Diyanet Başkanı Görmez görevden ayrılacağını doğruladı
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, görevden ayrılacağını doğruladı ancak tarih belirtmedi.
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, görevden ayrılacağına dair Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın da dile getirdiği ifadeleri doğruladı.
Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan "Kendi Dilinde FETÖ-Örgütlü Bir Din İstismarı" raporunun kamuoyuna açıklandığı konuşmada "Son günlerim" ifadesini kullanan Görmez, bir gazetecinin buna dair sorusu üzerine "Bütün görevler, makamlar, vazifeler sadece birer emanettir. O emanet, vakti, yeri ve zamanı geldiğinde teslim edilir. Diyanet İşleri Başkanlığı gibi bir makamdan sonra talip olduğum bir görev vardır, o da ilimdir." dedi.
Görmez'in yerine Diyanet İşleri Başkanlığı için Karadeniz Teknik Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Emin Aşıkkutlu'nun ismi geçiyor.
DİYANETİN' FETÖ RAPORUNU AÇIKLADI
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, 'FETÖ' raporuna ilişkin, de "Gençlerimizin düşüncelerine, duygularına sızan örgütlü bir din istismarını tahlil etmekten dolayı huzurunuzda bulunmaktan büyük bir ızdırap duyuyorum. Bu çalışma çok önce başlayan bir çalışma. Sızıntı Dergisi sadece 70'li yıllardan itibaren başlayan bir derginin adı değil bir hareketin, metodun adıdır. Nasıl devletlere, kurumlara sızmışsa takiye ile. İnsanların dimağlarına, inançlarına, değerlerine de sızmıştır. Daha tehlikeli olan bütünde Allah inancını sistematik olarak bozmaya çalışması. Mensuplarına, Allah'a ulaşmanın mümkün olduğunu anlatma çabasında olmuştur. FETÖ elebaşının üslubu ve yönetim hakkında bilgi vermek gerekirse, yöntem o kadar karmaşık değil aslında bilinçli olmamız bilince varmamız gerekiyor. Yöntemin ana unsur, yanlış bilgileri doğru bilgiler ile harmanlayarak vermek. Her konuşmada saptırıcı bir ifade adeta söz arasına gizlenmiştir. Kelime kalabalığı oluşturarak muğlak anlamalar üretmek. Kibrini tevazu olarak pazarlamak. İnananların itibar ettiği zatları çıkarı için şahit göstermek" dedi.
'ÖRGÜTLÜ BİR DİN İSTİSMARINI TAHLİL ETMEKTEN DOLAYI HUZURUNUZDA BULUNMAKTAN BÜYÜK BİR IZDIRAP DUYUYORUM'
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez toplantıda yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı: "Gençlerimizin düşüncelerine, duygularına sızan örgütlü bir din istismarını tahlil etmekten dolayı huzurunuzda bulunmaktan büyük bir ızdırap duyuyorum. Bu çalışma çok önce başlayan bir çalışma. Diyanet İşleri Başkanlığındaki görev hayatımın son günü, günleri bile olsa tarihe not düşmek bakımından böyle önemli bir vazifeyi yerine getirmek çok önemli.
'DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞIMIZIN GECİKMİŞ SON VAZİFESİ OLDUĞUNU İFADE ETMEK İSTİYORUM'
Türkiye'de İslamiyet'in en masum çalışmasının irtica olarak değerlendirdiği günlerde istemeyerek halis niyetlerle çocuklarını bu örgütlü din istismarına kaptıran vatandaşlarımıza Diyanet İşleri Başkanlığımızın gecikmiş son vazifesi olduğunu ifade etmek istiyorum. Türkiye Cumhuriyeti'nin en zor zamanında bugün örgütlü bir din istismarı olarak FETÖ hareketinin Başkanlığımızca incelenerek bir rapora dönüştürülmesi topluma takdim edilmesi önemli.
'SIZINTI DERGİSİ SADECE 70'Lİ YILLARDAN İTİBAREN BAŞLAYAN BİR DERGİNİN ADI DEĞİL BİR HAREKETİN, METODUN ADIDIR'
Sızıntı Dergisi sadece 70'li yıllardan itibaren başlayan bir derginin adı değil bir hareketin, metodun adıdır. Sadece kurumlara, ülkelere, devletlere, müesseslere bir sızma hareketi değil inançlara, düşüncelere, kalplere, değerlere bir sızma hareketi olduğunun çok açık göstergesi olduğu takdimlerde anlaşılacaktır.
'KİBRİNİ TEVAZU OLARAK PAZARLAMAK. İNANANLARIN İTİBAR ETTİĞİ ZATLARI ÇIKARI İÇİN ŞAHİT GÖSTERMEK'
FETÖ elebaşının üslubu ve yönetim hakkında bilgi vermek gerekirse, yöntem o kadar karmaşık değil aslında bilinçli olmamız bilince varmamız gerekiyor. Yöntemin ana unsur, yanlış bilgileri doğru bilgiler ile harmanlayarak vermek. Her konuşmada saptırıcı bir ifade adeta söz arasına gizlenmiştir. Kelime kalabalığı oluşturarak muğlak anlamalar üretmek. Kibrini tevazu olarak pazarlamak. İnananların itibar ettiği zatları çıkarı için şahit göstermek.
'DEVLETLERE, KURUMLARA SIZMIŞSA TAKİYE İLE'
Bütün konuşmalarında tiyatral bir oyun sergilemek. Gösteriyi anlamın önüne geçirmek. Söylediklerine meşruiyet kazandırmak için önce zemin hazırlamak. Menfaati söz konusu olduğun yöntemleri ustaca kullanmıştır. Nasıl devletlere, kurumlara sızmışsa takiye ile. İnsanların dimağlarına, inançlarına, değerlerine de sızmıştır.
'ALLAH İNANCINI SİSTEMATİK OLARAK BOZMAYA ÇALIŞMASI'
İnsanların Allah tasavvurunu değiştirmeye kalkışması. Bunu o kadar ileriye götürmüştür ki fırsatını bulduğunda doğrudan doğruya onun adı ile konuştuğunu mensuplarının karşısında haşa kendi şahsında Allah'ın mütecelli olduğunu söylemekten kaçınmamıştır. Ne hazindir ki bu sözleri cami kürsüsünde söylemiştir. Bu sözler onun sapkınlık derecesini göstermesi bakımından önemli. Daha tehlikeli olan bütünde Allah inancını sistematik olarak bozmaya çalışması. Mensuplarına, Allah'a ulaşmanın mümkün olduğunu anlatma çabasında olmuştur." (HABER MERKEZİ)