01 Ağustos 2017 00:30

Zeytini bitirdi sıra fıstığa geldi

Muğla’nın Yatağan ilçesine  bağlı Gökgedik köylüleri fıstık çamlarının bir maden firması tarafından kesilip yok edilmesine karşı direnmeye çalışıyor.

Paylaş

Özer AKDEMİR
Muğla

Muğla’nın Yatağan ilçesine  bağlı Gökgedik köyünde yaşayanlar, geçim kaynakları olan fıstık çamlarının bir maden firması tarafından kesilip yok edilmesine karşı direnmeye çalışıyorlar. 

Ülkemizde kömürlü termik santrallerin yarattığı çevre, sağlık ve kültürel sorunların en bilindik örneklerinden birisi olan Yatağan’da halk yaşam alanlarındaki yıkıma dur demenin yollarını arıyor. Kömür ocakları tarafından on binlerce zeytin ağacı, binlerce yıllık antik uygarlık kalıntılar ve geçimlik tarım arazileri ellerinden alınmak istenen yöre köylüleri, termik santral ve madencilik faaliyetlerine karşı dayanışma ile ayakta durmaya çalışıyorlar. 

Gökgedik’in üzerine adeta kabus gibi çöken sorunları ise Stratoon isimli feldspad maden şirketi. Global Holdinge ait olan şirket köyün yakınlarında yaklaşık 4 yıldır felspat madenciliği yapıyor. Bu sürede madencilik faaliyetinin çevreye, sağlıklarına ve yaşam alanlarına olan zararları ile iç içe yaşamak durumunda kalan köylüler, şimdi de en önemli geçim kaynakları fıstık çamlarının şirket tarafından kesilmesi tehlikesiyle karşı karşıya. Şirket, Gökgedik köyü ile Katrancı köyü arasındaki arazide bulunan fıstık çamlarını keserek araziyi maden alanı haline getirmek istiyor. 

ÇED KURNAZLIĞI!

Geçtiğimiz hafta sonu kesilmek istenince çevre köylülerin de katılımı ile eylem yapan Gölgedikliler, yıllardır zeytin ve zeytin yağı alamadıklarını, hayvanlarının öldüğünü, tek geçim kaynakları olan fıstık çamlarının kesilmesine karşı çıkacaklarını söylediler. Oturma eylemi sırasında köylüler, felspat şirketinin Türkiye Kömür İşletmelerine (TKİ) ait olan bölgeyi rödovans yolu ile kiraladığını, böylece daha önce TKİ’nin almış olduğu ÇED gerekli değildir kararını da kendisininmiş gibi kullandığına dikkat çektiler.

Gökgedik’e 5 kilometre uzaklıktaki Turgut köyünden de eyleme destek verilirken, Turgut Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Derneği Başkanı Kazım Erol kendi köylerinin başındaki doğa talanının komşu köyde de gündeme gelmesi üzerine dayanışma amacıyla geldiklerini söyledi. “Bu doğa katliamına sessiz kalmayacağız” diyen Erol, “Gökbel Dağı’ndaki bu talana son vermek için tüm hukuki yollara başvuracağız” dedi. 

MADEN Mİ ÖNEMLİ SAĞLIK MI?

Konuştuğumuz köylülerden bazıları şunları söylediler:
Sultan Topal: 3 hayvanım ve tavuklarım maden kamyonları tarafından çiğnendi. Dışarıya elbise seriyoruz, toz, çamur içinde geri topluyoruz.
Aysel Bayram: Maden mi önemli sağlığımız mı? Onların köyünü biz kazsak kabul ederler mi?
Hüseyin Göçmen: İki kilometre ötedeki evimin camları kırıldı patlamadan.
Mustafa Göçmen: Damızlık sığır üreticiliği yapıyorum. Madenin tozu hem bana hem hayvanlarıma zarar veriyor. 20’nin üzerinde büyükbaş hayvanım var. Bu koşullarda onlara nasıl bakarım?
Nizamettin Arıkan (Gökgedik Köyü Muhtarı): Buradaki madenciliğe sonuna kadar karşıyım ama şirketin elinde tapusu, izinleri var. Bir şey yapamıyoruz.
Sefa Topal: Köyümüzün su kaynağı gitti. Patlamalardan taş, toz geliyor evimize.
Ayfer Turgut: Evim yola sıfır. Kamyonlardan taş dökülüyor yola. Kaç kere şikayet ettim. Şirketin maden mühendisi bizi tehdit etti. Dilekçemizden sonra eve geldiler; toz yok deyip gittiler.

ÖNCEKİ HABER

Antik Yunan dünyasında sınıflar 

SONRAKİ HABER

Dünya devi Kordsa’da işçinin değeri yok

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa