28 Temmuz 2017 18:25

'Yardımcı doçentlik tartışması yeni bir kadrolaşma planı'

Yardımcı doçentlik tartışmasını değerlendiren Prof. Dr. Nilgün Toker, amacın üniversitelerde yeni bir yapılanma ve kadrolaşma olduğunu söyledi.

Paylaş

Yardımcı doçentlik statüsünün tartışmaya açılmasının manipülasyondan ibaret olduğunu belirten Prof. Dr. Nilgün Toker, “Üniversitelerde yeni bir yapılanma ve kadrolaşma ya da düzenleme işareti. Çok ciddi bir akademik personel açığı var. Üniversitelerde yeniden yapılanma planlandığı kanaatindeyim. Ve çok hızla birilerine doktora yaptırıp birilerine o kadrolara, öğretim elemanı kadroları ile ders verme izni çıkaracaklar” dedi. 

OHAL kapsamında çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) akademisyenlerin toplu olarak ihraç edilmesinin devam ettiği süreçte, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan akademi dünyasını ilgilendiren yeni bir açıklama yaptı. Erdoğan, “Ülkemdeki rektörlerimizden de ricam var. YÖK Başkanımız ile de bunu konuşuyorum. Allah aşkına şu yardımcı doçentlik olayı nedir? Şunu bir gözden geçirin. Yardımcı doçentlikle ön kesiyoruz” dedi. Erdoğan’ın “Yardımcı doçentlik” çıkışını Ege Üniversitesi’nden öğretim görevlisiyken KHK ile ihraç edilen Prof. Dr. Nilgün Toker değerlendirdi.

‘YARDIMCI DOÇENTLİK TARTIŞMASI MANİPÜLASYON’

Yardımcı doçentlik statüsünün tartışmaya açılmasının tamamen bir manipülasyondan ibaret olduğunu belirten Toker, akademi camiasında kendisinin de dahil olduğu geniş bir kesim tarafından Yardımcı Doçentlik statüsünün, ‘saçma’ bulunduğunu kaydetti. Yrd. Doç.’luğun, doktorasını tamamlamış olanlara ek bir uygulama olduğunu belirten Toker, “Eskiden yoktu zaten. 12 Eylül’den sonra YÖK’ün kuruluşu ile beraber gelen bir statüydü. Yani yardımcı doçentlik aslında idari bir kadrodur. Sadece doktorasını tamamlamış olanların ders verebilmesini sağlamak için yapılmış bir idari kadrodur. Bence akademik bir kadro değildi zaten. ‘Yardımcı doçentlik saçma’ lafına katılırım; ama bence esas olarak burada şu mesele var. Saçma bir kadro olduğunu yeni fark ediyor olamazlar. Herkes bunu 30 yıldır biliyordu” diye konuştu.

‘KİMLER ÖĞRETİM ELEMANI YAPILACAK?​’

Tartışmanın yardımcı doçentlik kadrosu üzerinden yapılmaması gerektiğinin altını çizen Toker, “Burada bypass edilen bir durum var. Burada her zaman yapıldığı gibi, söylemler üzerinden yapılan bir manipülasyon var. Doğru bir şeyi bir büyük planın uygulanması için yapıyor ve yanlış tartışma yaptırıyor anlayacağınız. Üniversitelerde bir kadrolaşma harekatı başlatıldı. Tartışılması gereken bu olayla beraber üniversitelerde nasıl bir kadrolaşma harekatı yapılıyor? Kimler öğretim elemanı yapılacak? Her şeyin çivisinin çıktığı bir zamandayız. Bu çiviyi tamamen yerinden sökmeye benziyor. Bu bir sistem kurmaksızın bir iradenin emirleri ile iş yapmak. Üniversitelerde, herhangi bir sistem kurmaksızın sürekli bir iradenin keyfiyetine bağlı kontrol edilmiş alanlar yaratılmak isteniyor” dedi.

‘12 EYLÜL BENZERİ BİR KADROLAŞMA HAREKATI’

OHAL sonrası ağır ihraçlar olduğunu ve en az 4 bin kişinin ihraç edildiğini hatırlatan Toker, şöyle devam etti: “Çok ciddi bir akademik personel açığı var. Üniversitelerde yeniden yapılanma planlandığı kanaatindeyim. Ve çok hızla birilerine doktora yaptırıp birilerine o kadrolara, öğretim elemanı kadroları ile ders verme izni çıkaracaklar. 12 Eylül’den önceki dönemlerde de öğretmenler, eğitim fakültelerinde hızla öğretim görevlisi yapılmıştı. Ondan sonra, bu öğretmenler akademik kadro yapılmıştı. Özellikle, MHP’nin üniversitelerde kadrolaşması öyle sağlanmıştı. Şimdi de buna benzer hızlı master doktora yaptırılacaklar birilerine. Ve öğretim üyesi yok ellerinde sanıyorum. O yüzden de öğretim elemanı açığını kapatacaklar. Ve hızla kadrolaşmaya izin verecekler.”

‘ÜNİVERSİTELERE EL KOYMANIN İŞARETİ’

Uygulamanın devreye şimdi konulmasının önemli olduğunu belirten Toker, “Üniversitelerde yeni bir yapılanma ve kadrolaşma ya da düzenleme işareti. Yakında, bir yılda doktora tezleri verenler göreceğimizin kanaatindeyim. Yeni akademik olmayan akademik elemanlar yetiştirileceği kanaatindeyim. Yani üniversitelere aslında akademik niteliği olmayan elemanlar yerleştirmenin yolunun kolaylaştırıcısı olarak düşünüyorlar. Akademik yeterliliği dahi olmayan isimleri akademik personel olarak yerleştirecekler üniversitelere. Böyle bir yapılanmayı bekliyorduk aslında. Bütün bu ihraçlar tabi ki muhalefeti susturma cezalandırma anlamına da geldiği gibi üniversitelere el koymadır. Üniversiteleri ortadan kaldırmanın ve üniversitelere el koymanın bir işaretidir yapılanlar” şeklinde konuştu. (İzmir/DİHABER)

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

Tunuslu kadınların zaferi

SONRAKİ HABER

Tarihi höyüğü park yaptılar

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa