Kadro sözü ile kandırılan taşeron işçiler, hükümete tepkili
Taşeron işçiler, iktidara geldiği günden beri sürekli tekrarladığı 'taşeron işçilere kadro' vaadini yerine getirmeyen AKP hükümetine tepkili.
Vedat YALVAÇ
İstanbul
İktidara geldiği günden beri taşeron işçilere kadro sözü veren AKP hükümetine tepkili olan taşeron işçiler, taşeron çalışmanın kaldırılmasını istiyor. İstanbul Üniversitesi Avcılar Kampüsü'nde 10 yıldan fazladır çalışan taşeron kadın işçiler, yıllardır kuralsız ve güvencesiz çalıştırılıyor. Son bir yıldır sendikalaşma mücadelesi verdiklerini ve yaklaşık 4 aydır sendikalı olarak çalıştıklarını ifade eden işçiler, “Birlik olursan bir şeylerin sahibi olabilirsin. Birlik olamazsan hiçbir şeyin sahibi olamıyorsun” diyerek tüm işçileri birlikte ve örgütlü hareket etmeye çağırıyor.
İKİ İHALE ARASI ÜCRETLER KESİLİYOR
Kadın işçilerden biri 10 diğeri ise 12 yıldır Avcılar Belediyesi bünyesinde taşeron olarak çalışıyor. Bugüne kadar pek çok farklı taşeron firmada çalışan kadın işçiler, “Normalde ihale dönemlerinde çalışmamamız gerekiyor ancak biz çalışıyoruz. Üstelik iki ihale arasındaki 3-4 gün ücret verilmiyor ve sigortamız kesiliyor. Yıllardır buradayız. Yol ve yemek paraları hep aynı, her şeye zam geliyor ama bize verilen yol ücretleri artmıyor. 150 lira yemek, 180 lira da yol parası veriyorlar. Yıllık izne ayrıldığımızda yol ve yemek paralarımızı kesiyorlar. Ben yemek yemeye gittiğim zaman 7 lira ücret alıyorlar, ancak bana yemek ücreti olarak 5 lira veriliyor” dedi.
6 ayda bir ihalenin yenilendiğini aktaran işçiler, kampüste yaklaşık 120 işçinin çalıştığını ve 120 işçinin yıllardır aynı koşullarda çalıştığını aktarıyor. Taşeron çalışmanın zorlukları bununla da sınırlı kalmıyor onlar için. İşe girerken temizlik işçisi olarak giren işçilere temizlik dışında da pek çok iş yaptırılıyor.
DİRENEREK ÇOK ŞEY YAPILIYOR ASLINDA
Yıllardır verilen mücadele sonunda örgütlenen işçiler, yaklaşık 4 aydır sendikalı. Genel-İş’te örgütlü olan işçiler örgütlü olmayı “Birlik olursan bir şeylerin sahibi olabiliyorsun. Birlik olamazsan hiçbir şeyin sahibi olamıyorsun” sözleriyle tarif ediyor. “Mesela bize bir ara bir sözleşme imzalatmak istediler. Direnerek imzalamadık. Eğer imzalasaydık taşeron bizi istediği yerde istediği saatte çalıştıracaktı” diyen kadın işçiler şöyle devam etti: “Sendikaya daha önce üye olmayanlar geriye dönük hakları alamadılar. Hiçbir şey netleşmeden kimse kendini öne atmıyor. Ben sokağa çıksam ne olur? Bu düşünceden sıyrılmak lazım. Sen bir çık. Bir şey olmazsa o zaman konuş. Direnerek çok şey yapılıyor aslında, ancak direnilmiyor. İşten çıktıktan sonra kıdem tazminatı alamayan bir sürü arkadaşımız var. Haklarımızın ne olduğunu çok bilmiyoruz. Biraz mücadele verilse söke söke alınır. Herkes kendi kabuğuna çekilmiş durumda. Bizde de hata var. Senin işin değilse o işi yapmayacaksın. Hakkını arayacaksın.”
