genel-İş üyesi KHK ve kayyım tarafından işten çıkarıldı. İşlerine iade edilen Genel-İş üyesi işçi sayısı ise 50 ile sınırlı kaldı.
{{326364}}
OHAL KOMİSYONU KURULDU AMA...
Bir dosyaya 65 saniye ayrılsa tamamlanması 1 yıl sürecek
“OHAL döneminde çalışma hakları KHK ile ellerinden alınan yüz bini aşkın çalışanın adil yargılanma hakları ve hak arama imkanları da yok edilmiştir” denilen raporda şu ifadelere yer verildi: “Anayasa Mahkemesi OHAL KHK’lerini incelemekten kaçınmış, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ise iç hukuk yolları tüketilmediği için başvuruları kabul etmemiştir. Böylece KHK mağdurlarının hak arama yolları tıkanmıştır.”
685 sayılı KHK ile “Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu” kuruldu ancak 23 Ocak 2016’da kurulması kararlaştırılan Komisyonun başvuruları kabul etmesi ancak temmuz 2017’de altı ay gecikmeyle mümkün oldu. Komisyona 100 binden fazla başvuru yapılması beklenirken, raporda ihraç dosyalarının ne kadar sürede incelenebileceğine de yer verildi. Her dosya için 65 saniye ayrılsa bile bütün dosyaların incelenmesi 1 yılı bulacak. Bir dosyaya 54 dakika süre ayrıldığı taktirde ise bu süre 50 yıla kadar çıkacak.
OHAL’de GREV VE SENDİKAL ETKİNLİK YASAK
OHAL’in bir yıllık uygulamasında işçiler ve sendikalar çeşitli baskı, engelleme ve tehditlerle yüz yüze kaldı. OHAL bahane edilerek birçok sendikal faaliyet ve işçi eylemi yasaklandı veya engellendi. DİSK üyesi Birleşik Metal-İş Sendikasının toplu iş sözleşme sürecinde Gebze’de yapmak istediği istenen toplantıdan, DİSK üyesi Gıda-İş Sendikasının Rize’de “ÇAYKUR’da Mevsimlik İşçiye Kadro” talebiyle başlatılan imza kampanyasına kadar çok sayıda eylem ve etkinlik OHAL gerekçesiyle engellendi.
5 GREV YASAKLANDI
OHAL döneminde en yaygın ihlal edilen işçi haklarından biri ise grev hakkı oldu. AKP’nin OHAL öncesi yıllarında toplam 8 grevi yasaklanmışken, sadece bir yıllık OHAL uygulaması boyunca 5 büyük grev milli güvenlik, genel sağlık ve finansal istikrarı bozucu olduğu gerekçesiyle yasaklandı. Asil Çelik (18 Ocak 2017), EMİS Grup TİS (20 Ocak 2017), Akbank (20 Mart 2017), Şişecam (22 Mayıs 2017), Mefar İlaç (5 Haziran 2017) OHAL döneminde yasaklanan grevler oldu. Yasaklar Birleşik Metal-İş, Banksis, Petrol-İş ve Kristal-İş sendikalarının üyesi 23 bin 874 işçiyi etkiledi.
GREVE İLİŞKİN OHAL MEVZUATI
OHAL Kanunu 11. madde çerçevesinde de grev uygulamasının önünde bir engel olmadığı vurgulanan raporda şu ifadelere yer verildi: “Ancak OHAL Kanunu 11 (m) maddesi özellikle grev ve işçi direnişlerini etkiliyor. Valiler bu hükme dayanarak grev ve direniş yerlerinde toplu halde bulunmayı yasaklıyor. Ancak valilerin OHAL ilanının amacına ve ölçülülük ilkesine uygun davranılması gerekirken buna uyulmadığı gözleniyor. Greve çıkan, hak aramak için işyeri önünde toplanan işçileri dağıtmak ve engellemek OHAL’in amacına ve ölçülülük ilkesine aykırıdır.”
ERDOĞAN, GREV VE OHAL
Raporda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın OHAL’le grevleri engellediklerine dair sözleri de hatırlatıldı:
* Olağanüstü hali biz iş dünyamız daha iyi çalışsın diye yapıyoruz. Şimdi grev tehdidi olan yere OHAL’den istifade ile anında müdahale ediyoruz. Diyoruz ki hayır, burada greve müsaade etmiyoruz, çünkü iş dünyamızı sarsamazsınız. Bunun için kullanıyoruz biz OHAL’i. (12 Temmuz 2017)
* Öyle ikide bir kalkacak hemen grev, bilmem ne... Kusura bakma arkadaş. (7 Haziran 2017)
DİSK'in OHAL ve çalışma hayatı başlıklı raporunu indirmek için tıklayın.