Türkiye GDO çöplüğü oluyor
Biyogüvenlik Kurulu, genetiği değiştirilmiş üç soya ve bir mısır çeşidinin hayvansal yemlerde kullanılmasına izin verdi.
Biyogüvenlik Kurulu, bazı kriterlere uyması şartıyla genetiği değiştirilmiş dört soya ve mısır çeşidinin hayvansal yemlerde kullanılmasına izin verdi. Kararı değerlendiren Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Özden Güngör, Türkiye’de ekilmeyen ve nadasa bırakılan tarım alanları işlense yerli, GDO’suz mısır ve soyanın üretilebileceğini söyledi.
Biyogüvenlik Kurulunca, Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçıları Birliği Derneğinin (BESD-BİR) başvurusu üzerine genetiği değiştirilmiş 3 soya ve bir mısır çeşidi ve ürünlerinin hayvan yemlerinde kullanılması onaylandı. Kurulun konuya ilişkin kararları Resmi Gazete’de yayımlandı.
Buna göre, Kurul, BESD-BİR’in başvurusu üzerine, Bilimsel Risk Değerlendirme Komitesi ve Sosyoekonomik Değerlendirme Komitesince hazırlanan raporları değerlendirerek, genetiği değiştirilmiş 3 soya ve bir mısır çeşidinin hayvan yemlerinde belirlenen şartlara uyulması kaydıyla kullanılmasına onay verdi. Kararla, bu ürünlere ilişkin ‘ayırt edici kimlik, geçerlilik süresi, ithalatta uygulanacak işlemler, kullanım amacı, risk yönetimi ve piyasa denetimi için gerekli veriler, izleme, belgeleme ve etiketleme koşulları, ambalajlama, taşıma, muhafaza ve nakil kurulları, işleme, atık, artık arıtım ve imha koşulları, güvenlik ve acil durum tedbirleri, yıllık raporlamanın nasıl yapılacağı’ başlıklarındaki hususlara uyulması zorunlu tutuldu.
GÜNGÖR: BIRAKIN KENDİMİZ ÜRETELİM
Konuyu gazetemize değerlendiren Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Genel Başkanı Özden Güngör, Türkiye’de çok sayıda tarım arazisinin işlenmediğini söyleyerek, “Buraları işletin, Türkiye kazansın, üretici kazansın. Buralar işlense kendimiz mısır ve soya üretebiliriz. Böyle şeylere ihtiyaç duymayız.” dedi. Türkiye’de tarım arazilerinin daraldığını söyleyen Güngör, “Son 15 yılda çok büyük tarım arazilerini kaybettik. Kaybettiğimiz alan yaklaşım 30 milyon dekar. Dışarıdan dünyanın parasını verip, GDO’lu ürünler getireceğimize çiftçimizi destekleyelim. Kullanılmayan tarım arazilerini açalım. Kendimiz üretelim. Bu tarım topraklarında mısır yetişsin, soya yetişsin. Hepimiz kazanalım” dedi.
Genetiği değiştirilmiş söz konusu ürünlerin sadece hayvan yemi ya da yem ham maddesi olarak kullanılması gerekiyor. Türkiye’de GDO’lu ürünlerin gıda amaçlı kullanımına izin verilmiyor. Biyogüvenlik Kurulu bugüne kadar 7 soya ve 25 mısır geni olmak üzere toplam 32 genetiği değiştirilmiş ürünün ithalatına izin vermişti. Son karar ile birlikte bu sayı 10 soya ve 26 mısır geni olmak üzere toplam 36 genetiği değiştirilmiş ürünün ithalatına izin vermiş oldu.
DANIŞTAY 2013’DE İKİ MISIR ÇEŞİDİNİ ENGELLEMİŞTİ
Öte yandan 2013 yılında Danıştay biyogüvenlik kurulu tarafından ithalatına izin verilen MON810 ve MON88017*MON810 mısır çeşidi ve ürünlerinin hayvan yemlerinde kullanılmasına izin verilen kararın yürütmesini durdurmuştu.. Danıştay kararında bahsi geçen ürünlerin besin değeri, alerjik ve toksit etkileri ile çevreye olası gen geçişlerinden kaynaklanabilecek risklere dikkat
çekmişti.
MISIRIN GİRMEDİĞİ YER NEREDEYSE YOK
Her ne kadar ‘GDO’lu ürünler sadece hayvan yeminde kullanılacak’ denilse de gerçek biraz farklı. Önemli bir kısmı hayvancılıkta ve tavuk yeminde enerji kaynağı olarak kullanılan mısırın, en yaygın kullanıldığı alanlardan birisi de NBŞ ( Nişasta Bazlı Şeker) sanayi. Bitkisel yağ ve biyo yakıt vb. kullanım alanlarına ek olarak asıl günlük yaşamda farkına varılmayan pek çok yerde mısır kullanılıyor. Bunlara örnek olarak çikolata, şekerleme, ketçap, cola, meyve suyu gösteriliyor. Ayrıca çiftlik üretimi balıklarda da mısır yemi kullanılıyor.