TÜRKİYE’NİN GİDİŞATI İYİ DEĞİL
Türkiye'de yaşama koşullarının her geçen gün daha da zorlaştığını dile getiren 10 yıllık kadın işçi, “AKP’nin ilk 8 yılında insanları avucunun içine almak için çalıştığını, istediğini yapacak duruma geldikten sonra ise batırdığını düşünüyorum. Şu anda istediğini yapabiliyor. Kendi ülkesinde çözmesi gereken onca iş varken dış sorunlara bulaştı. Kimsenin kimseye tahammülü kalmadı. Kışkırtılıyor. Kimseyle konuşulmuyor” diye konuştu. Geçtiğimiz günlerde sona eren Adalet Yürüyüşü’ne de değinen kadın işçi CHP’ye sitemini ise şu sözlerle dile getiriyor: “Kendi içinden biri alınınca mı adaletin olmadığını anladılar. Yalnızca kendi içinden biri alındığında harekete geçiyorsan yeterince adaletli değilsin demek ki. Onca işçi gitti. Onca gazeteci ve siyasetçi tutuklandı. Daha önce yapabilirlerdi. Adaletin gelmesi isteniyorsa öncelikle tabandan başlanması lazım. Bilinçsiz insanlarız biz. Öncelikle bizi bilinçlendirmeleri lazım. Cevap meydandan verilecekse tabandan verilmeli.”
12 yıldır çalışan kadın işçi ise geç de olsa Adalet Yürüyüşü’nün anlamlı olduğunu ifade ediyor: “CHP’li vekilin alınması insanlar için artık damlayı taşırdı. Tabii CHP milletvekili tutuklanmadan önce de çok haksızlık vardı o zaman da çıkılabilirdi ama yine de çok haksızlık var. Bütün haklarımızı elimizden aldılar. Tabii ki tek taraflı düşünmemek lazım. CHP’ye oy verdim ama onu bu konuda savunmam. Daha önce başlatabilirlerdi bu yürüyüşü.”
ÇOK ÇALIŞMAKTAN VEREM OLDU
10 yıldır çalışan kadın işçinin 3 çocuğu var. 16 yıl önce eşinden boşanmış. Yıllarca çocuklarını okutmak için mücadele etmiş. Aynı dönem 3 işte birden çalıştığını anlatıyor: “Boşandıktan sonra 3 işte çalıştım. 9.00-16.00 arası bir işte çalışıyordum. Haftanın 5 günü akşam 22.00 ila gece 03.00 arası spor salonu temizliyordum. Ayda bir iznim vardı. Onda da ev temizliğine gidiyordum. 7 yıl boyunca bu şekilde çalıştım. Daha sonra vereme yakalandım. Ayda bir, gittiğim temizlik işini bıraktım. Kızım üniversiteyi bitirip çalışmaya başlayınca da tek bir işte çalışmaya başladım. Daha sonra karaciğerimde kist çıktı. Ameliyat oldum. Evim kiraydı. Çocuklarım da çalışmaya başlayınca ev aldık. Şimdi onun borcunu ödemek için çalışıyorum.”
12 yıldır çalışan kadın işçinin ise 2 çocuğu var. Asgari ücret aldığını aktaran kadın işçi, “Oğlum üniversiteyi bitirdi. İş bulamadı. Şu an güvenlik işinde çalışıyor. Kızım üniversiteye hazırlanıyor. Kirada oturuyorum. 750 lira kira ödüyorum. Birikim yok. Çocukları hayata hazırlıyorsun. Günü geliyor ekmek parası bulamıyoruz. O günler birbirimizden ekmek parası istiyoruz. Kredi kartıyla geçiniyoruz. Ay başı geliyor maaş kalmıyor. Hocaların ev temizliğine gidiyoruz hafta sonları. Ancak öyle geçinebiliyorsun. Böbreğimden ameliyat oldum. Şimdi de kardeşimin çocuğuna bakmaya gidiyorum” diyor.
‘NE ZAMAN KADRO VERİLECEK?’
CHP Niğde Milletvekili ve Kamu İktisadi Teşebbüsü Kamu İktisadî Teşebbüsü (KİT) Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, TBMM Genel Kurulunda yaptığı konuşmada “Taşeron işçilere ne zaman kadro verilecek” diye sordu. Gürer, Maliye Bakanlığının taşeron işçilerin beklentileriyle ilgili acil bir açıklama yapmasını istedi.