ATO, TİHV, SES: Esra Semih ve Nuriye'nin talepleri dinlensin
ATO, TİHV ve SES açlık grevindeki eğitimcilerin sağlık durumlarına ilişkin açıklama yaptı.
Ankara Tabip Odası (ATO), Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Ankara Şubesi (SES) açlık grevinde bulunan Nuriye Gülmen, Semih Özakça ve Esra Özkan Özakça'nın sağlık durumlarıyla ilgili açıklamada bulundu. Sağlık örgütleri, Esra'nın da kritik bir noktaya geldiğini belirterek, çözümün taleplerin dinlenmesi olduğunu vurguladı.
NURİYE VE SEMİH CEZAEVİ KAMPÜS HASTANESİNE GÖTÜRÜLDÜ
Ankara Tabip Odası'nda yapılan basın toplantısında konuşan Dr. Benan Koyuncu, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'nın kendi istekleri dışında cezaevi kampüs hastanesine götürülmelerine tepki gösterdi. Kampüs hastanesinde çalışan hekim ve sağlık emekçilerine seslenen Koyuncu, bireyin kendi vücuduyla ilgili kararın başkası tarafından alınmasının etik olmayacağını ve sorunun çözümünün tıbbi müdahale olmadığını belirtti. Kampüs hastanesinde çalışan hekim ve sağlık emekçilerinin yaşayacakları sorunları kendilerine danışabileceklerini ifade eden Koyuncu, Gülmen ve Özakça’nın zorla beslenmelerinin Uluslar arası sözleşmelere aykırı olduğunu söyledi. Koyuncu, “Uluslararası Etik Kurallar, Cenevre Bildirgesi, Lizbon Bildirgesi, Hamburg Bildirgesi, Seoul Bildirgesi, İnsan Hakları ve Biyotıp Sözleşmesi, İstanbul Protokolü, Türk Tabipleri Birliği Hekimlik ve İnsan Hakları Bildirgesi; özellikle de Tokyo Bildirgesi ve Malta Bildirgesi’ne bağlı kalın” çağrısında bulundu.
SEMİH'İN EŞİ ESRA'DA KRİTİK NOKTADA
Koyuncu, Semih ve Nuriye'nin tutuklanmasının ardından, onların serbest bırakılmaları için açlık grevine başlayan ve 71 günü geri de bırakan Esra Özkan Özakça'nın 56 kilodan 49 kiloya gerilediğini belirtti. Esra Özkan Özakça'nın ATO tarafından açlık grevi süreciyle ilgili bilgilendirildiğini ve muayenesinin yapıldığını kaydeden Koyuncu, “Kas protein yıkımına bağlı özellikle bacak kaslarında güçsüzlük bulunmakta. Açlık grevinin başından beri süren ishal nedeniyle sodyum ve potasyum değerleri bazal değerlerin altında. Esra'nın açlık grevi kritik noktada” dedi. Açlık grevinin ikinci haftasında atılan biber gazını hatırlatan Koyuncu, “Bu kimyasal gazlara bağlı gelişen alerjik reaksiyona bağlı cildinde döküntüler, sindirim sistemine ait sorunlar görülmüştür” diye konuştu.
'SEMİH'İ, NURİYE'Yİ, ESRA'YI YAŞATMAK İSTİYORUZ'
Koyuncu, insanların hak arayışının açlık grevleriyle birer çığlığa döndüğünü ifade ederek, “Bizler sağlık emekçileri olarak bu çığlık karşısında çaresizce beklemek yerine; en temel talepler karşısında duvar olanlara inat yaşam hakkının kutsallığını savunarak Semih’i, Nuriye’yi, Esra’yı yaşatmak istiyoruz” dedi.
Koyuncu yetkililerin açlık grevindekilerin taleplerine kulak vermesini isteyerek sözlerini şöyle sürdürdü: “Açlık grevindekilerin taleplerini dinlemeleri; toplum vicdanına kulak vermeleri onları bu yanlıştan döndürecektir. Bizler bir kez daha Esra, Semih ve Nuriye’nin açlık grevi karşısında yetkilileri duyarlı olmaya çağırıyoruz” dedi.
‘266 GÜNDÜR SESLERİNİ DUYURMAYA ÇALIŞIYORLAR’
TİHV Genel Sekreteri Metin Bakkalcı, tıpta zorlamanın olamayacağını ifade ederek, “Onay vermediğimiz hiç bir işlemde tıbbi pratik söz konusu olamaz” dedi. Açlık grevindeki insanların bütün çevreleriyle birlikte sivil ölüme mahkum edildiğini söyleyen Bakkalcı, “Amaçları ölüm değil, yaşamak. Bu sorun tıbbi bir sorun değil. Sorgusuz, sualsiz, hiç bir soruşturma süreci yaşanmadan, gayri insani olarak bu insanlar işten çıkartılıyor. Bugün itibariyle 266 gündür seslerini duyurmaya çalışıyorlar” diye konuştu. Bakkalcı, Nuriye, Semih ve Esra’nın taleplerinin dinlenmesinin tek çözüm olduğunu söyledi. (Ankara/EVRENSEL)