Gökalp: Hekimlik faaliyeti ve barış talebi suç değildir!
TTB MK Üyesi Dr. Şeyhmus Gökalp, Dr. Selçuk Mızraklı ve Dr. Şemsettin Koç'un DTK soruşturması kapsamında tutuklanmasını Evrensel'e değerlendirdi.
Serpil BERK
Diyarbakır
Demokratik Toplum Kongresi (DTK) soruşturması kapsamında tutuklanan Diyarbakır Tabip Odası eski başkanlarından Dr. Selçuk Mızraklı 14, Dr. Şemsettin Koç ise 17 gündür tutuklu. Mızraklı’nın ilk duruşması 2 Ekim’de, Koç’un ise 4 Ekim’de yapılacak.
Tutuklamalara ilişkin Evrensel'e konuşan Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Üyesi Dr. Şeyhmus Gökalp, OHAL’in iyi hekimlik değerlerine zarar verdiğini, sağlık hakkının ihlal edildiğini kaydetti.
‘HEKİMLİK FAALİYETLERİ HEDEF HALİNDE’
Diyarbakır Tabip Odasının daha önce başkanlığını yapan 3 hekim ve yönetim kurulunda bulunan 1 hekimin DTK soruşturması kapsamında gözaltına alındığını söyleyen Gökalp, “İki hekim arkadaşımız serbest bırakıldı. Selçuk Mızraklı ve Şemsettin Koç tutuklandı. İddianamelerinde iki husus üzerinde duruluyor. Bir tanesi Diyarbakır’da yapmış oldukları sivil toplum faaliyetleri bir diğer iddia ise yaptıkları hekimlik faaliyetleri. Diyarbakır’da sivil toplum faaliyeti yürütmek her zaman zor olmuştur. Çatışan iki tarafa ikna edici faaliyetler sunmak her zaman zor olmuştur. Bölgede hekimlik de her zaman için zor olmuştur. Çünkü ırkı, dini, dili ne olursa olsun size gelen hastanızı iyileştirmek zorundasınız. Hipokrat yemini bunu gerektirir. Kimi zaman hastanede kapımızı çalan hastamız, kimi zaman telefonla şu ilacı alabilir miyim? diyen hastamız ‘Siz terör örgütü üyelerini tedavi ettiniz’ şeklinde iddianamelere girmektedir. Bu iddialar bölge hekimlerinin çoğunun boynunda Demokles’in Kılıcı gibi olagelmiş durumlardır. Sokağa çıkma yasakları döneminde özellikle havuz medyası tarafından ‘Hekimler şunları tedavi etmiyor, şunları tedavi ediyor’ şeklinde bizleri hedef haline getirmeye çalıştı. 2 aylık pratisyen hekime ‘Siz ameliyat yapmışsınız’ diye iddianameler hazırlandı. O arkadaşımız 5 ay tutuklandıktan sonra beraat etti, göreve iade edildi ve 1 hafta sonra da KHK ile ihraç edildi. OHAL ilanı sivil toplum faaliyetlerine, iyi hekimliğe, insan haklarına zarar vermektedir”diye konuştu.
‘GURUR DUYUYORUZ’
- Dr. Selçuk Mızraklı
Şemsettin Koç ve Selçuk Mızraklı’nın 30 yıldır Diyarbakır’da hekimlik yaptıklarını söyleyen Gökalp, “Herkes bu insanların iyi hekim olduğunu bilir. Mutlaka Selçuk ağabeyin kapısını çalıp ona bir hasta götürmüşlerdir. İyi hekim olduğunu bu şehirde kime sorsanız söyler. Böyle bir hekimin evine sabah 6’da gidip gözaltına alıyorsunuz. ‘Şemsettin Bey, Selçuk Bey gelip ifade verebilir misiniz’ denilemez miydi? Bu arkadaşlarımız ameliyatlarını yapıp giderlerdi ve ilerdeki ameliyat programlarını da buna göre düzenlerlerdi. Gözaltına alındıkları sabah Selçuk Hoca’nın 2, Şemsettin Hoca’nın 1 ameliyatı vardı ve bunlar iptal edildi. Yanı sıra 10’ar tane muayene ve kontrol hastaları da iptal edildi. Selçuk Hoca ve Şemsettin Hoca’nın kapılarında her gün hastalar bekliyordu. Bu kadar tercih edilen hekimlerdi. Hekimlik camiası içinde alnı açık başı dik insanlardır. Meslektaşları olarak onlarla gurur duyuyoruz. Onların tutuklu yargılanmaları hekimler içerisinde büyük bir vicdan hasarına neden olmuş durumda. Hocalarımız tutuksuz yargılanmalıydı. Kaçma şüphesi olan insanlar tutuklanır ama bahsettiğimiz insanlar 30 yıldır bu memlekette yaşıyor. Bir çok kere ifade için çağrıldılar, nereye kaçacak bu insanlar” dedi.
‘DTK, AÇIK TABELASI OLAN BİR KURUM’
- Dr. Şemsettin Koç
Mızraklı ve Koç’un kentte yaşanan sorunları çözmek için de çalıştığını söyleyen Gökalp, “Toplumda çeşitli sorunlar yaşayan ailelerle ilgilenir, sorunlarını çözmeye çalışırlardı. DTK’nin çalışmalarına da katılıp yaşanan sorunlara ilişkin tartışmalar yürütmüşlerdir. DTK şu anda açık, üzerinde tabelası olan bir kurum. Diyarbakır’da siyasi parti ayrımı göstermeksizin herkesin bir şekilde uğradığı bir kurumdan bahsediyoruz. Kürt sorunu bölgenin en önemli sorunu olması bakımından DTK’nin da çalışmaları arasında yer almıştır. Siz hekim de olsanız, avukat da olsanız Kürt sorunu çözülmedikçe bunun yarattığı sorunlar gelip kapınızı çalıyor. Bazen siyasi partiler sivil toplum örgütlerinden çalışmalarda yer alması için ricada bulunuyor. Öyle dönemler oldu ki iki tarafında ihtiyaç duyduğu konularda görev aldık. Kapalı kapılar arasında değil, şeffaf bir şekilde bu çalışmalar yapıldı. Bu anlamda hürmeti hak ediyorlar. Hekimlik faaliyeti, barış talebi hiçbir zaman suç değildir. Selçuk Hoca ve Şemsettin Hoca’nın bir an önce serbest bırakılmalarını istiyoruz” dedi.