Gazeteci Erdem Gül'le Cumhuriyet davasını konuştuk
Gazeteci Erdem Gül'le dün başlayan Cumhuriyet davasını ve basın özgürlüğünü konuştuk.
Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Erdem Gül, Fatih Polat'ın hazırlayıp sunduğu 5 Dakikada programına konuk oldu. Duruşmanının ilk gününde Erdem Gül ile 11'i tutuklu 17 Cumhuriyet gazetesi çalışanının yargılandığı davayı ve basın özgürlüğünü konuştuk konuştuk.
GAZETECİLİĞİN ÜZERİNDEKİ BASKILARI İKTİDAR KADAR İYİ KANITLAYAMAZDIK
Sansürün kaldırılışının yıl dönümüne denk gelen duruşmanın ilk bölümünü izleyen Erdem Gül, davanın Türkiye'de basına yönelik baskıların ahvalini göstermesi açısından önemine dikkat çekti. Erdem Gül, " Kendimiz Türkiye'de gazetecilerin hapiste olduğunu, tutuklu gazetecilik sorununu, sansür, otosansür sorununu kanıtlamaya çalışsak, iktidarın hazırladığı bugünkü fotoğraf kadar ortaya koyamazdık" dedi.
Cumhuriyet çalışanlarının 9 ay sonra mahkemeye çıkarıldıklarını hatırlatan Gül, davanın çok açık ve net şekilde hiç tartışma götürmeyen biçimde gazeteciliğin yargılanması, kriminalize edilmesi, suçlu gösterilmesi davası olduğunu belirtti.
İDDİANAME YANLIŞLARLA DOLU
İddianamenin çok sayıda yanlışı barındırdığını belirten Gül, şirketin yönetim kurulunda olmayan bir kişinin yönetim kurulunda olmakla suçlandığını, vakıf üyesi olmayanın vakıf üyesi olmakla suçlandığını hatırlattı. Savcıların kendi yaptıklarına kendilerinin de inanmadığını ifade eden Gül, "O yüzden yalan yanlış biçimde, belgeler sunmadan gazetecileri yargılıyorsun, insanları suçluyorsun, 9 aydır hapiste yatırıyorsun. Hukukla ilgisi olmayan bir iddianameyle gazetecilik katledilmeye çalışılıyor" dedi.
CUMHURİYET DAVASI ÜZERİNDEN TÜM MEDYA HİZAYA GETİRİLMEK İSTENİYOR
Cumhuriyet yazar ve yöneticilerinin bedel ödediğini belirten Gül, ancak bu dava üzerinden tüm medyanın hizaya getirilmek istendiğini, "Yazmayın" denildiğini belirtti. Kadri Gürsel gibi dünyaca tanınan bir gazetecinin yargılandığını yazılarının delil olarak sunulduğunu söyleyen Erdem Gül, "Davayla dünyaya gazeteciliği katleden böyle bir malzeme veriyoruz" dedi. Kadri Gürsel'in savunmasında son söz olarak "Beraatimi istiyorum" dediğini hatırlatan Gül, "Yani böyle yargılama olmaz diyor" diye konuştu.
OHAL sürecindeki tutukluların hapishanedede ayrıca cezalara mahrum kaldıklarını belirten Gül, tutuklu gazetecilere mektupların ulaşmasında, kitap okumalarında, avukatlarıyla görüşmelerinde abartılı sınırlamalar olduğunu ifade etti. Duruşma salonunun da yetersizliklerine değinen Gül, 'Hem gazetecileri bu koşullarda tutuklu tutacaksın, hem de dava hakkında kamuoyunun iyi bilgilenmesinin önüne geçmeye çalışacaksın" sözleriyle süreci eleştirdi.
BİZ GAZETECİLERİN TABİRİYLE ÜLKEYE BİR AN ÖNCE İYİ HABER LAZIM
Davanın ileri tarihlerde, Türkiye'nin yaşadığı ucubelerden biri olarak görüleceğini söyleyen Erdem Gül şöyle devam etti:
"Ama insanlar çile çekiyor, mesele bu, insanların hayatlarından çalınıyor bu davayla. Tahliye etmeyebilirler, yine tutukluluğu sürdürmek isteyebilirler ama nereye kadar. Karanlık iklimin bir an önce değişmesi gerekiyor. Bir an önce gazeteci gazeteci gibi davranmalı, avukat avukat gibi, hakim, yargıç, savcı mesleği neyse onu yapmalı. Yani siyaset, iktidar en üstten her şeyi belirlememeli. Gazetecilik yapılacak bu ülkede. Yapılmadığı zaman bu ülke başka bir noktaya doğru gidecektir. Bizim de kötüye gidişimizin sonu yok, biz gazetecilerin terimiyle bir an önce iyi haber lazım." (EVRENSEL WEB TV)