Istrancaların bir yanı bahar bahçe bir yanı fabrika
Bulgaristan-Türkiye sınırını oluşturan ve Avrupa'daki 5 doğa alanından biri Istranca Dağları, çimento fabrikalarına feda ediliyor.
Özer AKDEMİR
İzmir
Avrupa’nın en önemli 5 doğa alanından biri olan Istranca Dağları çimento fabrikalarına feda ediliyor. Bulgaristan Türkiye sınırında yer alan dağlarda iki ülkenin doğaya yaklaşımı levhalarda bile anlaşılabiliyor. Bulgaristan tarafında "dikkat yaban hayvanı”, "Ağaç kesmek, kelebek yakalamak, çadır kurmak" yasak yazan uyarı levhaları Türkiye tarafına geçildiğinde yerini "Kamyon çıkabilir" yazılarına bırakıyor!..
ÇİMENTO AĞAÇLARA TERCİH EDİLİYOR
Bulgaristan-Türkiye sınırını oluşturan Istranca Dağları komşu Bulgaristan tarafından özel yasalarla korunurken, Türkiye sınırlarının içinde kalan alanlarda ise madenler tarafından delik deşik ediliyor. Yörede ekoloji mücadelesi veren örgütlerden Trakya Platformu Yürütme Kurulu üyesi Göksal Çidam, Istrancalarda ormanların kesilerek çimento fabrikaları için kalker çıkarımının hız kesmeden devam ettiğini dile getirdi. Sadece bir fabrikasının kapasite artışı için başvurduğu alanda bulunan ağaç sayısının 75 bini bulduğunu belirten Çidem, "Bu ağaçların neredeyse tamamına yakını meşe. Talep edilen alan aynı zamanda yer altı su besleme alanı" dedi. Çimento fabrikalarının üretim için önemli oranda suya ihtiyaç duyduğunu aktaran Çidem, "DSİ ile ilgili firma arasında imzalanan anlaşma gereği şirkete Kırklareli-Vize Evrencik Sofular Göletinden yılda toplamda 258.000 m³ su veriliyor" dedi.
AVRUPA ÇİMENTOYU NEDEN BİZDEN ALIYOR?
Şirketin ÇED Raporunda yer alan bir cümleye dikkat çeken Çidem, "Raporda deniyor ki, '2015-2025 yılları arasında çimento tüketiminde % 6-7 civarında artış olması bekleniyor. Yollar, Köprüler ve Kentsel dönüşüm ve aynı zamanda komşu ülkelerdeki yeniden yapılanma projeleri, çimento ihracatında AB ülkelerinde çimento sektörüne yeni bakış ile çimento üretim ve tedarik stratejilerindeki değişiklikler sebebi ile halen bölgemizde yükselen talep artışlarının ulaştığı büyüme oranlarının ileriki yıllarda da devam edeceği tahmin edilmektedir'. Yani AB ve komşu ülkeler çimentoyu üretmek yerine bizden tedarik edecekler" dedi. Çidem, ormanı kesip suları kirleterek çimento üretme ve bunu dışarı satarak milli geliri arttırma, zengin olma hayallerine dikkat çekti.
LEVHALAR HER ŞEYİ ÖZETLİYOR
Istranca Dağlarının Türkiye ve Bulgaristan'ın ortak yaşam alanı olduğunu ifade eden Çidem, "Dağın 2/3 Türkiye’de, 1/3 Bulgaristan’da. Sınırın Bulgaristan tarafından “dikkat yaban hayvanı”, "Ağaç kesmek, Kelebek yakalamak, çadır kurmak, Avlanmak, çöp atmak" gibi uyarı levhalarını görürüz. Bulgarlar dağı ulusal park ilan etmişler. Bizim Istrancalar’da ise uyarı levhalarında “dikkat kamyon çıkabilir” yazıyor. Onlarda ormandan yaban hayvanı, bizde ise kamyon çıkıyor! Bizim taraf üretim alanı. Üretim demek, ağaçları keserek, kereste ve sunta fabrikalarına kamyonlarla taşımak demek" dedi.
DOĞANIN SESİ YERİNE KAMYON GÜRÜLTÜSÜ
Çimento fabrikasının kapasite artışının on binlerce yeni ağacın kesileceği anlamına geldiğini belirten Çidem, Bulgaristan'ın doğaya yaklaşımı ile Türkiye arasındaki uçuruma şu sözlerle dikkat çekti; "Aynı orman, aynı dere, aynı deniz, aynı yağmurda ıslanıp, aynı kuşun ve aynı rüzgarın sesini duyuyoruz. Onlar daha çok doğanın sesini dinlerken biz, ağır iş makineleri, kamyonlar ve bazen de dinamit seslerini duyuyoruz"!
Bulgaristan tarafında da Istrancalar da ağaç kesiminin yapıldığını aktaran Çidem, aradaki farkı şu sözlerle anlattı; "Onlar ağaçları ısınmak için kesiyor, gençleştirmek için. Hatta orada ağaçlar sanata dönüştürülürken, bizde betona dönüşüyor. Istrancalarda ki Yasna Polyanna köyü ağaç heykelleri ile ünlüdür".
BİYOSFER REZERV ALANI DOSYASINA NE OLDU?
Istrancaların Türkiye tarafının biyosfer rezerv alan ilan edilmesine dönük çalışmaların hazır olduğunu vurgulayan Çidem, "2008-2009 yıllarında yapılan 130.000 ha. bir alanda çalışmalar yürütülmüştü. Alanda biyosfer rezervi yaklaşımıyla biyolojik çeşitlilik envanterleri yapılmış, sosyal değerlendirmeler gerçekleştirilmiş, alanın katılımcı bir yaklaşımla yönetim planlaması yapılmış ve proje sahasının biyosfer alan olarak kabul edilmesine yönelik bir Biyosfer Alan Adaylık Dosyası hazırlanmıştı. Dosyanın akıbeti belli değil!" diye konuştu.